Cengiz Algan: Diyanet’in ‘trilyonluk’ Mercedes’i

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in makam aracıyla ilgili, öncülüğünü Selahattin Demirtaş’ın yaptığı tartışma, algı operasyonlarının nasıl yürütüldüğünü anlamak için iyi bir örnek. Önce olayın geçmişine göz atalım.

Cengiz Algan: Diyanet’in ‘trilyonluk’ Mercedes’i
7.05.2015 - 09:46
2909

 Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in makam aracıyla ilgili, öncülüğünü Selahattin Demirtaş’ın yaptığı tartışma, algı operasyonlarının nasıl yürütüldüğünü anlamak için iyi bir örnek. Önce olayın geçmişine göz atalım.

3 Aralık 2014’te Doğan ve Cemaat medyalarında Görmez’in makam aracıyla ilgili spekülatif haberler yayınlanıyor. Haberlere göre “Diyanet İşleri Başkanı'na Diyanet Vakfı'nın parasıyla, cami önlerinde toplanan parayla, bir milyon dolarlık zırhlı bir araç alınıyor”. Haber ertesi gün tekzip ediliyor, tekzip sadece, 'Vakıf parasıyla değil, milletin vergileriyle' şeklinde yapılıyor ama düzeltme yapılmıyor. Mahkemeye gidiliyor ve Diyanet kazanıyor. Gazete üst mahkemeye gidiyor, onu da kaybediyor. Mahkeme, gazeteyi aynı kelimeler ve puntolarla tekzibi yayınlamaya mahkûm ediyor. Tekzipte, bunun doğru olmadığı, vakıf marifetiyle alınmadığı, rakamın öyle bir rakam olmadığı ibareleri bulunuyor. Tekzip 16. sayfada küçük bir yerde yayınlanıyor.

O sırada Papa Diyanet İşleri Başkanı’nı ziyaret ediyor. Gazetelerde yine makam aracı mevzuu var. Mütevazı Papa, devleti zarara uğratan Diyanet Başkanı imajı çiziliyor. Yukarıdaki haber bir gün sonra Suudi Arabistan’ın üç büyük gazetesinde birinci sayfadan yayınlanıyor.

İşin aslı şöyle: 2006 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na (Görmez’e değil) Mercedes S 350 model bir araç tahsis ediliyor. 2010’da göreve geldiğinde Görmez’e yeni araç tahsisi öneriliyor fakat buna gerek görmeyip kabul etmiyor. Sekiz yıl kullanılan araç sık sık arıza masrafı çıkarmaya başlayınca yeni bir araç için gerekli işlemler başlatılıyor. Maliye Bakanlığı makama araç tahsisi için 350 bin TL ödenek veriyor. Aracın satın alma işlemleriyle ilgili her türlü ihale ve yasal prosedür Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından icra ediliyor ve satın alma işlemi 16 Kasım 2014’te tamamlanıyor. Başkanlık 322 bin TL’ye bir araç satın alıyor. “Trilyonluk” denen araç bu. Hatta Görmez kendisine teklif edilen zırhlı aracı da gerekli görmeyip kabul etmiyor.

Yani ortada iki yalan birden var. Birincisi araç “camilerde toplanan bağışlarla” Diyanet Vakfı kasasından değil, 2014 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’yla verilen izinle, DMO’nun yürüttüğü ihaleyle satın alınıyor ve devletin resmi belgelerinde saydam biçimde, TBMM ve kamuoyunun denetimine açık olarak duruyor. İkincisi araç “trilyonluk” değil, 322 bin TL.

Peki, altı ay önce ortaya atılıp yalanlanmış, dava konusu olmuş ve yanlışlığı mahkeme kararıyla ispatlanmış, ilgili gazetede tekzibi yayınlanmış bu“haber”i Selahattin Demirtaş seçime bir ay kala neden yeniden ısıtıp masaya sürüyor? İşte zurnanın zırt dediği yer burası.

