Murat Utkucu: Bizler ırgatız, teröristiz, eşcinseliz, dindarız! Sizi efendi yaptırmayacağız!

Şu iki haftadır o kadar mutluyum ki? Sebebi inanın HDP’nin barajı geçmesi değil! Üstelik yüzde on beşi hedefleyen benim

Murat Utkucu: Bizler ırgatız, teröristiz, eşcinseliz, dindarız! Sizi efendi yaptırmayacağız!
24.06.2015 - 07:40
2284

 Şu iki haftadır o kadar mutluyum ki? Sebebi inanın HDP’nin barajı geçmesi değil! Üstelik yüzde on beşi hedefleyen benim gibi “realist” biri için sonuçlar tam bir hayal kırıklığı! “Yok artık!” demeyin. Hayat tecrübem gösterdi ki hedef ne kadar mütevazı olursa hedefin gerisinde kalmak kaderiniz oluyor! Tabii iddialı olmak derken Perinçek takımının fantezi âleminden bahseden yok. Seçimden bir gün önce İktidara yürüyoruz deyip de on binde bilmem kaç oy alıp, sonra utanmadan halkımız bize güvenini gösterdi demek için insanın terbiye, mantık ve ahlak sınırlarının ötesine geçmesi gerekiyor. Hoş, bu sınırın ötesinde yuva yapmış sadece aydınlıkçı takım mı “yalnız ve güzel ülkemde”. Velhasıl yüzde on beşi yakalayamadık, inşallah bir daha ki sefere yüzde yirmi o hâlde. “Nasıl olacak” diye sormayın lütfen. Oylarını iki katına çıkaran partiden söz ediyoruz. Tabii ki “Reis”in performansını önemsiyorum. Sadece üç kelimeden oluşan o cümleyi kurduğu için AKP, Türkiye Kürdistan’ından kapı dışarı edildi, biliyorsunuz: “Kobane düştü, düşüyor!” Hay ağzına sağlık Sayın Erdoğan. Ülkenin batısı için şöyle sihirli bir cümle söylesen de bir de bu taraftan kapı dışarı edilsen ne güzel olur! Şahsen Reis’e güveniyorum. Kendisinde bu potansiyel var. Tamam, bir Kasımpaşalı olarak hemşerime iltimas geçiyor da olabilirim ama yaptıkları yapacaklarının garantisi. Ayrıca huylunun huyuna da suyuna da güvenim tam.

Sabırsız okuyucunun sinirlendiğinin farkındayım. Hâlâ neden mutlu olduğumu yazmadım, biliyorum. Ama açıkladığımda beklemeye değdiğini göreceksiniz. Bakın ilk kez bu seçimde sağ muhafazakâr zihniyet, seçmene “bidon kafa” muamelesi çekti. Çekmekle kalmadı üstüne “ırgat” olmakla onurlandırdı. O da yetmedi seçimlere darbe dedi. Sebep basit. Seçmenin HDP’yi tercih etmiş olması. AKP’nin akıldaneleri o kadar öfkelendiler ki tıpkı ulusalcı laiklerin çobanlara yaptığı gibi ırgatlığı bir tür salaklık olarak gördüklerini ilan etmekten çekinmediler. Bu, Türkiye siyasi tarihinde ilk kez oluyordu. Hoş, Erdoğan yıllar önce “ayaklar baş olmak istiyor böyle şey olmaz” diyerek işçileri aşağılamış ama dönemin koşullarında o ayaklardan oy almaya devam etmişti. Bugün ise işler değişmiş görünüyor.

Bakın Hayrettin Karaman ne diyor: “Birkaç ırgat biraraya geldi ve bazı eksikleri ve kusurları olsa bile Türkiye’yi şaha kaldıran ve alternatifi de ortada bulunmayan iktidarı yıktı.” Bu lafı eden; öyle sıradan, sonradan yandaş filan değil Erdoğan’ın akıl hocası. Kibrinden eli tutulmayan bu ilahiyatçı, o kadar kızgın ki o güne değin içinde sakladığı o yoksula düşman fikri, zikretmekten ne çekiniyor ne de hicap duyuyor. Oysa neredeyse her seçim sonrası sosyalistler, ters köşeden sitemkâr cümleler kurar kahrederlerdiYahu bu emekçiler neden gidip bu sağcı işçi düşmanlarına oy verirler? Biz mi hata yapıyoruz? Yoksa halkta mı kabahat? Bu kilidi nasıl açıp da halkı solun kapısından buyur edeceğiz?” Şahsen benim de ömrüm bu cümleyi kurmakla geçti. Nihayetinde umudumu yitirmemek için zamanı gelince diye belirsiz bir tarihe ertelemiştim halkımın bilinç sıçramasını. Ta ki on gün öncesine kadar. İlk kez sağcıların sola oy verdikleri için halka “saydırdığına” tanık oluyordum Hem de ne saydırmak. Üstelik AKP, kendi seçmeninin insan yerine konulmadığından şikâyet etmedi mi yıllarca. Seküler elitlerin halkı aşağıladığından filan. Anlaşılan artık bir şeyler değişmiş, bizim AKP İslamcılarının hepsi birer Yılmaz Özdil kesilmişti başımıza. Her biri sınıf atlamış Sünni- dindar- Türk seçkinleri olarak bizi yani HDP’ye oy verenleri, ırgat olmakla “itham” ediyorlardı. Tabii ki haklılardı. Irgattık. İt gibi çalışıyorduk üç kuruş için. Ama aramızda mevsimlik tarım işçileri de vardı bürosunda defter tutan mali müşavir de… Ama ırgatlar bu kez bir sol partiyi topluca destekleyerek muhafazakâr mülkiyetçi dindarların moralini fena hâlde bozmuşa benziyorlar. Şahsen bana bu mutluluğu yaşattığı için Sayın Karaman’a huzurlarınızda teşekkürü borç biliyorum.

