28 Şubat’ın etkisinin sürdüğü günler. Ecevit hükümeti, Milli Güvenlik Kurulu’nda  (MGK) alınan karar gereği “bölücü ve irticai faaliyetlere karışan” memurların görevden alınması için kararname hazırladı ve Çankaya Köşkü’ne gönderdi. Asker, Yüksek Askeri Şûra’da (YAŞ) olduğu gibi, “irtica” damgası yiyen memurun ilişiğinin kesilmesini ve hak arama yolunun da kapanmasını istiyordu.

Askerin elinde önceden fişlenmiş 40 bin kişilik memur listesi hazırdı. Hükümet kararnameyi Köşk’e gönderdi fakat “laik” duyarlılığı had safhada olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den beklemediği tepkiyle karşılaştı. Sezer, tam iki kez önüne gelen kararnameyi “Hukuk devletinde böyle şey mi olur?” denebilecek gerekçeyle veto etti.

SADECE SEZER DEĞİL

Sadece Sezer değil, demokrasi ve hukuk devletini önemseyen çevreler ayağa kalkmıştı o günlerde. İki amirin kararı ile sorgusuz, sualsiz memurlar işten atılacak ve hak arama yolu da kapalı olacaktı. O dönem en büyük tepki AK Parti’nin öncü kadrolarının içinde yer aldığı FP ile Memur-Sen, Hak-İş gibi sivil toplum kuruluşlarından ve demokrat çevrelerden gelmişti. Sürekli olarak hukukun üstünlüğüne vurgu yapılıyor, söz konusu düzenlemenin keyfiliğe ve muhbirliğe yol açacağı hatırlatılıyordu.

28 ŞUBAT’A GÜNLER KALA

28 Şubat’ın yıldönümüne sayılı günler kala, 16 yıl aradan sonra benzer bir uygulama hayata geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce ima ettiği projeye start verildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla “milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı kamu çalışanları hakkında” hazırlanan genelge Resmi Gazete’de yayınlandı. PKK terör örgütüne yardım ve yataklık eden kamu görevlilerinin devletten ayıklanması amaçlanıyor.

Belki daha fazla öncelik verilen ise Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın görünen işçi, memurların devletten tasfiyesi. 16 yıl önceki kararnamede yer alan “irtica” ve “cumhuriyetin temel niteliklerine aykırılık” ibaresi yerine genelgede yer bulan “legal görünümlü illegal faaliyet” ifadesi ile cemaatin kastedildiği çok açık.

4 MİLYON KİŞİ ETKİLENEBİLİR

Sadece memurlar değil genelgenin hedefi. Türkiye’de 2.5 milyona yakın memur çalışıyor. Belediye çalışanları, taşeron işçilerle birlikte 4 milyonu aşkın işçi ve memur genelge kapsamına alındı. Bu insanlar sadece görevlerinden değil hizmet dışı işlemlerinden de sorumlu olacaklar. Buna göre, kamu çalışanlarının bu kapsama giren örgüt ve yapılarla hiçbir şekilde ilişki içine giremeyeceği belirtilerek “Bu yönde faaliyet gösteren harekete, gruplaşmaya, derneğe katılamaz, yardım ve yataklık edemez” deniyor.

KEYFİ İŞTEN ATILMALAR

Genelge, keyfi uygulamalara kapı aralayacak soyut ifadeler içeriyor. Kastedilen örgüt ve yapılarla ‘ilişki kuran’, ‘emir-talimatla hareket eden’, ‘yardım eden’ bu örgüt ve yapılarla ‘ilişki kuran’, bunların ‘emir ve talimatlarıyla hareket eden’, ‘propagandasını yapan’ ve ‘bunlarla mücadeleyi engelleyen’ kişilerin işten atılacağı belirtiliyor.

KAMUDA MUHBİRLİK

Kamu çalışanlarına idari işlemi yetkili amirler yapacak. Suç teşkil eden fiiller ise ivedilikle adli mercilere iletilecek.

Bu genelge şüphesiz Ecevit hükümetinin 28 Şubat ikliminde hazırladığı ve Sezer’in veto ettiği Kanun Hükmünde Kararname’den hem daha ağır hem de daha kapsamlı. Kamuda cadı avının artması ve muhbirliğin hız kazanması kaçınılmaz görülüyor. 16 yıl önce 40 bin kişilik memur listesinin “sivil BÇG” tarafından hazır tutulduğu söyleniyordu. Bugün de kimlerin tasfiye edileceğine ilişkin listelerin hazır olduğu biliniyor.

28 Şubat’ın ardından 40 bin memurun “irtica” nedeniyle atılması planlanıyordu. Ecevit hükümetinin kararnamesi Türkiye’yi ayağa kaldırmış, en büyük tepki Fazilet Partisi ile muhafazakâr kesimden gelmişti. “Laik” Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer “Böyle şey olmaz” diyerek iki kez veto edince memurlar kurtulmuştu.

4 milyona yakın memur ve işçiyi ilgilendiren genelge, kamuda ‘cadı avı’nı hızlandıracak, muhbirliği teşvik edecek. Kamu kurumları ve belediyelerde listeler hazırlanıyor.

28 Şubat’ın yıldönümüne sayılı günler kala, 16 yıl aradan sonra aynı uygulama hortladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarları sonuç verdi. Başbakan Davutoğlu genelge yayınladı. PKK terör örgütü ile beraber, adı ‘paralel’ciye çıkan memurlar, hatta taşeron işçileri işten atacak genelge yayınlandı.

MEYDAN