Ahmet Hakan'ın "Savaşların en pisi, en ahlaksıı, en onursuzu başlığıyla yayımlanan (26 Aralık 2017) yazısının ilgili kısmı şöyle:
Ağzını açan “iç savaş” diyor, ağzını kapatan “iç savaş” diyor.
Leblebi çekirdek der gibi “iç savaş” diyorlar.
Mezar taşlarını koyun sananlar, “iç savaş”ı da oyun sanıyorlar.
*
Savaşların en adisi, en pisi, en kahpesi, en onursuzu, en ahlaksızı, en aşağılığı, en şapşalı, en rezili...
İç savaştır!
*
- Çünkü iç savaşın kazananı olmaz ve kazandığını sanan da kaybeder.
*
- Çünkü iç savaş cehennemin öbür adıdır.
*
- Çünkü iç savaş ülkeyi böler, parçalar... Ve sonunda başkalarına yutturur.
*
- Çünkü iç savaşta komşu komşuyu, evlat babayı boğazlar.
*
- Çünkü iç savaş öyle bir felaket getirir ki... Bin yılda onaramazsın.
*
- Çünkü iç savaş kardeşin kardeşin gözünü oymasıdır.
*
- Çünkü iç savaş insanı insanlıktan çıkarır.
*
- Çünkü iç savaş gelecek sekiz nesli birden yakar.
Son KHK ile yapılması gerekeni yazıyorum
Son KHK’yı çıkaranlar diyorlar ki:
- Yahu yanlış anladınız.
- Bizim maksadımız 15 Temmuz’da darbeye karşı yiğitçe direnen sivil vatandaşlarımızdır.
- Onlardan gayrısıyla ilgili değildir.
*
E güzel.
E iyi.
E tamam.
*
O zaman bir düzeltme yapılsın.
“Öyle de olur, böyle de olur” diye anlaşılan ifadeler, oturulup yeniden yazılsın.
Farklı anlamalara yol açacak muğlaklık ortadan kaldırılsın.
Doğru dürüst bir metin ortaya çıkarılsın.
*
Böylece...
En azından işin bu kısmıyla ilgili tartışma sona ersin.