Arapların en büyük keşfi

  • 6.12.2011 00:00

 Ufkumuz sınırlarımızı aştı. Artık ulus devletin düşüncemize ve yaşam alanımıza çizdiği dar kalıplar içinde kalmaya niyetimiz yok. Çünkü, hayatın ulus devlet düzeneğinden ibaret olmadığını biliyoruz. Dışarda kocaman bir dünya var, ve o dünyada olup bitenler hayatımızı fena etkiliyor.

 

Abant Platformu 25. toplantısında 'Arap Baharı'nı tartışmaya açarken tam da böyle 'dünyalı' bir tavır sergiliyordu. Zirve Üniversitesi'nin evsahipliğinde toplantının Gaziantep'te yapılması bile anlamlıydı. Gaziantep, Arap Baharı'nın ateşini en yakından hisseden ilimiz. Geleneksel olarak Suriye ile çok derin ticari ve sosyal ilişkileri var kentin. Dolayısıyla sınırın öte yanında olup bitenleri kaygıyla izliyorlar; biliyorlar ki sınırlar durdurmuyor sorunların geçişini. İnsanlar Suriye'de, Mısır'da, Libya'da yaşananların hayatlarını, işlerini, geleceklerini etkileyeceğinin farkındalar.

Dolayısıyla tepedeki üç beş yöneticinin yürüttüğü devletlararası siyasi ilişkilerin hayatlarını, işlerini, geleceklerini belirlemesine izin vermektense süreci etkilemeye çalışıyorlar. Sonuçta da 'dış politika' denilen ve düne kadar dışişleri bürokratlarının işiymiş gibi algılanan konuda halk bir aktör olarak öne çıkıyor; ulusal siyasetçilerin dış politika tercihlerini ve kararlarını etkilemeye çalışıyor.

Aslında 'Arap Baharı' denilen 'başkaldırı' hareketi de farklı bir şey değil. Abant Platformu'nda da konuşuldu; süreç, Arap halkının onur, hak, özgürlük ve adalet arayışının sonucu olarak gelişti. Eski Arap rejimleri, ne refah üretebildiler halkları için, ne özgürlük ve güvenlik verebildiler. Verdikleri kabaca bir yolsuzluklar düzeni ve polis devletiydi. Yıkılan, yıkılma tehdidi altındaki rejimler 'yönetim hakkı'nı halkın 'rıza'sına dayandırıp 'meşruiyet' kazanamadılar.

Sonunda da bir kıvılcım on yıllardır pasifize edilen, dışlanan, ezilen halkı sokağa taşırdı. Romantize etmek niyetinde değilim ama, Arap Baharı modern dönemde devleti, siyasi sistemi, kaderi hep 'dışardan' belirlenen bir halkın kendini, kendi iradesiyle ve tercihleri doğrultusunda yeniden inşa girişimidir. Yani Arap devrimleri modern tarihe, modern tarihin kalıplarına birer isyandır. Arap toplumu modern dönemde belki de ilk kez kendi başına bir 'aktör', siyaseti belirleyici bir güç olarak çıkıyor karşımıza.

Ve bu halk yıllarca iki seçeneğe sıkıştırıldı. Ya baskı rejimlerine razı olmaları söylendi onlara ya da İslamcı totaliter bir rejimde yaşamaya hazırlanmaları. Tunus'la başlayan süreç 'üçüncü yol'un mümkün olduğunu gösterdi; halk katılımına ve temsile dayanan demokrasi.

Olan şu; Tunus'tan Suriye'ye halk, değişimin taşıyıcı bir aktörü olarak öne çıkıyor. Yöneticilerinin uzaydan, Batı'dan gelen veya Tanrı tarafından gönderilen 'değiştirilemez süper varlıklar' olmadığını biliyorlar artık. Ve değiştiriyorlar onları...

Yani güçlerini keşfettiler. Bu, demokrasi biçimi alarak kurumsallaşacak mı, bilmiyoruz henüz. Değişimin yönü ve varacağı sonuç tartışılabilir, ama durdurulması bence söz konusu değil.

Arap Baharı'nın henüz ulaşmadığı rejimler de kendine biraz çekidüzen vermek zorunda. Bazı Arap ülkeleri reformlarla, bazıları da 'refah transferlerini' artırarak halklarını memnun etmeye çalışıyorlar. 'Halkın memnuniyeti'ni dert edinen her yönetim gücün, meşruiyetin ve yönetim hakkının kimde olduğunu anlamıştır. Her durumda Arap Baharı, halkın iktidarı ve zenginliği daha fazla 'paylaşması'yla sonuçlanacak. Zaten istenen de bu; paylaşım. Halk, iktidarı ve imkânları paylaşmak ister. Demokrasi de bunun mekanizmasıdır.

Ortadoğu'da tarih hızla akmaya başladı. Modern dönemde adeta derin dondurucuya hapsedilen halk ve 'halk gücü' isyanın ateşiyle 'uyandı'. Boşuna sürece 'Arap Uyanışı' adını da vermiyorlar. Uyanan, kendi iradesi ve iktidarını fark eden halk, yeni bir dünya kuruyor.

Modern Ortadoğu, isminden başlamak üzere kolonyal bir 'icad'. Batı'nın 'icad' ettiği Ortadoğu'nun sonuna geldik. Yapay bir icattan, içe doğru bir yolculukla kendini keşfetmeye çalışan 'yeni Ortadoğu'ya geçiyoruz. Bu yeni Ortadoğu'da Arapların en büyük keşfi, ceberut yöneticilere karşı 'halkın gücü'nün nelere kadir olduğunu görmeleri...

 

i.dagi@zaman.com.tr  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums