Otuz sayısına kurulu bir ölüm makinası...

  • 29.07.2015 00:00

 Türkiye Cumhuriyeti tarihinden enstantaneler: 1 Mayıs 1977: 34 ölü... Madımak: 35 ölü... Başbağlar: 33 ölü... Roboski: 34 ölü... Ve arada hatırlamadığım başka katliamlar... Ve de Suruç: 32 gencecik insanı öldürüldü...

Hepsinde birileri sinsice öldürüyor; Dersim’leri saymazsak, belli ki, darbe yolunda öldürülen insan sayısının 100’leri bulduğu katliamlardan başka, gerekli ölü sayısının 30’larda seyrettiği bir “teknoloji” var...

Sonra katiller karanlık koridorlardan inlerine geri dönüyorlar. Bizi birbirimiz karşısında duyduğumuz nefretle başbaşa bırakıyorlar.

Her seferinde akbabalar atlıyor hemen ve ölen suçluları “öldükleri için” suçluyorlar: “Solcular birbirlerini vurdu”, “Komünistler Kuran’a küfretti”, “Kaçakçı kılığına giren teröristler vuruldu”...

Şimdiki de şuna benzer şeyler: “İllegal örgütlere bağlı solcular Kobane’ye yardım bahanesiyle Suruç’ta ölerek terörizm yaptılar”, “Başka yardım yapılacak yer mi kalmamıştı sanki?”, “Ölenler arasında neden HDP’li yoktu”, vs...

Korkunç “istihbari” sorular...

Patenti bana ait değil; şu türden karşı soruları da sorabiliriz: “Polis de yoktu, gazeteci de yoktu... Neden?”

Önceki günlerde, Suruç’a giden çocukları daha baştan “günahkar” ilan eden, yani, olayı çok yakından takibeden bir TV kanalından hiç bir gazeteci neden Suruç’ta yoktu diyerek soruyu biraz daha inceltebiliriz.

Tabii komplo teorisine girince –gene patenti bana ait olmayan- başka soruları da sormak meşrudur: “Neden Mavi Marmara’da bir tane bile AKP’li yoktu?”

Ama daha da önemli bir soru şu: nasıl oluyor da Selahattin Demirtaş’ın ettiği sözler bir anda çıkar kardeşi beş gazetede, belli ki aynı kaynaktan servis edilen aynı manşetle (“Demirtaş’tan tehlikeli çağrı”) çıkabiliyor?

Yani evet, bu insanlık dışı katliamın önünde-arkasında çok ciddi bir hesap kitap var. Akabinde PKK’nın üstlendiği polis cinayetleri ile birlikte birbirini tamamlayan bir hesap kitap...

Ölümlerin yarıştırıldığı bir cehennem dili... Ölümle beslenen bir anafor...

Ama Suruç’un altından bu türden sorularla kalkmak mümkün değil... Çünkü hep beraber biliyoruz ki, ortalık aklı tutulmuş bir milletin ya da giderek “milletler topluluğunun” –kabaca- bir yarısı ile diğer yarısının giriştiği –en kibar tabirle- patolojik kimlik yarışına kilitlenmiş durumda.

Bu yüzden, ölen o 32 çocuğun kimler tarafından gönderildiği üzerine takılarak ve onları suçlayarak kendi kampınızı rahatlatan ve doğrulayan sayıklamalara girmek yerine, sadece şunu sorun: Psikoloji, sosyoloji falan okuyan o çocuklar, acaba neden Kobane’ye gitmek istediler? Ölmeye ve öldürmeye, kafa kesmeye çok meraklı IŞİD gibi örgütlerin yerle bir ettiği Kobane ile bu çocuklar nasıl bir duygu birliğine girmişlerdi acaba?

Onları öldürenlerin hesap kitap yaptıkları çok belli ama siz çok fazla hesap kitap yapmayın; sadece onların duygularını biraz olsun hayal edin bakalım; kendi duygu halinizde biraz olsun değişiklik olacak mı?

Olmuyorsa, yapılacak bir şey yok... 30’ar can alarak varlığını koruyan bir teknolojinin mükemmel bir malzemesisiniz demektir.

Çünkü belli ki, görüntünüz ne olursa olsun; en derinlerinizde yer eden bir formatın ürünüsünüz demektir.

Ne yazık ki bu format bugün çok daha bariz bir şekilde sırıtıyor.

Bugün medyada İslamcı görünenlerin içlerinde küllenmiş ne kadar milliyetçilik varsa hepsi satha çıktı. İlkokulun Kemalist formasyonuna geri döndü Kemalizm’den sıyırmaya çalışanlar...

Kimliklerini başkalarına düşmanlık üzerinde kuran milliyetçiliğin formatını yemiş olanların İslamcı ya da solcu olmalarının önemi yok. Mühim olan format ya da kap... Eğer bu kap “esas” olduysa, içine ne koyarsanız koyun; görünüş ne olursa olsun, milliyetçilik kabının anlattığını anlatıyorlar.

Yani kap konuşuyor; öfke, nefret konuşuyor.

Ve şu da not olsun: Umut Vakfı’nın verilerine göre Türkiye’de her 10 kişiden birinin ruh sağlığı bozuk...

http://www.ortakhaber.com/yazarlar/ferhat-kentel

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Palmiye yayınları
    Palmiye yayınları
    10.11.2013 19:18

    Palmiye yayınları olarak gazeteci, yazar, şair arkadaşlarımıza bir imkân sunuyoruz. Destekli yayıncılık kapsamında yazılarınızı kitaba dönüştürebiliriz. Siz yazın biz basalım yayınlayalım. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: bilgi@palmiyeyayinlari.com https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums