Cumhur İttifakı sürdürülebilir midir?

Cumhur İttifakı sürdürülebilir midir?
25.07.2020 - 08:04
2624

 2018 seçimlerinden sonra Cumhur İttifak’ının ideolojik yapısının da bir sonucu olarak muhafazakâr ve milliyetçi hassasiyetler bir anlamda pompalanarak gündemde yükselmektedir. İstanbul Sözleşmesine muhalefet, Ayasofya’nın ibadete açılması sonrasında yükselen bir şeriat ve hilafet tartışması, internetin zapturapt altına alınması taleplerini aynı başlık altında değerlendirebiliriz. Bu hassasiyetlerin kamu politikalarına yansıtılmasında oydaşma bulunamayabilir. Ama bulunamadığı durumlarda da ısrarla sadece muhafazakar kesimin tercihlerini öncellemek çoğunluğun hep bu grup tarafında olduğu varsayımına dayanmaktadır. Bu varsayım her zaman doğru değildir. Kaldı ki bu çoğunluğun politika düzenlemelerinde “kazanan taraf” olması “kaybeden” olarak da gayet geniş bir kitleyi ortada bırakmaktadır ve bu da kutuplaşmayı körüklemektedir.

Bu kutuplaşmanın önüne öncelikle iktidar partileri geçebilir. Ancak iddia odur ki kutuplaşma iktidarı elinde bulunduran Cumhur İttifakı’na yaramaktadır. Bu ittifakı devam ettirmek eğer muhafazakar hassasiyetleri bileylemekten geçiyorsa son zamanlarda izlediğimiz politik gündem ittifakın sürdürülebilirliğine katkı yapabilir. Bunun mümkün olması için öncelikle burada işlenen konuların seçmen için önemli olması gerekir. Ayasofya böyle bir konu değildi. Diğerleri için de gündemdeki muhafazakar önceliklerin seçmeni harekete geçirip seçim kazandırmasından çok kayıpların temelini oluşturma potansiyelinden söz edilebilir.

Kutuplaştırma 2015 ve 2019’da işlemedi

Bu muhafazakâr hassasiyetlerin öncellenmesi ve kutuplaştırma siyaseti seçmen karşısında geçmişte işlemişti. Ancak bu taktiğin 2015 seçimleri ve sonrasında, özellikle de son yerel seçimlerde işlemediğini hatırlamak gerekir. O günlerin Cumhur İttifakı açısından en önemli konusu da beka idi. Bu önceliğin büyük seçmen kitleleri için geçerli olmadığını gözledik. Kitlelerin önceliklerine uzak kalmanın seçimlerdeki karşılığı sadece kayıp olabilir.
Cumhur İttifak’ının iki üyesi AK Parti ve MHP seçmeni gözünde süregelen yönetim performansı nasıl değerlendiriliyor? Bugün için bu sorunun cevabını vermem mümkün değil. Ancak Cumhur İttifakı’nın ilk seçimi için durum nasıl idi sorusunu ayrıntılı değerlendirmemiz mümkün. Aşağıdaki şekilde ülke gündeminin değişik konularında AK Parti ve MHP’ye oy vereceğini söyleyenler arasında iktidarı başarısız bulanların oranı gösterilmiştir. Yani iktidar ittifakına oy verme eğiliminde olan ancak kendi beklentilerinin farklı konularda karşılanmadığını söyleyen bir seçmen grubuna bakıyoruz burada. Başarısızlık değerlendirmeleri arttıkça iktidar ittifakına oy verme eğilimi de doğal olarak düşmektedir.

AK Parti – MHP makası

Burada dikkat çekici olan öncelikle MHP seçmeninin AK Parti seçmenine göre oldukça daha yüksek oranlarda iktidar performansını başarısız bulur olmasıdır. Bir tek türban/başörtüsü sorununun çözümü konusunda aradaki fark çok ufak bir oranla tersine dönmektedir ama bu konuda da zaten başarısız bulunma oranı çok düşüktür. Geri kalan tüm konularda MHP seçmeni iktidar performansını ortalama olarak %19 puan daha başarısız bulmaktadır. Bu değerlendirmelere rağmen ittifakın seçim için bir arada tutulabilmiş olması şaşırtıcı bulunabilir.

Not: Kullanılan veriler Mayıs-Haziran 2018 de 54 ilde 1653 kişiyle yüzyüze yapılmış görüşmelerden elde edilmiştir.

Aynı dönemde ülkenin en önemli konuları olarak gösterilen ekonomiye dair sorunlarda performans değerlendirmelerine bakıldığında MHP seçmeninin işsizlik ve yoksulluğun azaltılmasında sırasıyla %48 ve %42 gibi bir oranı iktidarın performansını başarısız bulmaktadır. AK Parti seçmenleri arasında ise bu iki konuda başarısız performans %28 ve %17 dir. Ekonomik büyümenin sağlanmasında ise MHP’li seçmenlerin %29’u, AK Parti’lilerin ise %16’sı iktidar performansını başarısız bulmaktadır. Suriye’li göçmenler konusunda AK Partili seçmenlerin de yaklaşık dörtte biri dönemin iktidarını başarısız bulurken bu oran MHP seçmenleri arasında sırasıyla %39 dur. MHP’li seçmenler arasında %30 (AK Parti seçmeni için %7) FETÖ ile mücadele konusunda, %41 ise (AK Parti seçmeni için %19) Kürt açılımı/çözüm sürecinde başarısız performans değerlendirmesi vermektedir.

Covid-19 etkisi ve belirsizlik

Bu oranlar değişmiştir denilebilir elbette. Ancak Covid-19 salgını sürecinde iyiye gitmesini bekleyebileceğimiz belki yegane konu sağlık sistemiyle ilgili olabilir. Burada detaylarını göstermediğim bulgulara göre sağlık alanında zaten hiç de kötü olmayan bir performans değerlendirmesi var iken eğitim hizmetlerinde MHP seçmeninin neredeyse üçte biri 2018 ortasında performansı kötü bulmaktaydı. O zaman geriye kalan alanlar için ortaya çıkan resim zaten oldukça hassasken salgın sürecinde daha da kötüye gitme olasılığı yüksektir.
Bir de bu olasılıklara AK Parti’den kopan eski bakanların kurduğu iki yeni parti ve bunların AK Parti’den koparabilmeleri olası milletvekillerini eklediğimizde Cumhur İttifakı’nın çok zor bir dönemden geçmekte olduğu daha aşikar olacaktır. Ancak bu zor zamanları temel sosyal ve ekonomik konularda performans algısını geliştirmeden atlatmak mümkün müdür? Muhafazakar hassasiyetler üzerine eğilirken sanki bu mümkünmüş gibi bir varsayımla hareket ediliyor. Oysa bu sadece büyük bir yanılgı olabilir.

İktidarda yalnızlaşmak

Memnuniyetsiz seçmen henüz harekete geçmemiş olabilir. Ancak seçim gündeme geldiğinde kendisi için önemli olan konulardan farklı yapay bir gündemi takip eden partilere oy çıkar mı? Bu ittifakın ta başında iktidarın performansına pek de sıcak yaklaşmayan MHP seçmenini bu ittifakın arkasında tutmak mümkün olur mu? İktidara uzak düşmeye başlayan AK Parti seçmeni için gidecek yegane alternatif MHP olarak kalmaya devam eder mi?
Bu performans değerlendirmeleri Cumhurbaşkanlığı için oy hesaplarına nasıl yansır? Performans konusunda tatmin olmamış da olsa seçmen Cumhurbaşkanlığı için yeni bir ismi riskli görmeye devam eder mi? Diyelim ki beka ve muhafazakar hassasiyetler üzerine kurgulanmış bir strateji işledi; bu risk çok yüksek bulundu ve Cumhur İttifakı yeni seçimlerde de ayakta kalabildi. Muhafazakar hassasiyetler dışında bir gündemi olmayan ve MHP dışında kimselerle konuşamayan bir yeni dönem iktidarı marjinalleşmiş olmayacak mı? İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi düşünen, internet ortamını var ama yok bir yeni düzen içinde görmek isteyen Türkiye marjinalleşmiş olmayacak mı?

Ali Çarkoğlu

Ali Çarkoğlu Prof. Dr., Koç Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums