AKP’lilerin en önemli özelliklerinden biri 13 yıldır iktidarda olmalarına rağmen, bu dönemde yapılan işlemleri muhalefetteymiş gibi eleştirebilmeleri. AKP’nin Türkiye hukuk düzeni ve demokrasisine yaptığı kötülükleri tekrar etmeye gerek yok. Artık herkes biliyor ve farkında.

Bir restorasyon dönemiyle bu kötülükler düzeltilebilir, sistem tekrar rayına oturtulabilinir. Ama kent kültürü ve çevreye yaptığı kötülüklerin izini silmek mümkün olmayacak. Kent dokusu ve çevreye yaptıkları tahribat kalıcı olacak.

 Artvin’de maden için doğanın ırzına geçme izni veren AKP iktidarının Başbakanı Ahmet Davutoğlu, birden İstanbul sevdalısı kesildi.

 İstanbul hakkında konuşan Davutoğlu, şu şaşırtıcı yorumu yaptı: “Fiziki boyut ne kadar derin olursa olsun, İstanbul gibi güzel fiziki mekâna sahip Sydney şehrini düşününüz ya da New York'u, mekân olarak İstanbul gibi etkileyicidir ama eksik olan en önemli şey kadim kültürden gelen metafizik boyuttur. İstanbul'un farklılıklarından biri de budur.

 ASLINDA CEVAP ÇOK BASİT

 Modernite ile İstanbul kadar yüzleşmiş, İstanbul kadar modernite tarafından hırpalanmış, tamamıyla şeytani diyebileceğim bir yaklaşımla şehrin kadim ruhunun tahrip edildiği, bir hazinenin küçük çıkarlar için tarumar edildiği şehirler azdır. İstanbul'un silüeti de dahil olmak üzere, her bir taşını koruyarak ve o güzel mekânı son peygamberin muştuladığı metafizik bir hedef olarak, hasletini, hususiyetini muhafaza ederek modern ya da küresel olunamaz mı? Bütün aydınlarımızın, hepimizin kendimize sormamız gereken soru bu. Modern ya da küresel olmak için, Boğaziçi ile Yeditepe ile şafağı ile o güzel İstanbul'u muhafaza ederek neler yapabiliriz?”

Davutoğlu’nun sorusunun cevabı basit: AKP’nin müteahhitlerle bağını kes ve Gezi’de çevreyi, yeşili korumak için canını feda eden gençlerden özür dile.

 Abdüllatif Şener’in meşhur lafıydı: “ANAP’tan ala ala devlet müteahhitlerini aldık…”

 VATAN HAİNİ DEDİNİZ AMA...

 Erdoğan devlet müteahhitlerine daha sonra TOKİ müteahhitlerini de ekledi. Bu müteahhitler eliyle de başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’nin tüm kentlerinde çirkin abideleri ortaya çıktı. AVM ve gökdelen merakı İstanbul’u kısa sürede dünyanın en çirkin kentlerinden birine döndürmekle kalmadı, tarihi silüetini de yok etti. Tıpkı bugün Ataköy sahil şeridini yok ettiği gibi.

İstanbul sevdalısı Davutoğlu’nu bu çirkinlikler birbiri ardına yükselirken sesini yükseltirken göremedik doğrusu.

 Bodrum’da yakılan ormanlara birbirinden çirkin otellerin dikilmesine de sesini yükseltmedi.

Artvin için üzüntülerini de madenler doğa harikası bu ilimizi tahrip ettikten sonra dile getirecektir herhalde.

 Bu tahribat olurken hepiniz oradaydınız!

 Sessiz kaldınız, görmezden geldiniz; çevreye, kente ve doğaya sahip çıkan insanları darbecilik ve vatan hainliğiyle suçladınız.

Fikir namusu, bir kültüre sahip çıkmak zamanında tavır almakla mümkündür. İş işten geçtikten sonra eleştiri getiren, sorgulayan kişilerin fikir namusu elbette sorgulanır. Türkiye bu insanları sorgulayacak ve kamu vicdanında mahkum edecektir mutlaka.