Sadece ona mı? Mehmet Metiner’e, Burhan Kuzu’ya, Orhan Miroğlu’na da. Bakın Metiner ne buyurmuş: “Mursi’yi darbeyle devirenler Gezide yapamadıklarını sandıkla yaptılar.” Yapma yahu! Diyelim ki birilerinin böyle planı olsun. İyi de sandıktan o plan çıkıyorsa ne yapacaksın? “Yok kardeşim tanımam ben bu seçimleri”! mi diyeceksin? Üstelik herkes AKP’ye bir plan partisi derken. Siz on üç yıldır milli iradeyle yatıp kalkmıyor muydunuz? Alın size irade. Size oy verince irade başkasına verince darbe mi oluyor yani. Devam ediyor Metiner: “Bu tablodan hükümet çıkmazsa, dolar bir fırlar, faiz bir yükselirse, herkesin yandığının resmidir.” Kıyıda köşede TL hesabım yok ki yanayım. Zaten asgari ücreti bu kadar asgari tutmaya and içmiş hükümet var iken belimizi doğrultmamız mümkün görünmüyor. O hâlde yanan kim? Açıklasın da öğrenelim. Tabii ki biliyorum, krizlerin faturasını dolaylı vergiler ve düşük ücret politikasıyla her zaman yoksula kesen de sizsiniz. Yani aslında tehdit ettiğiniz yine biziz. Yani ırgatlar. Şuna bakın ki tek başına hükümet kuracak kadar çoğunluğunuz da yok artık. Ne demiştik: “HDP sen ne güzel bişeysin!

Aslında sağ muhafazakâr Sünnilerin o kadar üzülmesine gerek yok. “Batı” oyları HDP’ye akmadı çünkü. Evet, HDP’nin herkese eşit yurttaşlık vadeden, dindarları ve eşcinselleri aynı potada toplayan sosyalizan programı, ülke tarihinde ilk kez bu kadar oy alabildi. Bir azınlığın değil bütün azınlıkların ama aynı zamanda ezilen çoğunluğun partisi olarak yola çıktı HDP ve müthiş bir çalışmayla kendini çok iyi anlattı. Başta Demirtaş olmak üzere fenomen adayları da vardı. Ama yine de Türk yoksullarından beklenen oy gelmedi. Gelseydi yüzde on beşi geçerdi çünkü.

Umutsuzluğa gerek yok. O günleri de göreceğiz. Tabii ki Alevi- Sünni- Türk emekçilerden, azımsanmayacak oy geldi onca kara propagandaya rağmen. Kürt azınlığın partisi iddiasıyla AKP Devleti ile sağ ve sol milliyetçiliğin hedef tahtasına oturan, hattâ Alevi ulusalcıların bile küfretmekten keyif aldığı bir partinin bütün Türkiye adına siyaset yapmak üzere yola çıkıp da iki yıl içinde katettiği mesafe tek kelimeyle ifade edilebilir: “Mucize!” Ama mucize, Erdoğan’ın “Kobane Körlüğü” sayesinde neredeyse bütün Kürt oylarını gönül kırıklığı içinde HDP’ye çekerken mesela CHP’li Türk yoksulların sadece gönüllerinin meyletmesine yol açtı ama oylarının değil. Kaldı ki AKP’li yoksullar hâlâ ırgat diye aşağılandıkları partiye bağlılıklarını sürdürüyorlar. Yoksa bu yüzde kırk desteğin topunu Müsiad üyesi mi sanıyorsunuz? Sebebi sadece ideolojik değil on üç yılda kurulan o müthiş oy-rant ekonomisi. Bir çıkarlar ağı ülkeyi örümcek ağı gibi sarmış görünüyor. Ama ağın yavaş da olsa çözüldüğü görülüyor. Bu kadar adaletsiz bir kayırmacılıkla iç barışı sürdürmek zor çünkü. Bir gün AKP yoksulları da HDP’li olacak! Tabii HDP sebat ve inatla programına sahip çıkabilirse!

Ama bu hiç de kolay olmayacak. Sosyal medyayı geçenlerde sallayan o genç kız, ağlamaklı sesle kayda aldığı videoda HDP’ye oy verenleri terörist ilan ediyordu. Başı açık olduğu hâlde AKP’li olduğunu vurgularken örtünmeyenlerin aslında pis şeyler olduğunu hissettirmesi de ayrı mesele. Ama altı milyon seçmeni terörist partiye oy vermekle suçlamayı çocukluğuna mı vermek gerek, şüpheliyim. Hadi o kız “tesettürsüz” AKP’li. Peki, İzmir’de bir öğretmenin teröristlere oy verdiniz diye arkadaşlarını suçlamasına ne demeli? İhtimal CHP ve veya MHP’li olan bu laik nasyonal solcu, dağdan inmek için Meclis’e girmek isteyen partiyi tercih edenlere aslında şunu söylüyor: “Bırakın dağda kalsınlar. Size mi kaldı indirmek?” İyi de teröristlikten vazgeçmeleri değil mi amaç? Oy atmıyorsun bari köstek olma! Ama ah mesele bu değil ki. Yani teröre tepki değil mesele. Geçtik kimliklerin özgürlüğünü, azınlığı insan olarak görüp görmemek asıl mesele. Peki, bir başka lise öğretmeninin Dubai’de Arapların hastane kuyruğunda diğer halklara göre öncelikli olduğunu, Kürtlerin de bu şekilde ikinci sınıf mevkie razı olmaları gerektiğini, zaten bu ülkede hep Türklerin ezildiğini söylediğini yazsam? Şu vicdan küpü öğretmene bir bakın: Hangi partiye oy verdiğinin önemi var mı? İnsanlık kavramını ayna gibi bir şey sanıyor sanki. Hanımefendi sadece kendini ve kendi gibi gördüklerini insan yerine koyuyor. Gerisi çöp hükmünde! Irkçılık böyle bir şey işte! Eskiden laikler dindarlara bu muameleyi çekerdi. Çok şükür artık Sünni dindarlar nasyonal solcu laiklerle bir olup halkın bir bölümüne aynı şeyi yapıyor.

HDP’nin o barışçıl, mizahi, mütevazı ve samimi seçim çalışmasına rağmen, sanal medyadan fışkıran bu küstah faşist dil aklıselim sahibi herkesi endişelendirmeli. Bu dil iç savaş dilidir. Bu dil Maraş katliamı gecesinden ses verir. Kimse farkına varmıyor ama bu ülkede artık IŞİD sürüleri dolaşıyor. İç savaşta sadece Türk Kürt değil seküler- Sünni savaşı da yaşanacak. Yazmak ile vurmak arasında yolun çok da uzun olmadığını birileri anlamalı.

Ülkenin efendileri son on beş yılda değişti. Bir zamanlar Kemalistler bu ülkede kendilerini efendi görürlerdi. Şimdi efendilik AKP ve onun Sünni- Türk- muhafazakâr tabanına geçmiş görünüyor. Türk- Sünni ideolojinin nasyonal sosyalizm kadar ırkçı olabildiğini, bir tarafın Türk, öteki tarafın ise Sünni olmayanlara karşı aynı nefretle yüklü olduğunu not edelim. Sürekli mazlum edebiyatı yapan AKP’nin özellikle son beş yılda zalimliğe bu kadar kolay geçiş yapabilmesi için güçlü bir ideolojik yatkınlığa gerek var çünkü. Şu gerçek ki hiçbir zaman düşündükleri kadar mazlum olmadılar. Zaten masum değildiler. Kanlı Pazar’ı unutmayın.

Bazen bir akıl hastanesinde yaşadığımı düşünüyorum. Bir delinin ağzından duymayacağımız siyasi analizler, aklı başında olduğu iddia edilen kadın ve erkeklerin ağzından dökülüyor. Biz bu insanlarla aynı işyerinde çalışıyor aynı kafelere gidiyor, aynı kreşlere çocuklarımızı bırakıyor, ahbap oluyoruz. İnanın kendimi özel hissettiğim filan yok. Ama bu tepetaklak olmuş akıllarla aramdaki farkı da anlamaya çalışıyorum. Vicdan çizgisine nasıl çekebiliriz diye düşünüyorum ama. Ya sev ya terk et türü insan sıcağı fikirlerim yok MHP gibi. Tanrı’nın emrini zorla tebliğ etmek değil bu. Sadece barış içinde yaşamak adına yapmak istiyorum bunu.

Ama umut var. Eğer henüz oylarını değil de gönüllerini HDP’ye emanet bırakanlar olduysa bu ülkede, o parlak fikirli öğretmeni de barışın ve kardeşliğin saflarına çekmek mümkün diyorum. Zaten sol ile sağın farkı bu değil mi? Sağ, insanın değişimine inanmaz. Kalıplara hapseder insanı. Irkçı zaten ikna etmez. Dinci ise zorlar. İkna olmayanın vay hâline. Reel İslam’da dinden çıkanların idam edildiğini hatırlatalım. Solun misyonu her kim olursa olsun ikna etmek için uğraş vermektedir. Ama olmayanı da yok etmek değil! HDP o yüzden seçim bürolarını yakanları bile kendine çekmek derdinde. Mucize peşinde çünkü.

utkucu00@gmail.com

TARAF

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums