Evliler ve köylüler

  • 19.08.2015 00:00

 ŞÜPHE yok ki “evli evine, köylü köyüne” deyimi siyaseten doğrucu lügate girmiyor.

Buna “dağdan inmiş bağdakini kovuyor” sözünü de ekleyebiliriz.

Çünkü şu kısacık her dört kelimenin geri planında ciddi bir bencillik yatıyor.

Artı, geniş anlam ötekini dışlamak refleksinin bütün çağrışımlarını ihtiva ediyor.

Oysa malûm, o “siyaseten doğrucu” yaklaşım bu tür hissiyatları yasakladı.

En azından onları açık açık dışavurmak ayıp addedilir oldu.

Fakat eminin, sırf Türkçede değil muhtemelen bütün lisanlarda yukarıdaki mananın benzerini ifade eden deyimler, atasözleri, vs. sayısızdır… Şimdi bir parantez açıyorum:

***

TEMMUZ ayı başlarında Bodrum Merkez’e inmiştik.

Şehrin dört bir yanında da koyu tenleri, tipik fizyonomileri ve hâl ve oluş tarzları itibariyle herhangi bir Hint Yarımadası ülkesinden geldikleri anlaşılan mültecilere rastladık.

Ve insiyaki bir refleksle ahalisi de, turisti de, esnafı da “köşe başlarında dilenen Suriyeli sefiller yetmedi de başımıza bir de bunlar mı çıktı” kabilinden ters ters bakıyordu.

Gerçi hercümercinin arasında kaybolmaya çalışıyorlardı ama ne mümkün!

Bana yetmişli yıllarda Alman tren istasyonlarının kalabalığında anonimleşeceğini sanan fakat daha ilk bakışta göz çıkartan kaçak Türk “gurbetçileri” hatırlattılar.

Belli ki kapağı Yunan adalarından birisine atabilmek için buraya uğramışlar.

Zaten bir- iki gün sonra o can tüccarı teknelerden birisinin alabora olduğunu ve şu kadar kişinin de Ege sularında boğulduğunu okuduk.

Parantezi kapatıp şimdi tekrar “evli evine, köylü köyüne” sözüne dönüyorum.

***

DEYİM istediği kadar çağımızın “siyaseten doğrucu” lügatiyle uyuşmasın…

Aslında dün olduğu gibi bugün de insani duygulara tercüman olmaya devam ediyor.

O insan ki yaratılış fıtratı itibariyle diğer canlılardan çok farklı değildir!

Âdemoğlu son tahlilde av ve in sahasına başka hemcinslerin girmesine izin vermeyen ve bunu önlemek için de ölesiye kavgaya tutuşan vahşi hayvanlarla aynı dürtüyü paylaşır.

Fakat doğru, sosyalleşmeye paralel olarak sözkonusu dürtüler tabii ki ehlileşir.

Ama tamamen törpülenmez… En ilkel kabile aşiretinden en ileri bilişim toplumuna, zaten genetik formüle kazınmış olan bu cins içgüdüler daima alestada ve teyakkuzda beklerler.

Bıçak kemiğe dayandığı vakit de; yani şimdiye kadar “evinde” ve “köyünde” ancak tahammül ve tolere ettiği “öteki” artık onun avlanma sahasını tahdit ve onun âdet, gelenek ve tanrılarını da tehdit etmeye başladığı vakit ise külahlar değişir.

Velev ki “siyaseten doğrucu” terbiye “evli evine, köylü köyüne” sözünü lügatten aforoz etmiş olsun, buradan itibaren deyim bütün çıplaklığıyla tekrardan kendini dayatır.

İşte şimdi biz de oraya doğru gidiyoruz…

***

ORAYA doğru gidiyoruz ve Taksim’deki Suriyeli dilencilere duyulan husumetten Bodrum’daki kaçak mültecileri aşağılayan bakışa, bunun ilk tehlike çanları epeydir çalıyor.

Zira Türkiye artık göçmen ihraç eden değil göçmen ithal eden bir ülke kimliği taşıyor.

Dolayısıyla bugüne dek daima Batı’yı suçladığı ırkçılık, dışlamacılık, ötekileştiricilik vs. gibi dürtülerden hiç de arınmamış olduğunun farkına varacak.

Aynı Batı’da sosyologların hanidir üzerinde çalıştığı tolerans hacmi; otokton- alokton ayırımı; entegrasyon- asimilasyon çizgisi hakkında mecburen kafa yormaya başlayacak.

Ve tabii “zamanın ruhuna” uygun olarak “evli evine, köylü köyüne” sözü yine ayıp addedilecek ama işte canlının fıtratında var!

O “evliler” ve o “köylüler” en azından gizli gizli böyle düşünmeye devam edecek…

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums