- 10.12.2018 00:00
Sevgili dostum yazdığım bu mektubu önce sana tutuklu olduğun Silivri Cezaevi’ne göndermeyi düşündüm ama eline geçmeyeceğini bildiğim için, açık mektup olarak yazmaya karar verdim.
Sana gönderilen mektupların hiç birinin sana ulaşmadığını sudan bahanelerle gönderen kişilerin adresine geri döndüğünü hepimiz öğrendik.
Hollanda’dan bir okurunun sana bir mektup gönderdiğini “taşındı” ibaresi mektubun gerisin geriye döndüğünü de okuduk.
Sana gönderilen mektupların verilmediği gibi ceza evinde bulunan diğer okurlarına da kitapların verilmiyormuş.
Aynı cezaevinde kalan bir okurun cezaevi yetkililere senin bir kitabını okumak için başvurduğunu ;cezaevi yetkililerinin “kitap yasak ama yazar burada” dedikleri tüm dünyada utanç verici bir Türkiye fotoğrafı olarak gezinip duruyor.
Moralinin yüksek ve sağlığının iyi olduğunu duydukça seviniyorum, dilerim biran önce çıkarsın. Bütün bu zor zamanların üzerinden gelecek bir güce sahip olduğunu da biz dostların sevinçle görüyoruz.
Seni içeride hukuksuz bir şekilde öfkelerinin rehinesi olarak tutanlar, seni burada susturdular ama 17 dile çevrilmiş eserlerinle yurt dışında buluşanların sayısının artmasını,orada yazdığın son kitabının Amazon’da best seller olmasını engelleyemediler.
Burada korku senden söz edilmesini sağlasa da,
Dünyanın en etkili medya kuruluşlarında seninle, uğradığın korkunç haksızlıkla, edebi eserlerine ilgili çok olumlu haberler çıkıyor, yorumlar yapılıyor. Dünya olup bitene ve sana çok ilgili.
Tek adama biat eden gazeteci geçinen esnaf tayfası ve tetikçiler senle ilgili olumlu haberleri gönüllü bir körlükle görmeseler de, halktan ve okurlarından gizleseler de senle ilgili haberleri biz seni sevenler kıyısından köşesinden bir şekilde öğrenmeye devam ediyoruz.
Bukowski’nin “dostunu tanımak istersen cezaevine düşeceksin “ dediğini bir yerde okumuştum , Bukowski’nin tespitinin ne kadar doğru olduğunu senin ve hapishanedeki diğer düşünce insanları üzerinden görüyoruz. Korkak ve bel kemiksizlerin resmini topluca çekiyoruz...
Zaten sen bunları çok önceden gören cezaevlerine, mahkemelere, baskılara, askeri darbelere yabancı olmayan aileden ve yaşam birikiminden gelen bir düşünce ve edebiyat adamısın dostum.
İçinde yaşadığımız karabasanı en iyi medyanın durumu somutlaştırıyor.Demokrasi ve hukuk mücadelesi verenler sosyal medya üzerinden ve internet gazeteciliğinin kıyılarından zar zor nefes almaya çalışıyorlar..
Tek adam sisteminin savunucu olan medyanın yüzde doksan beşinin başta itibarları, inandırıcılıkları ve dolayısıyla tirajları ve reytingleri yerlerde sürünüyor.
Duyuyor musun bilemiyorum ama sanal alemde medyanın bu sefil haliyle ilgili espriler yapılıyor, birisi beni de güldürdü ; “ Amerikan Dolarını A Haberde satın al, NTV’de bozdur” .
Güldürse de rezil, vıcık vıcık bir çakma habercilik söz konusu.
Dostum bunları sen zaten çok iyi biliyorsun,benim yaptığım senin gibi aynı zamanda usta bir gazeteci ve yazar ile dertleşmek ,o nedenle bu kepazeliği ve rezilliği bir kez daha tekrarlıyorum.
AİHM’in Selahattin Demirtaş için vermiş olduğu tahliye kararından sonra Erdoğan’ın “AİHM kararı bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yaparız dedikten sonra Demirtaş hakkında apar topar tamamen siyasi bir karar çıkması , tam da tuzun koktuğunu da gösteriyor. Sadece medya değil, hukuk ve devlet de çöktü.
Saygı değer dostum ’ben yargılanmaya değil yargılamaya geldim’ dediğin savunmanı satır satır okudum .
Tam bir aydın duruşu sergiledin.Tarihe belge bıraktın.
“Cebir ve şiddet” kullanarak “darbe yaptığına” hükmeden talihsiz heyete hukuk dersi verdiğin son duruşmayı da izledim.
Ama kendini dışarı atmak için ilkelerinden ve entelektüel duruşundan vaz geçmeyen ,demokrasi ve hukuka bağlı haysiyetli insanlara daha fazla zülüm ediyorlar. Bir kara mizah gibi olsa da seni Silivri’de “demokrasi nöbetçisi” olarak görüyorum.
Muhafazakar İslami gelenekten gelen bir hekim “Altan Kardeşlerin savunmalarını okudum ve duygulandım ,Ahmet Altan’ın savunmasını okurken bu kadar yürekli bir düşünce adamı bu topraklardan az çıkar , gerçekten bu süreçte tam bir demokrat aydın duruşu sergiliyorlar “ dedi..
Sevgili dostum ben de sizlerle olan dostluğumdan bir daha gurur duydum.
Ben sana yazarken Bağımsız Gazetecilik Platformu senin 806 gündür tutuklu olduğunu güncellemiş.
Durum o kadar tefessüh etti ki, şaşırtıcı olsa da
bir dönem Erdoğan’ın “dava arkadaşı” olmuş ,basın danışmanlığını yapmış kimi gazeteciler, eski milletvekilleri hatta adalet bakanlığı yapmış olanlar bile yargının artık bağımsız olmadığını yüksek sesle dillendiriyorlar .
“Hukuk bir gün herkese lazım olur”, haklılar.
Sevgili kadim dostum titiz ve dikkatli bir okurun da olarak sağlığına dikkat etmeni ve kendine iyi bakmanı diliyorum , en kısa dönemde özgürlüğüne kavuşmanı dileyerek seni hasretle kucaklıyorum.
Hoşça kal Ezber bozan, doğruları için gerekirse nispi bir çoğunluğu bile karşısına alan yiğit adam, Medyanın Buz Kıran Gemisi.
.
Yorum Yap