Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan işareti verdi.

Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği evrensel ‘terör’ tanımı bir kenara bırakılarak ‘Türk tipi’ yeni bir ‘terör’ tanımı için düğmeye basıldı.

Aslında hazırlığı önceden başlayan bir çalışma bu. Ankara’daki terör olayı ile hız kazandı.

Çalışmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birebir çalıştığı hukukçu kurmayları ile Adalet Bakanlığı yürütüyor.

Terör kavramının çerçevesi yeniden çiziliyor. Sadece eli silahlı, beli bombalı olanlar değil, yazan, çizen, sosyal medyayı kullananları da kapsayacak bir çalışma.

Kitaplarla beraber köşe yazıları, haberler ve sosyal medyaya sıkı denetim geliyor. Atılan tweettler, yapılan paylaşımlar, yazılan yazılar ‘yardım’ ve ‘propaganda’ gerekçesiyle terör suçu kapsamına sokulabilecek.

Tanımı değişen ‘terör’ün ‘katalog suç’ kapsamına alınması öngörülüyor. Bunun bir amacı da, suçu işlediği varsayılan kişilerin hızlı bir şekilde mahkemeye sevki ve idari tedbirlerin kolay uygulanabilirliği.

Mesela, bu kapsama giren bir internet sitesinin erişimi engellenebilecek.

Adına ‘silahsız terör’ denen bu girişim akla yeni gelmiş değil.

Bundan 11 yıl önce yine AK Parti döneminde gündeme gelmişti. ‘Cebir ve şiddet şartı’ içermeden ‘terör’ tanımı yapan bu taslak, parti içinden ve kamuoyundan büyük tepki gelince yürürlüğe konmamıştı.

O dönem Başbakan olan Erdoğan’ın, geçmişteki 163’üncü maddeyi hortlatacağı kaygısı taşıyan dindar kesime “Benim dönemimde alnı secdeli insanlar zarar görmeyecek” güvencesi vererek taslağa geçit vermediği konuşulmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün muhtarlarla buluşmasında “Ya teröristin yanındasın ya benim” anlamına gelen bir cümle kullandı.

Bunu ‘silahsız terör’ arayışından farklı düşünmemek gerek. Yeni bir güvenlik konsepti oluşturuluyor. ‘Bush Doktrini’ne benziyor.

Hani, ABD’nin 11 Eylül saldırıları sonrası uygulamaya koyduğu güvenlikçi politikalar.

Cumhurbaşkanı da Ankara patlamalarını ‘Türkiye’nin 11 Eylül’ü gibi görüyor olmalı.

Biz de buna ‘Erdoğan doktrini’ diyelim.

Artık yeni ittifaklar, çatışmalar bu duyarlılık üzerinden yürüyecek.

Önümüzdeki günlerde siyasetin baskın cümlesi ‘terör’ olacak.

Eli klavyede dili mikrofonda olan çok sayıda insan, özellikle gazeteci, akademisyen, sivil toplum örgütleri, ‘teröre destek’ ithamıyla karşı karşıya gelecek.

Başbakan Davutoğlu ile görüşen MHP lideri Bahçeli’nin desteği parlamento aritmetiği ve kamuoyu açısından son derece önemli.

Bahçeli’nin isteği olan ‘sıkıyönetim’ şu aşamada imkansız ama artık siyasetin 1 numaralı gündemi HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve terör yasalarıdır.

MEYDAN