Uzun süre suskunluğunu koruyan Görmez’in geçtiğimiz günlerde ekran karşısında yaptığı açıklamalar hakikati görmemizi sağlıyor. 17-25 Aralık darbe girişimlerinin ardından polislere yapılan operasyon sonrası, Fethullah Gülen’in meşhur “Evlerine ateşler salsın” beddua silsilesinin video kaydı yayınlanmıştı. Cemaat kanadı çok tepki çeken bu konuyu “beddua değil mülâane” diye düzeltmeye çalışmıştı (Mülâaneyi “karşı taraf da bana aynı şeyleri söylerse hesap kapanır” şeklinde özetleyebiliriz). Meğer bu konuda Diyanet’i kendi yanlarına çekebilmek için Mehmet Görmez üzerinde epey bir baskı kurmuşlar. Söylenenlerin beddua olmadığı yolunda yazılı veya sözlü açıklama yapmasını istemişler. Önce telefonlarla, sonra bizzat yanına giderek, birkaç koldan baskı kurmaya çalışmışlar. Fakat Görmez kabul etmemiş ve yukarıda anlattığım algı operasyonu başlamış.

İşte Demirtaş bu kullanışlı yalanları yeniden piyasaya sürenlerin bayraktarlığını yapıyor. Kamu kaynaklarında tasarrufa gidilmesini tartışmaya açmak elbette yapılması gereken bir iştir. Pahalı makam araçlarını sorgulamak, denetlenmesini istemek, bunu seçim döneminde dile getirmek kadar doğal bir şey de olamaz. Ama kamuda Demirtaş’ın kendi partisinin milletvekilleri de dâhil çok sayıda kişinin kullandığı binlerce makam aracı varken, sadece Diyanet Başkanı’nın aracını, üstelik yalan dolanla gündeme taşırsanız, “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” diye sorarlar.

Barajı geçmek için Alevi oylarına ihtiyaç duyan HDP’nin seçim çalışmalarının odağına Diyanet’i de oturtmasını hadi siyasetin gereği diye kabul edelim. Peki, bunu açıkça halka yalan söyleyerek yapmaya ne ad verelim?

Görmez, bu itibarsızlaştırma haberlerinin iyice çoğalması karşısında zaten bir kez bile binmemiş olduğu aracı iade etme kararı aldı. Haberleri gördüğünde o aracın kendisi için bir “mezara dönüştüğünü”, “ibret-i âlem için” iade edileceğini duyurdu. “Biz hizmetimizi başka araçlarla da yaparız. Biz israf, lüks, şatafat isnatlarından bir tanesi doğru olsa bu mübarek sarığa küçük bir toz konmaması için gereğini zaten yapardık” dedi. Kendi onurunu korudu, dürüstlüğünü gösterdi.

Paralel yapının hedef aldıklarını kendisine hedef seçen Demirtaş ise hâlâ aynı yalanı sürdürüyor.“Daha iktidara gelmeden Mercedes’i geri aldık. Bir trilyonluk makam aracını Diyanet’ten geri aldık. Sizin camilerde gönülden verdiğiniz yardımlarla toplanmış parayla, lüks, bir trilyonluk Mercedes alınır mı? Saraydakine ibret olacak, saraydakine. Sarayı da geri alacağız inşallah” diyor. Yalan siyasette bir süre iş görebilir ama bir de toplumun derin hafızasında yer etmiş olan “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” gibi atasözlerimiz var.

HDP seçim beyannamesi okunurken müstehzi gülümsemelerle “Mercedes’i Diyanet’ten alıp cemevlerine vereceğiz” denmesi ve salondakilerin de bu sözleri hararetle alkışlamasındaki ikiyüzlü mezhepçi bakışı da yazacaktım ama bir yazıda o kadarını midem kaldırmayacak.

SERBESTİYET
Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums