1874 İstanbul: Bir din ve ırk mozaiği

  • 19.02.2017 00:00

 Edmondo de Amicis İtalyan bir seyyah. 1873-74 yılında İstanbul'a gelir. Onun geldiği dönem Abdülaziz'in son günleri. Bir süre sonra 2. Abdülhamid tahta çıkacak. Dünyanın iki metrosundan birinin açılışı yeni yapılmış, o vakitler.

O bir Hıristiyan ve elbette Osmanlının temsil ettiği İslam'a karşı biri. Fakat o günün ve bugünün Batı hayranı entelijansıyasına, 'istibdat' karalamalarına ve 'hasta adam' yalanlarına karşın İstanbul'a, payitahtın çok renkli ve çok sesli medeniyetine büyük hayranlık duyar! Bunu da açık açık itiraf eder:
"İstanbul halkını görmek için, Galata Köprüsü'ne gitmek icap eder. Her iki sahil de Avrupa'dadır, fakat köprünün Avrupa'yı Asya'ya bağladığı söylenebilir, zira İstanbul'da Avrupalı olan sadece topraktır, etrafını çeviren küçük Hıristiyan mahallelerinin bile Asyalı bir hali ve karakteri vardır.
Bir nehre benzeyen Altınboynuz, iki dünyayı, okyanus gibi, birbirinden ayırır. Galata ile Beyoğlu'nda dolaşan haberler karşı sahile (Müslüman şehre) ancak kopuk kopuk ve anlaşılmaz bir surette, uzak bir aksiseda gibi gelir.
Hindistan çarşıları, Nijni-Novgorod panayırları, Pekin bayramları bunun yanında hiç kalır. Bir şey görebilmek için köprünün küçük bir yerini seçmeli ve hep oraya bakmalıdır. Oraya buraya bakınca, göz iyi göremez olur, zihin karışır. Kalabalık, her grubu bir halkı temsil eden, bin renkli kocaman dalgalar halinde geçer.
En garip tip, kılık kıyafet ve her sınıftan insan topluluğudur bu. Yirmi adımlık bir yerde ve on dakikalık bir zamanda görülen efsanevî kargaşa üzerinde bir fikir edinmek düşünülecek şey değildir. Koskoca yüklerin altında iki büklüm olmuş, koşarak geçen bir sürü Türk hamalın arkasında, etrafa kaçamak bakan bir Ermeni kadınının bindiği sedef-fildişi kakmalı bir tahtırevan ilerler; yanda, beyaz bornozlu bir Bedevî ile ipek sarıklı ve mavi kaftanlı ihtiyar bir Türk'ün yanından peşinde işlemeli bir ceket giymiş tercümanıyla genç bir Rum atının üstünde geçer...
Rum atının üstünde geçer... Ve önünden sırma şeritli bir vardacının koştuğu Avrupalı bir sefirin arabasına yol vermek için mahrutî koca külahlı, deve tüyü hırkalı bir derviş kenara çekilir. Bütün bunlar görülmez, ancak hissedilir. Daha geriye dönmeden, kendinizi kocaman astragan kalpaklı bir sürü İranlının ortasında bulursunuz. Bunların arkasından da iki yanı yırtmaçlı sarı bir cübbe giymiş bir Yahudi çıkagelir. Sırtındaki çuvalda çocuğunu taşıyan saçı başı darmadağınık bir çingene karısı, asası ve dua kitabıyla bir Katolik papazı, Rum, Türk, Ermeni kalabalığının içinde : 'Destur! savulun!' diye bağıran koca bir haremağası, mor ve yeşil feraceler giymiş, beyaz yaşmak örtünmüş harem kadınlarını taşıyan çiçek ve kuş resimleriyle süslü bir Türk arabasının önünde atıyla gider.
Onların arkasından, Beyoğlu hastanelerinden birinin rahibesi, kucağında maymunuyla Afrikalı bir esir ve falcı kılıklı bir lâfazan...
Her zaman olan bir şeydir bu, ama İstanbul'a yeni gelenlere acayip görünür. Birbirinden bu kadar farklı olan bu insanlar burun buruna geldikleri halde, Londra halkı gibi, birbirlerine bakmadan geçip giderler. Kimse durmaz, aceleyle yürünür.
Beyaz etekli, kuşağı piştovlu bir Arnavut, koyun postuna sarınmış bir Tatar'ın yanından geçer. Süslü püslü eşeğine binmiş bir Türk iki sıra devenin arasında telaşla gider. Küçük bir şehzâdenin lalasının arkasında garip eşyalarla dolu bir yük arabası sarsıla sarsıla ilerler. Peçeli Müslüman hanım, kırmızı bereli, uzun saç örgülü Rum, siyah faldetta'sını başından geçirmiş Maltalı, eski Yahuda kıyafetinde Musevî, alacalı bulacalı bir Kahire şalına sarınmış zenci, hayalet gibi baştan aşağı kapkara giyinmiş Trabzonlu Ermeni, bütün bu kadınlar, sanki oraya karşılıklı olarak bilhassa konulmuşlar gibi, bazen birbiri arkasından geçerler.
Bu, durmadan değişen bir ırk ve din mozaiğidir."
Bir yabancının bile teslim etmek zorunda kaldığı şeyi, minarelerin gölgesinde böyle geniş, böyle muazzam bir İstanbul medeniyetinin çocuğu olduğumuzu unutmamalıyız...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums