Geçen pazartesi günkü koalisyon yazımda CHP-MHP hükümetini hem olanaksız hem de uygunsuz gördüğümü belirtmiş, parlamenter rejimi benimseyen ve Kürt sorununun çözümüne zemin hazırlamayı amaçlayan yeni bir anayasa yapma konusunda anlaştıkları takdirde AKP ile CHP'nin kolay olmasa da hükümet kurma konusunda birbirlerine nispeten yakın olduklarını savunmuştum.Akıntıya karşı kürek çekmek alışkanlığımdır.

CHP cephesinde milletvekilleriyle, parti meclisi üyeleriyle ve tabii bir de basın kalemşörleriyle AKP-CHP hükümetine şiddetle muarız ama CHP-MHP hükümetine son derece müşfik öylesine sert bir rüzgâr estiriliyordu ki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dayanamayıp MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye başbakanlık koltuğunu bile teklif etti. Resmî gerekçe “koltuk meraklısı” olmadığını göstermekmiş. Yakın çevremde bu tuhaf teklifin bir “taktik” çıkış olduğunu, esas amacın AKP ile koalisyon yapmak olduğunu savunanlar dahi oldu.

Benim bu tarz “derin” siyasete aklım ermez. CHP'nin AKP ile hükümet kurduğu takdirde “çökeceği” iddiası o kadar yaygın ki partinin yönetiminin çoğunluğu bunu istese bile cesaret edemeyeceği yüksek olasılık. Öte yandan MHP'liler de baş düşman ilan ettikleri HDP'nin kurulmasına herhangi bir şekilde katkı yapacağı bir hükümette yer almayacaklarını bilmem kaçıncı kez tekrar ederek Kılıçdaroğlu'na beklenen yanıtı verdiler. Dahası Bahçeli son açıklamasında “MHP olarak iktidarda değil muhalefette olmak istediklerini” bir kez daha belirterek, AKP ile hükümet kurmak için bu partinin cumhurbaşkanını Saray'dan Çankaya'ya taşımaya razı olup olmayacağını, çözüm sürecinin “uydurma taleplerine” hayır deyip diyemeyeceğini, Bilal Erdoğan'ı da kapsayan 17-25 Aralık soruşturmasını kabul edip etmeyeceğini sordu. Bana sorarsanız MHP bu çıkışla sağ cenahta çok geniş bir çevrenin savunduğu AKP-MHP hükümetini de gündemden çıkarmış oldu.

Gelinen noktada seçimlerin yenilenme olasılığı 7 Haziran akşamına kıyasla çok daha yüksek görünüyor. Bahçeli tarih bile verdi: 15 Kasım uygundur dedi. Ancak herkesin merak ettiği soru şu: İkinci seçim neyi değiştirecek? İkinci seçimden bir hükümet çıkmasının yegâne kestirme yolu AKP'nin Parlamento'da çoğunluğu (275+ milletvekili) kazanması. Bunun için oy oranını 2-3 puan artırması yeterli olacaktır. Bundan fazlasını MHP'ye kaptırmış durumda ve bu oyları siyasal kriz korkusu sayesinde geri alabilir.

Elbette aritmetik açıdan CHP ile MHP'nin birlikte bu çoğunluğu elde etmeleri de düşünülebilir. HDP desteğine gerek kalmayınca CHP ile MHP belki anlaşabilirler. Ancak bu olasılığın gerçekleşmesi için AKP'nin çok büyük ölçüde gerilemesi, CHP ile MHP'nin de sıçrama yapması gerekiyor. Simülasyon modelim CHP ile MHP'nin ucundan çoğunluğu alabilmeleri için AKP'nin yüzde 35'in altına gerilemesinin, CHP'nin ise yüzde 30'a, MHP'nin de yüzde 20'ye yaklaşmasının gerektiğini söylüyor.

Konda'nın yayınladığı ilk seçim sonrası anketinin bulguları CHP-MHP çoğunluğu senaryosuna hemen hiç şans tanımıyor. Konda'ya göre AKP Kürt seçmenini büyük ölçüde HDP'ye kaptırmış durumda. Kürt seçmenden biraz daha fire verirse bu sadece HDP'nin oyunu artırır. Öte yandan AKP HDP'ye kaptırdığı kadar oyu MHP'ye de kaptırmış durumda.  MHP'nin koalisyon konusunda katı davrandığı bir ortamda AKP'nin bu partiye daha fazla seçmen kaptırması için neden göremiyorum. Aksi, bana daha muhtemel geliyor. Kaldı ki bu konuda yanılıyor olsam bile CHP'nin oyunu nasıl 4-5 puan artıracağını hiç kestiremiyorum. “HDP'ye giden oyları geri alabilir” demeyin. Konda bu oyların yaklaşık 1,5 puandan ibaret olduğunu söylüyor.

Bu olguların ışığında ikinci seçimden bir ihtimal AKP hükümeti çıkar, daha büyük ihtimalle ise bir şey değişmez. Peki bu takdirde ne olacak?

ZAMAN