Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Karlov'un suikast sonucu katledildiği haberini alır almaz olay yerine gittim. Neler olduğunu öğrenmeye çalışırken, telefonlara katilin videoları düşmeye başladı. Katilin suikast sırasında attığı Arapça sloganları dinleyince aklıma Yeşilçam filmlerindeki Müslüman olma sahneleri geldi. Fetöcü katilin Arapça telaffuzu Yeşilçam filmlerindeki artistlerin telaffuzunun aynısıydı. Bırakın İslami hassasiyeti olan bir kişiyi, günde 5 kez okunan ezanı dinleyen birisinin bile telaffuzu bu kadar kötü olmaz.

Bu Fetöcü katilin Arapça telaffuzu beni yıllar öncesine götürdü. İmam Hatip lisesinde öğrenci olduğum yıllarda, o zamanki adıyla Cemaat'ten olan birileri bizleri kendi evlerine götürmek için çok gayret sarf ediyorlardı. Israrlara dayanamayıp birkaç kez gittim. İlk gidişlerim öğlen saatlerinde olduğundan bir anormallik yaşamadım. Son gidişim akşam namazı vaktine denk geldi. Yemek yedik, akşam namazına durduk. Namazı üniversiteli bir 'abi' kıldırdı. Allah kabul etsin ama namazı kıldıran 'abi' belli ki sureleri Latin alfabesinden ezberlemiş.

Hem imam hatip öğrencisiyiz hem de hafızlık rahlesinde biraz diz çürüttüğümüz için bu berbat telaffuzlu 'abi'nin namaz kıldırması çok tuhafıma gitti. Ertesi gün okulda bizim o eve gitmemize aracı olan arkadaşa 'Sizin amacınız ne' diye sordum. 'Abi ne olsun. İslam'a hizmet. İslam'ın tebliği' diye cevap verince, öfkem daha da kabardı. “Önce siz öğrenin. Dün akşam namaz kıldıran adam Kur'an okumayı bilmiyordu. Bilmediğiniz bir şeyi nasıl tebliğ edeceksiniz” dedim. İşte Rus elçinin katilinin telaffuzu bana bu anımı hatırlattı. Zaten Fetullah Gülen de 'dinlerarası diyalog' nedeniyle “Kelime-i Şehadet”ten Muhammed'i çıkardığı için Fetöcü katil, Peygamber Efendimiz'in ismini telaffuz ederken epey zorlanmış.

Efendim yandaş medya cinayetin arkasında El-Nusra'nın olduğunu gizlemeye çalışıyormuş. Peki kim diyor bunu. Türkiye karşıtı her oluşumun içinde yer alanlar. Başka… Bir de İran'ın Halep'te Nusra bahanesiyle binlerce Müslüman'ı katletmesine alkış tutanlar. Aslında bu iddiaları dile getirenler Fetö'yü perdelemek istiyor. Ama bütün bunlar işin teferruatı.

Asıl sorgulamamız gereken şey, Fetö isteseydi yüzde 100, hormonsuz El-Nusracı bir tetikçi bulup bu cinayeti böyle birine işletebilirdi. Böyle bir kabiliyeti olmasına rağmen niçin geride bu kadar aleni Fetö delili bırakan bir tetikçi kullanıldı. Bunun irdelenmesi lazım. Aleni bir şekilde Fetö'yü işaret eden bu suikast ile kimlere ne mesaj verilmek isteniyor?

Suikastın biçimine bakıldığı zaman tam bir Haşhaşi yöntemi. Hedefini arkadan vuruyor ve kaçmadan öldürülmeyi bekliyor. Yeryüzünün gelmiş geçmiş en tehlikeli terör örgütü Haşhaşilerin elebaşı Hasan Sabbah'ın Selçuklu sultanlarına karşı suikastları herkesin malumu. Haşhaşiler, sadece cinayetleriyle değil, tehdit yöntemleriyle de terör tarihine geçmiş bir örgüt. Romanlara bile konu olan bu suikast şebekesinin işlediği cinayetlerin yanı sıra tehdit yöntemleri de dikkat çekici.

Çeşitli kaynaklarda, sapkın, aynı zamanda ırkçı bir kişi olan Hasan Sabbah'ın, Selçuklu Devleti'nden intikam almak amacıyla böyle bir örgüt kurduğu bilgisi yer alır. Kısa sürede güçlenen Haşhaşiler, kendilerine karşı büyük bir savaş hazırlığı içinde olan Selçuklu veziri Nizamülmülk'ü öldürür. Ardından da Sultan Melikşah'a suikast düzenler. Tahta geçen Sultan Sencer'in kendilerine yönelik bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu öğrenen Haşhaşiler, Sultanın başını koyup uyuduğu yastığa hançer saplar. Sultan Sencer uyandığında hançeri ve yanında şu ifadelerin yer aldığı mektubu görür: “İster bizimle ilgili planlarını gerçekleştir, ister bizi rahat bırak, yatak odana kendi evimmiş gibi girebiliyorsam arkanı sağlam tut. İbn-i(Ebu) Tahir”. Bu olaydan sonra Sultan Sencer, Haşhaşilerin üzerine gitmez ve Selçuklu İmparatorluğu'nun çöküşü hızlanır.

Karşımızda çağın Haşhaşileri olduğuna göre, Rusya Büyükelçisi'ne yönelik bu Fetö suikastını iyi analiz etmemiz lazım. Bu suikast yastığımıza saplanan bir hançer mi, yoksa Fetö'nün ABD'ye bunun gibi dünyanın birçok yerinde cinayet işleyebilecek kapasitede olduğunu gösteren bir mesajı mı? Bilemeyiz. Ama Fetö'nün Türkiye başta olmak üzere böyle adi suikastler yapacak çok sayıda adanmış teröristi olduğu şüphesiz. Tehdit sadece Türkiye için geçerli değil. Zira Fetö'nün okulunun bulunduğu her ülke bu tür Fetöcü katil adaylarıyla dolu. Ancak Türkiye'yi böyle bir mesajla tehdit edebileceğini düşünen varsa önce 15 Temmuz'u gözünün önüne getirsin, ardından da mutlaka Haşhaşilerin Alamut Kalesi'nin nasıl yıkıldığının hikayesini okusun.

YENİ ŞAFAK