Mustafa Erdoğan: Referanduma niçin hayır demeliyiz (1)

Önceki yazılarımda, hâlihazırda halkoylamasını bekleyen anayasa değişikliğinin aslında Türkiye’de özgürlükçü-

Mustafa Erdoğan: Referanduma niçin hayır demeliyiz (1)
17.03.2017 - 06:48
2142

 Önceki yazılarımda, hâlihazırda halkoylamasını bekleyen anayasa değişikliğinin aslında Türkiye’de özgürlükçü-demokratik olmayan yeni bir rejim kurmayı hedeflediğini ve ayrıca olağanüstü yönetim altında anayasa değişikliği yapmanın esasen uygunsuz olduğunu anlatmıştım. Şimdi ise daha somut olarak, 16 Nisan’da seçmenler tarafından onaylanması halinde bu değişikliğin nasıl bir rejim getireceğini ele almak istiyorum.

Önce genel bir gözlem: Halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği, başta “kuvvetler ayrılığı” ve “frenler ve dengeler” mekanizmaları olmak üzere, modern anayasacılığın bütün temellerini yok sayan bir rejim öngörmektedir. Yürütmeyi tek başına elinde bulunduran tam-yetkili bir cumhurbaşkanının (başkanın) yasama ve yargı organlarını da vesayeti altında tuttuğu, hemen hemen hiçbir denetim ve denge mekanizmasına tâbi olmayan mutlakiyetçi bir yönetim kurulmak isteniyor. Kısaca, öngörülen bu yönetim modeli, temel amacı iktidarı sınırlamak olan anayasacılık düşüncesine tamamen ters olan, anti-anayasal bir modeldir.

Şimdi bu tezin somut kanıtlarını görelim: En başta, öngörülen yeni 104. madde “yürütme” yetkisini tek başına cumhurbaşkanına vermektedir. Millî güvenlik politikasını belirlemek ve uygulamak yetkisi cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı yine tek başına bütün ülkede olağanüstü hal ilân edip bütün temel hakları askıya alabilecektir. Cumhurbaşkanı sadece bakanları değil, Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bütün üst kademe yöneticilerini de tek başına atamaktadır.

Tuhaf bir şekilde, konumunu seçime değil de cumhurbaşkanı tarafından atanmasına borçlu olan cumhurbaşkanı yardımcılarından biri makamın boşalması halinde cumhurbaşkanlığına vekâlet edecek ve makama ait bütün yetkileri kullanabilecektir. Başka bir tuhaflık da, seçilmiş olmadıkları halde, hem cumhurbaşkanı yardımcılarının hem de bakanların milletvekilleri gibi “yasama dokunulmazlığı”ndan yararlanacak olmalarıdır; yani adi suçları için haklarında cezaî takibat yapılamayacaktır.

Cumhurbaşkanı ayrıca çok güçlü kararnâme yetkilerine sahiptir, o kadar ki ikinci bir yasama organı gibidir: Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilâtlarının kurulması; Devlet Denetleme Kurulu’nun işleyişi ve çalışanlarının özlük hakları; Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin teşkilât ve görevleri Cumhurbaşkanlığı Kararnâmesiyle (CBK) düzenlenir. Ayrıca kamu idaresi (devletin bütün bir yönetim örgütü) de hem kanunla hem de CBK’yle düzenlenecek. Nihayet, olağanüstü hallerde de CBK çıkarılabilecek ve bununla vatandaşların sivil ve siyasal hakları bile kısıtlanabilecek.

Öte yandan, TBMM seçimleri ile cumhurbaşkanı seçiminin birlikte yapılması ve cumhurbaşkanının partili kimliği sayesinde, cumhurbaşkanı TBMM’deki çoğunluğun kompozisyonunu istediği gibi oluşturma ve yasamanın işleyişini kontrol etme imkânına sahip olacaktır. Nitekim, anayasa değişikliğinde TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 5 yılda bir aynı günde yapılacağı öngörülmektedir. Ayrıca, TBMM seçimlerinin yenilenmesine ister Meclisin kendisi isterse cumhurbaşkanı karar versin, her iki durumda da yeni seçimler birlikte yapılacaktır. Bu hükümlerin amacı, yürütme ve yasamada aynı siyasî çoğunluğun hâkim olmasını sağlamaktır.

Bu arada, Meclis cumhurbaşkanının ikinci dönemi esnasında seçimlerin yenilenmesine karar verirse, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olup yeniden beş yıl daha görev yapabilir. Bu, pratikte, normal olarak en fazla iki dönem [10 yıl] görev yapabilecek olan cumhurbaşkanının süresinin uzaması ve hatta bu sürenin kimi durumlarda 15 yıla yaklaşması demektir. Buna benzer şekilde, eğer genel seçime bir yıldan daha fazla süre kala cumhurbaşkanlığı makamı boşalırsa, yeni seçilen cumhurbaşkanı kalan süreyi tamamlar ama bu süre onun için “dönemden sayılmaz”. Bu demektir ki, önceki cumhurbaşkanından kalan süreyi tamamlayan bir cumhurbaşkanı iki dönem daha cumhurbaşkanlığı yapabilir. Bu ihtimalde de cumhurbaşkanının toplam görev süresi, duruma göre, 15 yıla yaklaşabilir.

Ayrıca, öngörülen modelde cumhurbaşkanı partili olabilecektir ki bu da, mevcut siyasî partiler mevzuatı çerçevesinde, büyük ihtimalle partisinin lideri olacak olan cumhurbaşkanının çoğunluk partisinin Meclis grubunun kimlerden oluşacağını belirleme imkânına sahip olması demektir. Böylece cumhurbaşkanı Meclis çoğunluğu üzerindeki kontrolü sayesinde yasa üretimini de kontrolü altında tutabilecektir.

Esasen, değişiklik teklifinde cumhurbaşkanına “ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verme” yetkisi tanınmaktadır ki partisine mensup çoğunluk milletvekillerinin cumhurbaşkanının bu mesajlarını emir veya talimat olarak algılayacakları açıktır (Bu mesaj verme işi onun Meclisi açış konuşmasından ayrı bir yetki olarak öngörüldüğüne göre, cumhurbaşkanının herhangi bir yerdeki herhangi bir konuşmasında dile getirdiği dilek, temenni ve özlemleri partili milletvekilleri tarafından emir telâkki edilecek demektir.).

Cumhurbaşkanının yasama süreci üzerindeki kontrolünün bir aracı da, cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilen kanunların aynen kabul edilebilmesi için TBMM’nin üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyunun şart koşulmuş olmasıdır.

http://ortaksoz.com/2017/03/15/referanduma-nicin-hayir-demeliyiz-1-mustafa-erdogan-yazdi/

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums