- 10.06.2016 00:00
Türkiye’deki siyasetçiler de Avrupa’daki göçmen kökenli siyasetçiler için “kan testi” isteyedursun, göçmen Müslüman futbolcular bu ülkeleri birer “dünya markası” yapmak için ter döküyorlar... Geçmişte Naziler’in ve Kemalistler’in yaptığı, bugün de İslamcılar’ın yapmak istediği “kan testi”, spor ahlâkının kabul etmeyeceği bir utançtır. Sporda sadece bir test yapılır ki, o da “doping testi”dir.
1960 tarihinden beri her dört yılda bir düzenlenen ve bu yıl 15’incisi Fransa’da organize edilecek olanUEFA Avrupa Kupası başlıyor.
Birileri “kan testi yaptırmak”tan bahsededursun, özellikle son 15- 20 yıldır korkutan “yabancı düşmanlığı”, büyük eleştirilere yol açan “göçmen politikası” ve haklı kaygılara sebebiyet veren “İslamofobia” ile gündeme gelen gelişmiş Avrupa ülkelerinin bu turnuvadaki en büyük umutları, bu ülkelerdeki mevcut siyasî ve sosyolojik retorikle tamamen tezat oluşturacak bir biçimde “göçmen kökenli fubolcular”…
Biz bu çalışmamızda, toplan 24 ülkenin katılımıyla düzenlenen Avrupa Kupası’nda, şampiyonaya gelişmiş Avrupa’dan katılan millî takımların başarısı için ter dökecek olan göçmen futbolcuları mercek altına aldık.
Bir “Selamun aleykum” deyip tanışalım kendileriyle:
ALMANYA: Her turnuvaya “favori” olarak katılan ve şampiyonluk hedefleyerek sahaya çıkan Alman millî takımının kadrosunda tam 10 göçmen kökenli futbolcu bulunuyor. Bunlar; Türkiye kökenli Mesut Özil(Zonguldaklı) ve Emre Can (Elazığlı), Tunus kökenli Sami Xedira, Arnavutluk kökenli Shkodran Mustafi, Gana kökenli Jérôme Agyenim Boateng, Senegal kökenli Leroy Sané (Senegal eski millî futbolcusuSüleyman Sané’nin oğludur; diğer iki kardeşi de futbolcudurlar ve Almanya Futbol Ligi takımlarında top koşturmaktadırlar), Sierra Leone kökenli Antonio Rüdiger (annesi Sierra Leoneli, babası Alman), Polonya kökenli Lukasz Józef Podolski, İspanya kökenli Mario Gómez García (Türkiye şampiyonu Beşiktaş’ın yıldızı ve bu sezon Türkiye’de “gol kralı” olan Gómez’in babası İspanyol annesi Alman’dır) ve Hollanda kökenli Marc- André ter Stegen.
AVUSTURYA: Geçen ay ülkede yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini “İslam düşmanı” ve “ırkçı”, “yabancı düşmanı” kimliğiyle tanınan Norbert Gerwald Hufer’in kazandığı, ırkçılığın en fazla yükselişte olduğu ve aynı zamanda Adolf Hitler’in memleketi olan Avusturya’nın millî takımı, bu görüntünün tam aksine göçmen ve Müslüman isimlerle dolu. Göçmen karşıtı politikacıların yönettiği Avusturya’nın millî takımını şu yedi göçmen futbolcu başarıya taşıyacak: Türkiye kökenli Ramazan Özcan (Sinoplu), her ikisi de Nijerya kökenli olan David Olatukunbo Alaba (babası Nijeryalı annesi Filipinli; eski Nijerya rap müzik sanatçısı George Olatukunbo Alaba’nın oğludur) ve Rubin Rafael Okotie (Nijeryalı bir baba ile Avusturyalı bir annenin oğlu olarak Pakistan’ın Karaçi şehrinde doğmuştur), Macaristan kökenli György Garics ve her üçü de Sırbistan kökenli olan Zlatko Junuzović, Aleksandar Dragović ve Marco Arnautović.
İSVİÇRE: Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri kabul edilen ve tam dört resmî dili bulunan İsviçre’nin millî takımı adetâ “göçmenler karması” gibi. Çünkü “yerliler” azınlıkta. İsviçre’nin kadrosunda tam 14 göçmen kökenli futbolcu bulunuyor. Bunlar; Türkiye kökenli Eren Derdiyok (Tuncelili), Makedonya kökenliBlerim Xhemaili ve Admir Mehmedi, Kosova kökenli Valon Behrami, Xherdan Shaqiri, Granit Xhakave Shani Tarashaj, Bosna- Hersek kökenli Haris Seferović, Fildişi Sahili kökenli Johannes Danon Djourou- Gbadjere, Kamerun kökenli Breel Donald Embolo ve Jacques François Moubandje, Kongo kökenli Denis Lemi Zakaria Lako Lado, Yeşilburun Adaları kökenli Gelson Fernandes ve Şili kökenliRicardo Rodríguez.
İTALYA: Göçmen politikası yoğun eleştirilere neden olan ve özellikle deniz yoluyla yapılan göçmen akınının hedef ülkesi olan İtalya’nın millî takımında sadece dört göçmen kökenli futbolcu forma giyiyor. Bunlar; Mısır kökenli Stephan Kerim el- Şarewî (babası Mısırlı Arap annesi İtalyan), Nijerya kökenliAngelo Obinze Ogbinna ve Brezilya kökenli Thiago Motta ve Éder Citadin Martins.
FRANSA: Göçmenlere yönelik politikaları en çok tartışılan ve bu konuda en fazla eleştirilen ülkelerden biri olan Fransa, buna tezat oluşturacak şekilde, onyıllardır göçmen ağırlıklı futbolculardan kurulu bir millî takıma sahiptir. Avrupa Kupası’na evsahipliği yapan Fransa’nın millî takım kadrosunda tam 19 göçmen kökenli futbolcu yer alıyor. Bunlar; Senegal kökenli Bakari Sagna, Patrice Latyr Evra ve Cibril Sidibé, Tunus kökenli Hatem bin Erfa, Mali kökenli Musa Sissoko ve N’Golo Kanté, Gine kökenli Paul Labile Pogba, Kongo DC (eski Zaire) kökenli Blaise Matuidi, Eliaquim Mangala ve Steve Mandanda, Kamerun kökenli Samuel Umtiti, Guadeloupe kökenli Kingsley Coman, Anthony Martial ve Alexandre Lacazette, Réunion kökenli Dimitri Payet, Filipinler kökenli Alphonse Aréola, Korsika kökenli Adil Rama, Polonya kökenli Laurent Koscielny ve Almanya kökenli Morgan Schneiderlin.
BELÇİKA: Göçmenlere yönelik politikalarından ziyade kendi içinde “bölünme tehlikesi”yle gündeme gelen Belçika’nın millî takımında 13 göçmen kökenli futbolcu ter döküyor. Bunlar; Fas kökenli Maruanî Fellainî Bekkiyuî, Kongo DC (eski Zaire) kökenli Miçi Batşuayî Tunga, Christian Benteke Liolo, Jason Denayer, Christian Kabasele, Romelu Lukaku ve Jordan Zacharie Menama Mokelenge Lukaku (son ikisi kardeş), Mali kökenli Musa Sidi Yaya Dembélé, Kenya kökenli Divock Okoth Origi, Endonezya kökenli Radja Nainggolan, Martinik kökenli Axel Thomas Witsel, İspanya kökenli Yannick Ferreira- Carrasco ve Britanya kökenli Kevin De Bruyne.
İngiltere millî takımının da neredeyse yarısı Afrika kökenli siyahî futbolculardan oluşuyor ve bunlar ağırlıklı olarak eski sömürge dönemi ülkelerinden.
Görüldüğü üzere Avrupa Kupası’nda gelişmiş Avrupa ülkelerini göçmen kökenli futbolcular sırtlayacak.
Bu ülkelerden özellikle Almanya, İsviçre ve Fransa’nın, yani “Gelişmiş Avrupa”nın ana gövdesini teşkil eden bu üç ülkenin turnuvadaki en büyük umutları, bünyesindeki “Müslüman yıldızlar”.
Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Belçika’daki siyasî partiler “yabancı düşmanlığı” ve “İslamofobia” ile popülizm yapıp oy avcılığı yapadursun, Türkiye’deki siyasetçiler de Avrupa’daki göçmen kökenli siyasetçiler için “kan testi” isteyedursun, göçmen Müslüman futbolcular bu ülkeleri birer “dünya markası” yapmak için ter döküyorlar.
Çünkü sporda ırkçılığa yer yoktur. Spor, sevgi ve kardeşliktir. Siyaset ise nefret ve düşmanlık.
Geçmişte Naziler’in ve Kemalistler’in yaptığı, bugün de İslamcılar’ın yapmak istediği “kan testi”, spor ahlâkının kabul etmeyeceği bir utançtır.
Sporda sadece bir test yapılır ki, o da “doping testi”dir.
HER TARAF
Yorum Yap