Cengiz Algan: PYD’nin Kürtleştirme politikası

Suriye’nin kuzeyinde PYD “Kürtleştirme” politikası uyguluyor. Sadece başka etnik grupları değil, kendisine biat etmeyen Kürtleri de bölgeden sürüyor.

Cengiz Algan: PYD’nin Kürtleştirme politikası
18.10.2015 - 23:07
1476

 Uluslararası Af Örgütü (AI) "Gidebilecek hiçbir yerimiz yoktu: Suriye'nin kuzeyindeki zorla yerinden edilmeler ve yıkımlar" isimli bir rapor yayımladı. Rapor, Partiya Yekîtiya Demokrat(PYD) kontrolündeki bölgelerin nüfusunun kasten yerlerinden edilmesi ve köylerin tümden yerle bir edilmesini, görgü tanıkları ifadeleri ve uydu fotoğraflarıyla kanıtlıyor.

Örgütün Kıdemli Kriz Danışmanı Lama Fakih“Çatışmaların bir sonucu olarak meydana gelmemiş geniş çaplı bir yerinden edilme ve yıkıma şahit olduk. Bu rapor daha önce IŞİD tarafından ele geçirilen veya küçük bir azınlığın bu grubu desteklediği düşünülen köylerdeki sivillerin kolektif bir şekilde cezalandırılmasına yönelik kasıtlı, koordine edilmiş bir mücadelenin açık delillerini ortaya koymaktadır" diyor.

“Tehcir”e yollananların çoğunluğu Arap ve Türkmenler olmakla birlikte bir bölümü de Kürt. Bu uygulamaların savaş suçuna denk düştüğünün altı çiziliyor. İşte birkaç tanıklık:

"(YPG) Bize 'Evlerinizde kalın. Size zarar vermeyeceğiz. Sizi (DAEŞ'ten) kurtarmaya geldik’ dedi. Ama sonra evlerden giyeceklerimizi bile almaya izin vermediler… Bizi dışarı çıkarıp evleri yakmaya başladılar… Sonra da buldozerleri getirip yıktılar…”

"Bize 'DAEŞ'le bir oldunuz. Bu köyde kimsenin evi kalmayacak' dediler… Zorla dışarı çıkarıp evlerimizi yaktılar. Ateşe verdikten sonra buldozerleri getirdiler ve tüm köy yerle bir olana kadar yıktılar… Yerimizden olduk, komşu köylere dağıldık, ne elektriğimiz var ne de suyumuz…”

“YPG girmeden önce köyden ayrıldık ve Mart 2015'te geri döndük. Döndüğümüzde evlerimizin yıkıldığını gördük. Her ne kadar kimin yaptığını bilmesek de YPG'den başka kim olabilir ki?"

"25-30 YPG askeri, köyümüze geldi ve güvenliğimiz için evlerimizi terk etmemiz gerektiğini, üç gün sonra geri dönebileceğimizi söyledi. Biz de köyden üç kilometre uzaklıktaki tarlalarda beklemeye karar verdik. Dönmemize izin vermedikleri için tarlalarda 12 gün kaldık. Sonra DAEŞ ile çatışmalar başladı. DAEŞ köye girdi. Çatışmalar sadece bir gün sürdü. DAEŞ geri çekildi. Aramızdan birini 'köye dönebilir miyiz' diye sormak için gönderdik ama 'Hayır' dediler… Sonra bir buldozerin evleri yıktığını gördüm… Köydeki evlerden sadece üçü yıkılmadı. Nedenini bilmiyorum"

"Köye 4-5 (YPG) adam geldi… Bize ‘Evi terk etmek zorundasınız' dediler ve DAEŞ'e üye olmakla suçladılar. Köyden ayrılmak için iki saatimiz olduğunu, yoksa kötü şeyler olacağını söylediler… İki ya da üç gün sonra geri geldiler ve yine ‘Gitmeniz lazım' dediler ama biz köyden ayrılmadık. ‘Nereye gidelim?’ dedik… DAEŞ orada (güneyde), Türkiye'ye gidemeyiz, çocuklarımız var. Su yok… Yeniden geldiler ve gitmemizi söylediler… Bize 'Geri geldiğimizde sizi burada görürsek ateş edeceğiz' dediler… Kimse kalmadı..."

"Askeri bir konum olduğunu söylediler ama o sırada çatışma falan yoktu. ‘Gidecek hiçbir yerimiz yok' dediğimizde 'Bu sizin sorununuz…’ dediler. Son kez geldiklerinde evi terk etmek için iki saatimiz olduğunu söylediler. Ayrıldık"

"Sabah köye girdiler ve hepimizi okulda topladılar. Erkekleri duvar boyunca sıraladılar, hepimizi tek tek aradılar ve evlerimizde arama yaptılar. İki saat boyunca okulda kaldık. Daha sonra bize gitmemiz için iki saatimiz olduğunu, burada kalmanın güvenli olmadığını söylediler. Sürekli hepimizin DAEŞ'ten olduğumuzu haykırıyorlardı" 

"Ramazan’dan 10 gün önce koalisyon güçlerinin hava saldırıları yüzünden kasabadan ayrıldık. DAEŞ Suluk'u terk ettiğinde, geri döndük. Komşumun evinde orucumuzu açmaya hazırlanırken, kamuflaj giysili bir grup adam ve kadın kapıyı çaldı. Bazıları sadece Kürtçe konuşuyordu. Bana, askeri bölge olması nedeniyle buradan derhal ayrılmamız gerektiğini söylediler. Havaya ateş açarak tehdit ettiler ve ayrılmak zorunda kaldık. Onlara gidecek yer olmadığını söyledim ama bunu önemsemediler. On beş dakika içinde toparlanmak zorunda kaldık. On gün sonra kontrole gittim. Evin yanında giysilerimi ve mobilyalarımı yanmış halde buldum ama ev iyi durumdaydı. Asayiş subaylarından biri beni gördü. Bana bağırarak derhal ayrılmam gerektiğini söyledi."

Bu rapor bize PKK’nın Suriye kolu PYD’nin, apaçık bir etnik temizliğe giriştiğini gösteriyor. Geçtiğimiz yüzyılda Türkiye’de devlet “Türkleştirme” politikaları uygulamıştı. Neredeyse tüm gayrimüslim azınlıklar katledildi, sürüldü veya mübadele yoluyla dev nüfuslar yer değiştirdi. Kalan unsurlar bastırıldı, “Türkleşme”ye zorlandı.

Bugün de Suriye’nin kuzeyinde PYD “Kürtleştirme” politikası uyguluyor. Sadece başka etnik grupları değil, kendisine biat etmeyen Kürtleri de bölgeden sürüyor. Stalinist bir örgütün iktidar hırsı uğruna, insanlar yüzyıllardır yaşadıkları yerlerden sürülüyor. 7 Haziran seçimlerinden sonra burada da şahit olduğumuz üzere, bu örgüt her nerede “özyönetim”, özerklik vb ilan etmişse, yöre halkı oradan ya kaçıyor ya da göçmek zorunda bırakılıyor. Bizden de “Kürtlerin kurtuluş destanı” diye yutturulan bu filmi izleyip alkışlamamız bekleniyor. Oysa göz göre göre bir “Kürt BAAS yönetimi” kuruluyor.

Serbestiyet

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums