Ertuğrul Günay: Adalet Yürüyüşü ve mitingi üstüne bir değerlendirme yazısı

Türkiyede muhalefetin, özellikle de ana muhalefetin sorunu derinde bir yerde iktidarın retoriğinin etkisinde kalmak, onun diliyle, kavramlarıyla, hatta hükümleriyle konuşmak.

Ertuğrul Günay: Adalet Yürüyüşü ve mitingi üstüne bir değerlendirme yazısı
13.07.2017 - 06:31
2663

  Ana muhalefet partisi sayın genel başkanının 25 gün süren ve Maltepe'de noktalanan yürüyüşünün üzerinden üç gün geçti.

Yürüyüş ve sonundaki mitingle ilgili objektif bir değerlendirme yapmak için birkaç gün geçmesini beklemek istedim.

İlk anın haklı haksız tepkileri bir ölçüde yatıştıktan sonra, tüm süreci nesnel olarak irdelemek, ülkemizde siyasetin geleceği üzerinde düşünenler açısından yararlı olabilir, umudundayım.

1- Ana muhalefet partisi başkanı, partisinin -genel başkan yardımcılığı da yapmış- bir milletvekilinin, 25 yıl hapse mahkum edilmesi üzerine, bu kararı protesto etmek için Ankara'dan İstanbul'a yürüyeceğini açıkladı.

Aslında bu beklenebilecek bir karardı. Çünkü, iktidarın kitleleri mağdur eden tutumu karşısında edilgen bir tavır sergilediği için eleştirilen ana muhalefet partisi açısından, böyle radikal bir adım zorunluluk haline gelmişti.

2- 15 Haziran sabahı Ankara Güvenpark'ta başlayan yürüyüş, ilk günden itibaren toplumdan geniş ilgi gördü. Katılım, her durakta çoğaldı.

Yürüyüşçülerin 'Adalet' sloganını dillendirmeleri, karşılaştığı haksızlıklardan bunalan, adalet arayışı içinde olan onbinlerce insanın umutlanmasına, katılmasına, desteklemesine yol açtı.

3- Yol boyunca gerek yürüyüşçülerin kullandığı hoşgörülü, kucaklayıcı dil, gerekse güvenlik birimlerinin aldığı kapsamlı önlemler, Türkiye tarihinin

bu en büyük kitle eyleminin sakin, olaysız, huzurlu, özetle başarılı geçmesini sağladı. Bu sonuç, muhalif kitlelerde özgüven yarattı. Dayanışma bilincine olan ihtiyacı hatırlattı, güçlendirdi.

4- Yürüyüşün 25.gününde İstanbul Maltepe'de yapılan mitinge katılım gerçekten yüksekti. Bir milyonun üstünde olduğu rahatlıkla kabul edilebilecek topluluk, ülkenin her yanından gelmiş, büyük umutlarla meydanı doldurmuştu.

Mitingden sonra iktidar çevrelerinin resmi ve özel ağızlardan, katılanların sayısı üzerinden açmaya çalıştığı tartışma, kimse tarafından ciddiye alınmadı; katılımın yarattığı rahatsızlığın ifadesi olarak algılandı.

5- Ana muhalefet partisi başkanı, yürüyüş boyunca kullandığı kucaklayıcı dil, kararlılık ve fiziki dayanıklılık açısından takdir kazandı.

Üstelik, -geç de olsa- böyle ses getiren bir eyleme öncülük yaptığı için parti içindeki gedikli rakiplerini gündemden ve yarıştan düşürdü. Daha da önemlisi, dışarıdan rakibi olabileceği varsayılan bazı meslek örgütlerinin eski/yeni başkanlarının demokrasi anlayışlarını sergilemesine yol açarak kişisel konumunu güçlendirdi.

6- Ana muhalefet partisi, uzun bir süreden sonra ilk kez bu yürüyüş vesilesiyle bir aya yakın toplumun gündeminde yer aldı. Çaresizlikle başlayan bir eylem sonucu da olsa, bu gündem belirleme durumu, parti örgütlerinin uyanışına,

16 Nisan öncesi gibi kendi dışındaki çevrelerle temas etmesine, moral kazanmasına olumlu etki yaptı.

7- Ancak, ana muhalefet başkanının miting konuşması, bir aya yakın yürüyen onbinlerin ve meydanı dolduran ve ekranlara kilitlenen milyonların beklentilerine yeterince yanıt vermedi.

Bu yetersizlik kuşkusuz sadece konuşmacının eksiği değil.

Bir aya yakın yollarda olan ve sonunda milyonlara seslenecek olan bir siyaset adamının konuşmasını kendisinin yazması elbette beklenemez.

Konuşma, metin yazarlığında uzmanlığı olan bir ekibin katkısıyla hazırlanmış olsaydı, verilen mesajların, çok daha edebi, duygusal anektodlarla bezeli ve etkili olması sağlanabilirdi.

8- Konuşma, edebi eksiklerine karşın, OHAL'in kaldırılması, 16 Nisan sonuçlarının meşruluğunun tartışılmaya açılması gibi söylemler açısından elbet olumlu talepler içeriyordu.

Ancak, yaşanan haksızlıklarla ilgili yeterli örneklemeler yapılmaması, mağduriyetlerinin dile getirilmesini bekleyen insanlar açısından burukluğa, kamu görevlilerine seslenirken "size ne yapabilirler?" söylemi, muhalefetin yaşananlardan habersiz olup olmadığının sorgulanmasına yol açtı.

9- Son olarak, yürüyüşün başında birçok insan, adil yargılamanın herkesin temel hakkı olduğu inancıyla adalet talebinin herkesi kapsayacağını ummuş, her kesim destek vermişti.

Bu beklentiler ne yazık ki yeterince karşılık bulmadı.

Ana muhalefet başkanı, örneğin -kendisinin de kabul ettiği- Anayasa'ya aykırı düzenlemelerle özgürlüğü elinden alınmış -Meclis'te temsil edilen ve Cumhurbaşkanlığı adaylığında kamuoyunda ilgi toplamış- bir parti başkanına bile bir selamı esirgedi.

Tam tersine, henüz yargılama aşamasında olan konularda iktidarın kullandığı suçlayıcı hükümleri aynen kullanarak, zihin altında iktidarın ideolojik hegemonyasını kıramadığını, neredeyse paylaştığını sergilemiş oldu.

Türkiye'de muhalefetin, özellikle de ana muhalefetin temel sorunu tam da bu. Derinde bir yerde iktidarın retoriğinin etkisinde kalmak, onun diliyle, kavramlarıyla, hatta hükümleriyle konuşmak; kendi dilini, terimlerini, kavramlarını üretememek.

Umarım muhalefet, daha fazla vakit kaybetmeden ve daha fazla yürümek zorunda kalmadan bunu başarır.

Artı Gerçek

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums