Evrim Kurdoğlu: Diyarbakır, kalbi Sur’a sahip çıktı

Gazeteci Evrim Kurdoğlu, Demirtaşın Sur çağrısının ardından Diyarbakırda yaşananları yazdı

Evrim Kurdoğlu: Diyarbakır, kalbi Sur’a sahip çıktı
4.03.2016 - 11:02
1824

Gazeteci Evrim Kurdoğlu, Demirtaş'ın Sur çağrısının ardından Diyarbakır'da yaşananları yazdı

 HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır halkını Sur’a doğru yürümeye çağırması tüm şehirde karşılık buldu. Üç aydan fazladır Sur’da uygulanan sokağa çıkma yasakları Diyarbakır’da genel bir rahatsızlık yaratıyordu. Çeşitli defalar yürüyüşler düzenlemiş fakat her seferinde güvenlik güçlerinin gazlı su, biber gazı ve gerçek mermiler kullanmasıyla sonlanmıştı.

 

Ancak Demirtaş’ın en son yaptığı çağrı yine aynı sonla karşılaşmış olsa da diğerlerinden farklı sonuçlandı. Eylem başlamadan önce şehrin en işlek merkezlerinden Ofis’te büyük bir sessizlik hâkimdi. Bu sessizliğin inadına, baharı aratmayacak kadar güzel olan havada çay içerken garson ve müşterisinin konuşmasına misafir oldum. Garson ‘bugün ne kadar sessiz, herkes dışarda ama çıt çıkmıyor’ diyor. Müşterisi de ‘fırtına öncesi sessizlik’ diye cevap veriyor.

 

Bu konuşmalar yapılırken saat henüz 14:30 civarları fırtınadan kasıtsa 16:00’da başlayacak Sur yürüyüşü. Pek de haksız çıkmadılar saatler 16: 00’ı gösterdiğinde Ofis’te o güzelim bahar günün tadını çıkartarak oturan hiç kimse kalmadı. Her yer boşaldı adresse Ofis’in hemen girişindeki DTK binasıydı. Önünde toplanma çağrısı olmamasına rağmen kalabalık orada toplandı. Daha yürüyüşe geçilmemişti ki beklenen oldu. Güvenlik güçleri biber gazları ve tomalı sularla kitleyi dağıtmaya çalıştı. Ofis’in her yerine dağılan insanlar kendilerini korumak için ilk buldukları yere saklandılar ancak dağılmadılar. Polislerin geri çekildikleri ilk fırsatta da yeniden sokaklara çıkıp ses çıkarma eylemi yaprak Sur’a doğru yürümeye çalıştılar. Polisten başını kaldırabilen düdük çalarak, yanındaki demirlere vurarak, evlerinde oturanlar balkonlarından tencere tava çalarak hep bir ağızdan tek bir şey söyledi ‘biji berxwedana Sure’.

 

Ofis’te benim tanıklık ettiğim bu manzara Diyarbakır’ın pek çok mahallesinde aynı anda yaşandı. Bağlar’ da, Şehitlik’ te, Merik Ahmet’te, Dağkapı’ da ve hatta herkesin orada asla bir şey olmaz diye şikâyet ettiği Diclekent’ te bile Sur ’a doğru yürümeye çalışanlar vardı. Diyarbakırlılar bu sefer şehrin pek çok yerinde gaz yiyor, tomadan, akreplerden, rangerlardan kaçıyor, gerçek mermilerden saklanıyorlardı ama dağılmıyorlardı. Güvenlik görevlileri bir sokağı sustursa öbür sokak bağırıyordu. Böylece saatler geçti.

 

Günün sonunda demokratik haklarını kullanarak Sur’ daki komşularına, arkadaşlarına, dostlarına sahip çıkmaya çalışan Diyarbakırlar çocuk yok denilen Sur’ da 4 aylık Elif Su’nun ambulansla çıkarılışını gördüler. Sur mahallesinde sivillerin olmadığını, varsa da ambulansla veya başka herhangi bir araçla çatışmalar sebebiyle alınamayacağını söyleyen hükümet bir gecede 11 kişiyi ambulans ile çıkartabildi. Üstelik bunlardan bir tanesi 4 aylık bir bebekti. Bodrumlarda sıkışan insanlar arasından 11 kişi de olsa kurtulanların olması sevinç yarattı.

 

Ancak pek çok gazeteci bu olayın ayrıntılarını haber yapmak isterken büyük bir karanlıkla karşılaştı. Ne avukatlar ne gazeteciler ne de aileler çıkarılanların nerde olduklarını ya da kim olduklarını öğrenemedi. Oysaki ana akım medya çatışmanın ortasında kalmış bu masum sivillerin kurtarılışını, hatta yürüyemeyen amcayı sırtına alan askerler görüntülerini evlerimize henüz taşımamış mıydı? 4 aylık olmasına rağmen yaralanan Elif Su ve annesi artık güvende değil miydi? Tüm bu sorularla karışan kafalarımızı yine ana akım medya aydınlattı ve bebek ( ki sonradan öğrendiğimize göre Elif Su’yu 4 aylık olması bile kurtaramamış o da annesiyle ilk gözaltını yaşamış) hariç 10 kişinin PKK ile bağlantısı olup olmadığını araştırmak üzere gözaltında olduklarını yazdı.

 

Diyarbakır halkını her zamankinden daha kararlı bir şekilde sokağa döken sebep her ne kadar sonucu kafa karıştırıcı olsa da ( en azından insanlar ölmemiş tutuklanmıştı) aslında tam da buydu. Diyarbakırlılar Cizre’de yaşananları Sur’ da görmek istemiyor. Bodrumlardan yanmış cenazeler toplamak istemiyor. Bunun için de sonunda ölüm de olsa, gözaltı da olsa Sur’da bodrumlara sıkışan insanları kurtarmaya oldukça kararlı görünüyor. Diyarbakır halkının kararlı göründüğü bir başka konu da; artık bir saniye bile ertelenemeyecek durumda olan Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi.

 

KAYNAK: EVRİM KURDOĞLU / HABERDAR

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums