Rusya ile kriz: ‘Şükür’ mü?

  • 28.11.2015 00:00

 Suriye sınırında bir Rus savaş uçağı ‘angajman kuralları’ çerçevesinde düşürüldü. Kaygı ve heyecan yaratan bu gelişmeyle ilgili açıklama, Genelkurmay’dan, Dışişleri Bakanlığı’ndan veya Başbakanlık’tan değil Saray’dan geldi. Bu, açık ki, olayın heyecanıyla gösterilen bir refleks filan değil; ‘fiili’ Türk tipi başkanlık sisteminin ‘gereği’ olarak gösterilen bir tutum.


Bu önemli ‘ayrıntı’ belli ki içerisine girdiğimiz ‘yeni’ dönemin temel bir özelliğini ortaya koyuyor. Ama günün sorunu kuşkusuz Rusya ile yaşanan yüksek gerilim.

Uçağın düşürülmesinin ardından Türkiye’nin hemen NATO’yu toplantıya çağırması ve ABD nezdindeki girişimleri, acı acı gülümseten bir anlam ifade ediyor. ‘Şanghay Beşlisi’ de hikâye oldu. İbre, söz konusu olan Rusya ve Putin olunca, yeniden içeride bolca ‘dış mihraklar’ ağızlarının konusu olan Batı’ya döndü.

Putin, olayın ardından yaptığı ilk açıklamada Türkiye’nin Rusya’ya durumu izah etmek yerine hemen NATO’nun kapısını çalmasına kızgınlığını gizlemedi ve olayın iki ülke arasındaki ilişkilerde ‘çok ciddi’ sonuçları olacağını söyledi.

Yandaş erbabına kalsa Rusya’ya çoktan savaş ilan etmiş durumdayız ama öncelikle yanıtlanması gereken soru şu: Türkiye, Rusya ile bilerek ve isteyerek, olası sonuçlarını hesap ederek köprüleri atmak mı istiyor? İki ülkenin birçok konuda ama özellikle Suriye’nin geleceği konusunda farklı senaryoların gerçekleşmesine gayret ettiği malum. Ama bu herhalde bir ‘savaş’ veya birbirini ‘düşman’ ilan etme nedeni değil?

Sınırlarını korumak her ülkenin hakkı ve görevi. Fakat saniyeler süren bir sınır ihlalini, ne tür sonuçlara neden olacağı kolayca öngörülemeyecek bir eylemde bulunmanın gerekçesi yapmak ‘sorumlu’ ve ‘akıllıca’ bir tutum mudur?

Türkiye’yi bu tür ‘maceracı’ bir anlayışla Suriye’de cereyan eden yangının ortasına atmak, sonuçları çok ciddi hesaplanması gereken ağır bir sorumluluktur.

Bu, ‘milli irade arkamızda’ denilerek de açıklanamaz. O iradeye ‘memleketi belirsiz maceralara sürükleyeceğiz’ sözü vermediniz bildiğim kadarıyla?

Yandaş erbabından yükselen savaş tamtamları, ‘şükürler olsun’ nidaları, Saray üzerinde ‘yürü, kim tutar seni’ etkisi yaratıyorsa, ülkemizin geleceği için ne kadar kaygılansak yeridir.

Bu arada AKP’nin dördüncü dönemi de ‘resmen’ başladı. Sayın Erdoğan’ın onayladığı yeni kabine için en çok ‘senkronize’ tabiri kullanıldı. Saray’la gayet uyumlu bir kabine olacağı kesin; zira hemen herkes kabinede Erdoğan’ın etkisinin altını çizdi. Buradan hareketle ‘fiili’ Türk tipi başkanlık modeline de geçmiş olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu ‘fiili’ durum tecrübesi, ülkemizin yakın geleceğinin rotasını da tayin edecek.

Başbakan Davutoğlu partisinin grup toplantısında ‘herkesin hükümeti’ olacaklarını söyledi bir kez daha. Saray’a rağmen, Saray’ın ağır vesayeti altında herkesi kucaklayan bir anlayışla hükümet etmek pek ‘kolay’ görünmese de…

Yaşayacak göreceğiz… 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums