Erdoğan, aydınlar ve karanlıklar

  • 30.05.2015 00:00

 “BUNLAR aydın değil karanlık, karanlık!

Yukarıdaki ünlem, daha doğrusu hakaret Recep Tayyip Erdoğan’a ait…

Ak Saray lideri önceki günkü Nevşehir konuşmasında iki yüz yazar, akademisyen ve sanatçının imzasını taşıyan ve AKP hükümetini Cumhurbaşkanı’nın hukuksuz uygulamalarına teslim olmamaya çağıran bildirinin sahiplerini böyle haşladı.

Konuya geleceğim ama önce şu “aydın” kavramından başlamak istiyorum.

***

TANIM Türkçeye “entelektüel” deyiminin karşılığı olarak girdi.

Hâlbuki yanlış! Uydurma! Zira anlamı tahrif ediyor ve sözcüğe misyon vehmediyor.

Lâkin galat-ı meşhur hesabı, yerleştiği için de kabullenmekten başka çare kalmadı.

Oysa mübarek kelime sanki ışık saçıyor ve sanki gayya kuyusuna projektör tutuyor…

Üstten bakan bir kibir ve küçümser eda yansıtıyor ki, böyle bir kelime etimolojisi de tıpkı Erdoğan’ın yaptığı gibi, onun zıddı bir “karanlık” sıfatıyla mugalataya çanak tutuyor.

***

ZATEN bilhassa Kemalist ve komünist cihete göz atarsanız, köy enstitüsü rahlesinde mürekkep yalamış hazin vasatlardan, felsefeyi Politzer ilkelliğinde anlamış bir o kadar hazin yoldaşlara, bunların hepsi kendini “aydın” (!) addeder. Hazretler burnundan kıl aldırmaz.

Üstelik bir de “organik aydın olmak” gerektiğini vazederler.

Yani entelektüelin en hayati özelliklerinden birisini oluşturan “birey”, hattâ “eleştirel” niteliğini çöpe atarak onun da kolektif kalıba girmesi yönünde ahkâm keserler.

Zaten de aslında girebilirler. Kimse itiraz edemez. Ama asla kural değildir!

***

DEĞİLDİR, çünkü Batı lügatine bile ancak bir asırdır yerleşen ve Latincede ruhban sınıfını adlandıran “clericus” kökenli “entelektüel” kavramının tanımı son derece elastikidir.

Bin bir tane tarifi yapılabilir… Bin farklı aydın tipolojisi çizilebilir…

Dolayısıyla da o aydınlar, yani aslında entelektüeller felsefi, imani ve siyasi bağlamda en korkunç totalitarizmden en liberter özgürlükçülüğe dek her türlü temayülü gösterebilirler.

Nitekim Heidegger’in Nazizm’e, Aragon’un Stalinizm’e, Pirandello’nun faşizme veya Turâbi’nin İhvan’a meyletmesi onların entelektüel kimliğini hiçbir şekilde engellemiyor.

Zira deyim bir de “anlamak” ve “ayırt etmek” manasında “intellego” fiilini içeriyor.

O hâlde buradan itibaren gerek kelimenin etimolojik yapısı, gerekse tarihî gelişimi itibariyle “aydın”ı en asgari şekilde ve eksik kaldığını da ekleyerek şöyle tanımlayabiliriz:

Entelektüel” her şeyden önce “kendisi için bilmek” ihtirasıyla yanıp tutuşan; artı, yabana atılmayacak bir kültür birikimine ve tahlil kapasitesine ulaşmış okur- yazar kişidir!

***

ŞİMDİ tekrar başa dönersem, Cumhurbaşkanı’nın önceki gün iki yüz imzacıya “bunlar aydın değil, karanlık karanlık” diye hakaret etmesi ne sözkonusu hukuk devleti savunucularını “karartıyor”, ne de bizzat Erdoğan’ı her hangi bir aydınlığa kavuşturuyor.

Tam tersine! Türkçedeki uyduruk kelime sayesinde ucuz ve kolay bir demagoji imkânı bulan aynı Erdoğanaynı imzacılardan ciddi bir bölümünün 2010 anayasa referandumu öncesinde “yetmez ama evet” çağrısı yaptığını; bundan dolayı da kendisinin onlara şükran bildirdiğini unutmakla derin, çok derin loşluklara yuvarlandığını tekrar tekrar ortaya koyuyor.

Başka bir deyişle, Cumhurbaşkanı işine geldiğinde yararlanacağı, gelmediğinde de perdeleyeceği bir ışık huzmesi istiyor.

Var! Onlardan da ibadullah ve literatürde buna “majestelerinin aydını” deniyor.

Ancak buradan itibaren entelektüelin “kendisi için bilmek” ihtirası artık “menfaat için bilmek” ihtirasına dönüşmüş oluyor ki, acaba nereye kadar ve ne kadar aydınlatır?

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums