Eskiden insanların nasıl olup da putlara taptığını bir türlü anlayamazdım.

“Bu cansız putlara neden tapıyorsunuz” denilince İslam’ın ilk döneminde müşrikAraplar “olur mu biz onlara değil onların temsil ettiği ruhlara tapıyoruz” derlermiş.

Nitekim Kurtubi, bir eserinde puta tapan müşriklerin “Bizi, Allah'a yaklaştırsınlar, O'nun nezdinde bize şefaat etsinler” diye bunu yaptıklarını söyler.

Nitekim Kur-an’ı Kerim’de Zümer Suresi’nde bir ayet bunu şöyle açıklıyor: “Biz onlara tapınmıyoruz. Onlar bizi sadece Allah'a yaklaştırıyor.”

Neo-putperestlik

Şimdi düşünüyorum da 20. yüzyılda doğmuş bir Türk olarak zamanla ülkemde gördüğüm bazı şeylerin aslında bir putperestlikten farkı yok.

Mesela ölmüş bir adamın türbesini tavaf eden insanlar gördüm.

Mesela ölmüş insanların türbelerinin önünde koyun boğazlayarak bazı taleplerde bulunan insanlar gördüm.

Mesela şeyhinin önünde dört ayak üzerinde bir hayvan gibi güya saygı için yürüyen insanlar gördüm.

Şimdi gidip Bursa’da benim gördüğüm o türbeyi hâlâ tavaf eden teyzeye “bu saçmalığı neden yapıyorsun” deseniz tıpkı eski dönemin müşriklerinin dediğiniduyarsanız: “Evladım biz türbeye değil bunu vesile edip Allah’a dua ediyoruz.”

Üsküdar’da “maket Kabe” etrafında dua ederek tavafta bulunan insanlar da “ah oğlum biz de biliyoruz bu sahte ama gerçeğini hatırlatıyor” diyecekler.
Tamam da işte Kur’an’ın tanımladığı putperestlik işte budur!

Kur’an’ın dramı

Benim etrafımda hayatları boyu neredeyse her hafta Yasin okuyup okudukları surenin bir cümlesinin/ayetinin anlamını bilmeyen insanlar var.

Teyzelerin, amcaların velhasıl insanların bu memlekette her hafta bir araya gelip Kur’an okuyup ancak okuduklarının anlamını bilmemesi ne kadar trajik bir durum.

Kur’an’a her hafta okuyacak kadar yakın olup ama onun ne dediğini anlamayacak kadar uzak olmak.

Türkiye’de bir “Mushaf severlik” var. Anlamadan sürekli okumak şeklinde tezahür eden Mushaf severliğin, Kur’an’ı sevmek olduğunu düşünmemek lazım.

Mesela ben “her Ramazan beş kere on kere hatim indiririm” diyerek mutlu olan ancak Kur’an’ın bir sayfasının anlamını hayatı boyu merak etmemiş insanlar tanıdım.

Zaten memleketi MS 2015 yılında istila eden neo-putperestliğin temel nedeni de Kur’an’a “şeklen yakın olup ama ne dediği merak bile etmemek” değil mi?

Hz. Peygamber etrafına “Kur’an’ı okuyun” demişti. Çünkü etrafındakiler Arapçabiliyordu.

Peygamberin “anlamak için okuyun” talimatının “hiç anlamadan bir kere anlamını merak etmeden tekrar tekrar öylece ezbere okuyun” şekline dönüşmüş olması üzücü.

Pasta Kur’an

Bir müftünün “pasta şeklinde yapılmış Kur’an’ı yemesini” milletçe karmaşık duygularla izledik.

İnsan bazen kızmalı mı, şaşırmalı mı, gülmeli mi karar veremiyor.

Peki ya Kur’an ayetlerinin mürekkeple yazılmış kağıdını suya batırıp sonra o suyu şifa niyetine içenler?

Mevlit okunan odada bırakılan pirinçleri sonra okunmuş pirinç diye yedirenler...

Dünyada “kazalardan korusun diyerek” arabalarda Ayetül Kürsi bulundurma konusunda lider Türkiye, Pakistan gibi ülkelerin en çok trafik kazası gerçekleşen ülkeler olması...

Kısacası, memlekete neo-putperestliğin gölgesi düşmüş kimsenin haberi yok!

BUGÜN