Said Sefa: Türkiyenin hiçbir zaman DERİN DEVLETİ olmadı

Türkiyeye, neresinden bakarsanız bakın ilginç bir ülke.

Said Sefa: Türkiyenin hiçbir zaman DERİN DEVLETİ olmadı
18.06.2016 - 07:42
1972

Türkiye'ye, neresinden bakarsanız bakın ilginç bir ülke.

 

Ülke, Cumhuriyet olmayı yarım yamalak başarmış gibi görünse de devlet olmayı hiçbir zaman başaramadı.

 

Devlet olmanın asgari gereklerinden bahsederek sizleri yoracak değilim. Hakimiyet alanlarının, hukuk normlarıyla çevrilmesi gerekli olan devlet nizamının ve esasının ayakları yere sağlam basmalı ki devlet, devlet olsun.

 

Demokrasinin ve hukukun ilkelerinden taviz vermeyen sair ülkeler, şeffaf olmayan ve rutin dışına çıkan devlet içindeki yapıları ve hukuk dışı güçleri tasfiye ederek ayakları yere basar hale geldiler. Asgari devlet olmanın kavgasını verdiler ve bunu sonuca ulaştırdılar.

 

Demokrasinin beşiği olan devletler, derin yapıları ve derin devletleri kabullenmedi, kabullenmez.

 

Kendi hakimiyet alanına müdahale etmeyi hiçbir hakim unsur kaldırmaz. Bu esaslar ışığında Türkiye'ye bakmak ve bu doğrultuda analizler yapmak, abes kaçıyor.

 

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmeye görsün, sonrasındaki gayretler yanlışı derinleştirmekten öteye varmaz.

 

Türkiye'nin devlet olmaya çalışırken yaşadığı temel problem, oluşturulan nizama aykırı, rutin dışına çıkmaya meyilli farklı bir devlet telakkisiyle karşılaşmış olma tehlikesi değil.

 

Yani Türkiye devletinin hiçbir zaman derin devleti olmamıştır.

 

Derin devlet denen yapı başından beri Türkiye devletinde hakim olan yapıdır. Gözle görülen, elle tutulan, istediği alanda at koşturan, kurum ve kuruluşlarıyla devletin çarkını çeviren tek devlet, bilinen düz devlet, derin devletin ta kendisidir.

 

Bir devletin, kendi derin devletiyle mücadele edebilmesi için kendisinin normal bir devlet olması gereklidir. Kendisi derin devletse tuz kokmuş demektir.

 

Belki de düne kadar birçok kişinin yaptığı analizlerin, geliştirdikleri fikirlerin, verdikleri mücadelenin boşa çıkmış olmasının temel nedeni, tuzun kokmuş olduğunu fark etmemeleridir.

 

Derin devlet, Türkiye'de tek hakim unsurdur. Ve hakimiyet alanını kaptırmak istemediğinden halkından korkuyor ve onları kategorize ederek fişliyor. Öncelikle birbirine kırdırıyor, arta kalanı da kendi kırıma uğratıyor.

 

Derin devlet, iktidar olduğundan ve devletin kurumlarını zaptı rapt altına aldığından onunla mücadele eden herkes, devletle mücadele ediyor gibi görünüyor ve kolayca hain ilan ediliyor.

 

Devletin bekasını savunup 'devlet ebed müddet' anlayışında olanlar, aslında taptıkları devletin asli devlet olmadığını, aksine devlet diye kutsadıklarının derin devletin bizzat kendisi olduğunu bilmezler, bunu fark ettiklerinde çok geç kalmış olur ve onlarca yıl sonra geriye bakıp ahu vah ederek saç baş yolma durumuna düşerler.

 

Ülke devlet olmayı başaramadı. Derin devlet, devlet olunmasına müsaade etmedi.

 

Derin Devlet, bugüne kadar kendisine devlet görüntüsü vererek, derinliğini gizleyebildi.  En büyük mahareti de  buydu.

 

Hatta, zaman zaman rutin dışına çıkılmasına itiraz eden beyinleri oyalamak için içindeki bazı yapıların deşifre edilmesine göz yumdu. Çaresiz kaldığı anlar da kendi adamlarından vazgeçtiği de oldu. Onlarla mücadele ederken, derin devletle mücadele ediyor algısına kapılanlar oldu.

 

Şimdi artık, kemiksiz ve kılıfsız şekilde ve devletin tepesinde olduğunu gizlemeden hareket ediyor Derin Devlet.

 

Mevcut Derin Devlet'in genleri iki gruptan müteşekkil. Radikal Ulusalcılar ve Siyasal İslamcılar.

 

Siyasal İslam'ın görüntüdeki varlığının altında Derin Devlet'in çarklarını takır takır işleten ulusalcı bir cenah var.

 

Radikal Ulusalcıların işlettiği çarkı, halka kabul ettirme ve alkışlatma görevi de Yeni Türkiye hayali kuran ve kendi düşüncesini iktidarda zannederek kendinden geçen İslamcı medya tayfasına düşmüş.

 

Kendini saklama gereği duymayan Derin Devlet nelerle meşgul, bakalım.

 

1Meclisi fiilen feshetti. Var gibi görünüyor ama yok. Bir şeyin varlığı ile yokluğu arasında fark yoksa o şey aslında yoktur.

 

2. Kürtleri düşman ilan etti. Yaşadıkları şehirlere girip evlerini başlarına yıktı. Tıpkı doksanlardaki gibi gözaltına aldıklarından haber alınamaz oldu. Kamuoyuna 'Madem savaş var, elbet siviller de ölecek' anlayışını empoze etti.

 

3. MGK kararlarını, hukuk kararlarının ve hükumet kararlarının üzerine çıkardı.Hukuk yoluyla, ispat ve delille terörist ilan edemediğini, askeri kararlarla terörist ilan etti.

 

4. Vekillerin dokunulmazlığını kaldırdı. Seçmenin iradesini çöpe attı. 'Sizin düz ovada siyaset yapmaya hakkınız yok, tek muhatabımız silahla mücadele edenlerdir'' dedi.

 

5. Valileri, hakimleri ve hatta polisleri devre dışı bıraktı. Hükümete ''İstediğimde sokağa askeri salabilirim, bunu yapmak için Meclis'in kararına da gerek yok'' mealinde kararlar çıkarttırdı.

 

6. Askeri önlemleri, tek çare olarak kabul ettirdi. Siyaset alanını tamamen daralttı.

 

7. Dün deşifre edip geçici süreyle tasfiye ettiği evlatlarını önemli konumlara getirdi. Ve onlarla mücadele edip kendine başkaldıranlarla hesaplaşmaya başladı.

 

Gelinen noktada:

 

Çıkardıkları yasalarla, sokakları karıştırmayı, bastırabileceği bir iç savaşla da derinliklerine resmiyet kazandırmayı hesaplıyorlar. Toplumsal desteğin merkezi olarak gördüklerini de bastırılacak bir  iç savaşla başkanlığa geçebileceğine inandırmışlar.

 

Bugün, öyle ya da böyle devletin genlerini oluşturan bu ikili yapı, bir şekilde kendi sonuna doğru hızla ilerliyor. Zira bu iki başlı tek gövde, birbirinden asla haz etmiyor.

 

Sokağa taşırmaya çalıştıkları üzerinden birbirlerini vurmaları da yakındır.

 

Yarın sokaklar karışırsa, çıkardıkları yasalara dayanarak sokağın hakimi olacak yapıların, bir süre sonra 'halkımıza karşı silah kullanacak değiliz, hükümet kararlarına uymuyoruz' dediklerinde orta da ne hükumet kalır ne de kendini iktidar sanan muktedirler.

 

Olur da aklı başında olanların etkinliği iyiden iyiye kırılır ve bu derin yapıyla baş edemezlerse olacak olan sokakların karışması, binlerce kişinin ölümü, hakimiyeti ele alacak silahlı yapının siyasetin iflahını kesmesi ve Derin Devlet'in resmiyet kazanacak olmasıdır.

 

Bu yapı, yenilse de resmiyet kazansa da şimdiki zahiri iktidar son bulacağından, zahiren muktedir olanların kasım kasım kasılmalarının ve onlara karşı olanların 'bunlar ülkeyi ele mi geçirdi'' endişelerinin hiç bir anlamı yoktur.

 

SAİD SEFA | HABERDAR

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums