Atilla Yeşilada: AK Parti yerel seçimlerde fena bir kötek yiyecek

Atilla Yeşilada: AK Parti yerel seçimlerde fena bir kötek yiyecek
4.12.2018 - 07:52
1342

AKP yerel seçimlerde fena bir kötek yiyecek

Ekonomiden gelen  haberlerle mest, hükümetten gelen müjdelerle bahtiyar olduğumuz böyle bir günde sizleri bir kaç tokatla kendinize döndürmek ve hayatınızdan bezdirmek gayet rutin ve sıkıcı başlayan Aralık ayında neşemi geri kazanmama yardımcı olacak.

Nedense “IMF” kelimesini kullandığım anda, kokteyl partisinin ortasında yaramaz çocuk İran halıya kakasını yapmış gibi bir hava oluşuyor, suratlar ekşiyor, pahalı viski ve ithal havyarlı kanapelerinin tadı kaçıyor.  Etrafım cüzamlı hastanın hapşırırken yanlışlıkla yere bir kulak, iki parmak düşürmesi gibi hızla boşalıyor. Tüm bunlardan büyük zevk alıyorum tabii ki, her öz-Türk gibi ben de mutlu olmak yerine komşularımın mutsuz olmasını yeğlerim. Hem de bin kere.

Bize niye IMF lazım?  Evet işte 500 bin TL’lik soru bu. AKP’nin Mart yerel seçimlerinde Conor McGregor’un Floyd Mayweather’dan yediğinden beter kötek yemesi sonrasında ilk gündeme alacağı konu bu olacak.  Çünkü, “en kötüsü geride kaldı, ohh, bu boş otlaklarda artık istediğimiz gibi at oynatırız” kafasının hakim olduğu Ankara Mart sonuna kadar bu ekonomiyi  tamir edilemeyecek kadar bozar.

Bir kere en kötü katiyetle geride kalmadı. Aksine, gerileyen enflasyon ve kapanan dış açık en kötüsünün daha yeni başladığını, kış aylarında ekonominin çarklarının tümden duracağını müjdeliyor.

Enflasyon düştü, çünkü vatandaşta mal ve hizmet satın alacak gelir kalmadı. Dış ticaret açığı kapanıyor, çünkü  vatandaşta ithal mal kullanacak gelir kalmadı. Çünkü, sanayici artık üretim yapmıyor.

Siz hükümetin “haydin gayret, toparlanıyoruz” diye gaz verip amigoluk yapmasına bakmayın. Onlar durumun farkında. Aksi halde niye MHP ile yerel seçimde işbirliği yapılsın?  AKP niye tek başına kazanacağı illeri MHP’ye hediye etsin?  Koskoca TBMM Başkanı niye İstanbul’a belediye başkan adayı gösterilsin?

Vatandaşın bir numaralı şikayeti ekonomi ve AKP değil MHP, Trump’ın Cumhuriyetçileri’yle işbirliği yapsa, ekonomi düzelmeden oyunu ona atmayacak. Hatta, kış aylarında beklediğim çöküş gerçekleşirse hırsından CHP Gayr-i Milli Satanist-Sebatayist-Nihilist muhalefet bloğunun başına geçse ona oy verecek.

Nerden biliyorum?  Çünkü Yeni Ekonomi Programı (YEP) şimdiden kevgire döndü, her müjdeyle devlet kasanın ağzını  biraz daha açıyor.  Açar tabii, seçimden önce açmayacak da ne zaman açacak?  Hakkıdır, meşrudur, her demokratik hükümet açar. İyi de kasada para yok. Bu yüzden İşsizlik Fonu yağmalanıyor, bankalara ipotek VIDIMIĞI çıkarttırılıyor, Varlık Fonu’na borçlanma yetkisi veriliyor. Kamu müteahhitleri ve ilaç şirketlerinin ödemeleri geciktiriliyor. Bunlar da yetmedi, kış için soğan-pattis depolayan gariban tüccar sopalanarak, gönüllü indirim kampanyasına katılmayan esnafa fahiş zam baskını yapılarak “polisiye tedbirlerle” popülizm yapılıyor.

Heyhat, özel sektörde daralma, hanehalkı gelirlerinde erime o denli hızlı, bankalarda korku o denli çetin ki, bu mütevazi girişimlerin hiç biri Titanik yolunda ilerleyen ekonomiyi kurtarmaya yetmeyecek.

Peki o zaman ne olacak?  Olacaklar basit:

  • Asgari ücrete en az %20 zam.
  • Vergi gelirlerinden feragat artacak, Af’fın Affı’nın Af’fı ilan edilecek.
  • Bütçe disiplini 31 Aralık gece saat 24:00’e kadar, ardından baraj kapakları sonuna kadar açılacak.
  • Eğer dışsal ve içsel nedenlerden dolar/TL Ocak’ta 7.00’ye vurmazsa, TCMB’den faiz indirmesi “rica edilecek”.
  • Hazine ve kamu bankaları düşük-yüksek faiz bakmadan dış borçlanmaya çıkacak.
  • Bankalara aba altından sopa göstererek “faiz indir, kredi ötele, kapıdan girene kredi ver!” diye gözdağı verilecek.

Çok sürmez, en geç Şubat ortası gibi bu Ali Cengiz oyunu çakılır, önce yerleşikler dövize kaçar, sonra sıcak para gazlar; nihayetinde de dış kredi bulmak zorlaşır.

Kaba bir hesap yapıyorum, halen TL1.850 milyar civarındaki kurumsal kredinin %10-13’ü  donuktur. Yani Nisan’a geldiğimizde  ortada kimin ödeyeceği belli olmayan TL200 milyar civarında bir hesap olacak. Ya ödersin, ya da kredi ve ödeme çarkı tamamen felç olur, ekonomi kendi ciğerlerinde biriken karbondiyoksitten zehirlenir.

Türkiye dışardan bu  kadar parayı borçlanamaz. Siz bakmayın 1-2 milyar dolar satış yapılacak Euro-tahvillere 3 misli talep gelmesine. Gidin 5 milyar dolarlık bir tahville çıkın piyasaya bakalım, yaş mı, kuru mu görürsünüz.

Bu arada bakıyorum, Aralık geldi, Katar, Çin, Rusya ve İran gibi “geleneksel ve tarihi” müttefiklerimizden ne yatırım, ne TL’yle bir damla gaz-petrol, ne de Hazine’ye yardım var.  Ruslar S-400’leri dolarla satmamışlar. Odin razı olsun, işimize yaramayacak bir şeyi TL’ye satmışlar, kim karlı çıktı?

İşte IMF’yi çağıracak olmamızın ilk nedeni bu. Cukka yok. İkincisi daha da basit. YEP’nı iğfal ettiğimizde artık kredibiliteyi de sıfırlayacağız. Yerel seçimden sonra ilk akla gelen “kendin pişir-kendin ye” bir kemer sıkma programı uygulamak olacak, ama bin kere yemin etmişin, binbir kere tövbe, hayvan terli, yemiyor. Bütçe harcamalarını sıfırlasan, ne sıcak para, ne de kredi gelmeyecek.  Bize kefil lazım, o da IMF.  Son olarak, özel sektör borç sarmalı  kamunun eşsiz ve parmak ısırtacak gayretleri sayesinde yavaştan bankalara bulaşmaya başladı, borç krizini çözecek beşeri sermaye yok bizde. Acaba kim İrlanda ve İspanya köprü banka-Varlık Fonu modellerini tetkik etti?

“IMF” dediğimde  etrafımda kalan nadir kişiler hemen aynı soruyu sorar. “Sanki IMF gelse daha mı iyi olacak?” Evet, bin kat daha iyi olacak, çünkü istemeden, bilmeden de olsa  hükümetin halka yaptığı bu  zulmü IMF 10 yıl düşünse yapamaz. Onlar  Evrensel İnsan Hakları Beyannamesine uymak zorunda.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums