Ankara’da en az 95 vatandaşımızın öldüğü insanlık dışı saldırıyı kimin yaptığını henüz bilmiyoruz. Somut bir bilgiye dayanmadan,“Filan yapmıştır” demek de doğru değil.

İktidar mensuplarına göre saldırının arkasında, “Ülkemizi bölmeye çalışan, Türkiye’yi Suriye veyahut Irak yapmak isteyen dış güçler var.”

Diyelim ki bu tahmin, iddia, açıklama doğru. Diyelim ki hakikaten de dış güçler ülkemizi bölmek, parçalamak istiyor. Bunun için vahşi saldırılarla bizi öldürüyor ve de birbirimize düşürüyorlar. Amaçları da ülkemizi Irak veyahut Suriye yapmak.

Peki dış güçlerin hedef aldığı, parçalamak istediği bir ülkenin iktidarı, yöneticileri böyle mi davranır?

Akıl alır bir durum mu?

Söyleyin Allah aşkına dış güçlerin hedefindeki bir ülkede iktidar böyle ayrıştırıcı, çatışmacı, kavgayı körükleyici bir dil kullanır mı?

Mesela toplumu ‘milli-gayri milli’ diye böler mi? Ya da kendisine oy vermeyenlere, “Bunlar dış güçlerin piyonu” der mi?

Tam da dış güçlerin işini kolaylaştıracak şekilde iç barışı dinamitleyecek sözler edip davranışlar sergiler mi?

Gazetecileri, yazarları, sanatçıları, iş adamlarını, muhalefet partilerini, toplumun kimi kesimlerini… milyonlarca insanı‘terörist’ veyahut ‘teröre destek verenler’ diyerek düşmanlaştırır mı?

‘Dış güçlerin bölmeye çalıştığı’ bir ülkenin iktidar mensupları her gün TV ekranlarından, gazete köşelerinden milyonlara hakaret, iftira edip şantaj yapar mı?

Dış güçlerin hedefe koyduğu bir ülkede bir mafya lideri miting yapıp “Oluk oluk kan akıtacağız” dediğinde o ülkeyi yönetenler bunu görmezden gelir mi?

Dahası var: Eğer bir dış odaklı saldırıyla karşı karşıyaysak ülkeyi yönetenlerin birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlendirecek, iç barışımızı kuvvetlendirecek söz ve politikalara yönelmesi gerekmez mi?

Dış güçlerin oyununu bozmak isteyen bir iktidar “Barış istiyoruz”, “Özgürlük ve eşitlik istiyoruz” diyen insanlara“Hayır, senin asıl derdin PKK’ya destek olmak” diyerek onları zorla düşmanlaştırır mı?

Ülkeyi yönetenler iç barışı sağlayıp bizi güçlü bir toplum haline getirmeleri gerekirken, tam da dış güçlerin işine yarayacak şekilde toplumu bizden-onlardan diyerek bölüyorlar. Akıl alır bir durum mu?

Söyler misiniz Allah aşkına böyle yaparak kimin işini kolaylaştırmış oluyorlar?

Birbirimizi kandırmayalım

Niçin bütünleştirici tek bir politika yok? Niçin ‘dış güçlerin oyunu’nu boşa çıkaracak en küçük bir çaba yok?  ‘Bana tâbi olun, her yaptığımı kabul edin ki birlik olalım’ diyerek birliği bütünlüğü sağlamak mümkün müdür?

Nasıl oluyor da bir iktidarın tüm yaptıkları düşman gördükleri dış güçlerin işine yarıyor? Onların işini kolaylaştırıyor?

Bir tarafta ‘dış güçlerin organize ettiği’ terör olayları var diğer tarafta o terör olaylarını kışkırtıcı, körükleyici, zemin hazırlayıcı politikalar var.

Bir tarafta bombalarla canımızı alan vahşi odaklar var, diğer tarafta bu vahşetlere zemin hazırlayan sonra da  kendi siyasi çıkarı için istismar eden, toplumu ayrıştırmak için kullanan iktidar mensupları var.

Birbirimizi kandırmayalım. Bu vahşi saldırıları kim yaptı bilmiyorum ama arkasında tam da bu ayrıştırıcı politikalar var.

Toplumu yıllardır ‘biz ve onlar’ diye ayırıp ‘onlar’ dediği milyonlarca vatandaşa düşman muamelesi çekenler var.

Uyguladığı yanlış politikalara destek olmayan muhalefet partilerini ‘terörün destekçisi’ diyerek düşmanlaştıran kafa var.

Önüne gelene, “Sen Alevisin, sen PKK’lısın, sen paralelcisin, sen iktidar düşmanısın, sen ateistsin, sen kızlı-erkekli oturuyorsun, sen ölü yıkamayı bilmiyorsun, senin çocuğun yok, sen kimsin…?” diyerek toplumu bölen, ayrıştıran iktidar ve medyasının yarattığı kirli atmosfer var.

Ortadoğu’da kan gövdeyi götürürken, ülkeler mezhep ve etnik parçalara bölünürken benimsediği dille, uyguladığı politikalarla toplumsal fay hatlarını harekete geçirenler var.

Tek başına iktidar olmak uğruna gerekirse ülkeyi bölmeyi bile göze alan o siyasi hırs var.

‘Dış güçler Türkiye’yi parçalamak isterken’ güçlü bir hükümet kurmayıp tek başına iktidar olmak için bu ortamda ülkeyi yeniden sandığa götürenler var.

Kamu görevlilerinin toplumun sinir uçlarına dokunan, onları kışkırtan insanlık dışı eylemlerine, davranışlarına gerekli cezayı vermeyenler var.

Panzerin arkasına bağlanan o cesedin yarattığı infiali görmezden gelip sorumlularına yeterli cezayı vermeyenler var.

Terörle mücadele ederken toplumu kazanmayı, herkesi bu mücadeleye ortak etmeyi başaramayan o akıldan ve ahlaktan yoksun siyaset var.

Hukuku, demokrasiyi, özgülükleri askıya alıp baskıyla bütün bir toplumu sindireceğini sananlar var.

Gücü olmadığı halde bütün dünya devletlerine meydan okuyan ve ülkemizi onların kirli çıkarlarının oyuncağı yapan, millî onurumuzu çiğneten o sığ dış politika var.

Bu nasıl bir akıl ve vicdan fukaralığı?

Barış yürüyüşü yapan en az 95 insanın ölmesi ne demek?

7 Haziran’dan bugüne 500’e yakın insanımız öldü. Bu ülkeyi yönetenlerin işi, “Bunu onlar yaptı” mı demektir, güvenliği sağlamak mı?

Adalet Bakanı’nın işi, “İstifa edecek misiniz?” sorusuna gülmek midir?

Hükümetin işi, 40 milyon insanı dışlamak, ötekileştirmek, düşman ilan etmek midir?

Bu nasıl bir akıl ve vicdan fukaralığıdır?

Adım adım felakete

Evet belki de iktidar mensuplarının dediği gibi birileri Türkiye’yi Suriye veyahut Irak yapmak istiyor.

Ama unutmayın ki Irak’ın bu hale gelmesindeki en büyük faktör Saddam ve onun politikaları, Suriye’nin bu hale gelmesindeki ise Esad ve onun politikalarıdır.

Bu liderler yaşanabilir bir ülke yaratmış olsalardı, kimsenin gücü o ülkeleri bu hale getirmeye yetmezdi.

Ne yazık ki adım adım felakete sürükleniyoruz.

Unutmayacağız

Bir tarafta ayrımcılığı, çatışmayı, kavgayı, baskıyı, sindirmeyi siyasi yöntem olarak benimsemiş ve bunun sonucunda da ülkeyi ateşe atmış bir iktidar var, diğer tarafta ülkenin neyle karşı karşıya olduğunu anlamayan, Passolig’i kaldırmayı vaat ederek seçim kazanacağını sanan muhalefet var.

Bir ülkeyi düşmanları için kolay yem haline getirenler mı daha kabahatli yoksa o düşmanlar mı?

Gelecekte, ‘Türkiye’yi yok etmek isteyen dış güçler’i değil, siyasi çıkar uğruna izlediği politikalarla onların işini kolaylaştıran, onların ekmeğine yağ sürenleri hatırlayacağız.

Bugünler elbet geçecek ama siyasi çıkar uğruna ülkemizi ateşe veren bu vicdan yoksunlarını asla unutmayacağız.

DİKEN