- 17.02.2018 00:00
Anadolu’ya İstanbul-Ankara’dan bakınca resim tam görünmüyor. Analizler verilerin ötesine geçemiyor. Şehirlerin, hayatın ruhu ve duygusu yakalanamıyor, yorumlar isabetsiz kalıyor. Bu nedenle böylesine hassas bir zamanda bölgenin içinden bilgi aktarmanın yorum yapmaktan daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Pazartesi Hatay Hassa’ya dün de Gaziantep’e gittim. Zeytin Dalı Harekatı'nın üzerinden geçen bir ayın ardından bölgenin ahvali hakkında kısa notlar aktarmak istiyorum.
* Sınırda hayat normal akışında devam ediyor. Halkın operasyona desteği büyük. Bu operasyonun yapılması gerektiğine inanıyorlar. Sınırın karşı tarafında siperlerin içinde Türkiye’ye yönelmiş silahların tehdidi altında yaşamak istemediklerini söylüyorlar. “Şimdi operasyon olmasaydı bir yıl sonra daha çetin bir savaş olurdu” görüşü hakim. TSK bölgede olmasa Hatay ve Kilis füzelerin atış menziline girebilirdi.
* Hatay, Gaziantep, Kilis, Urfa… Bu şehirlerde toplam 1.5 milyon mülteci barınıyor. Gaziantep’in nüfusu son 5 yılda % 25 artmış! Kilis’in, Hatay’ın yüzde elli! Bu durum kullanılan su miktarından, çöplere, kültürel hayata şehri her yönüyle etkilemiş. Bölgedeki normalleşme, mültecilerin tamamı olmasa da bir bölümünün ülkelerine dönebilecek hale gelmesi şehirleri rahatlatacak. Operasyonun bu amaca hizmet etmesi beklentisi var.
* Bölgede sorunların çözümünde belediyelerin rolü büyük. Bunların başında da Gaziantep Belediyesi geliyor. Şehirde 500 bin mülteci yaşıyor. Göçün şehre etkilerini göğüslemiş, onları en aza indirgeyecek birçok projeye öncü olmuş. Dil, kültür, yaşam biçimi, eğitim, sağlık, istihdam gibi alanlarda olası sorunları önceden görmüş ve çözüm odaklı uygulamalara hız vermiş. Şehirde her kesime hitap edebilen, ulaşılabilir ve sürdürülebilir birçok proje 4-5 yıldır uygulanıyor.
Şehirde valilik, sivil toplum, ticaret odası gibi kurumlar işbirliği içinde çalışıyor.
* Suriyeli mültecilerin bölgede suç işleme oranı yüzde bir buçuk. Olan vakalar da kendi aralarında gerçekleşiyor. Buna rağmen toplum onları tehdit olarak algılıyor. Yapılan anketler, halkın onlara ilişkin önyargılarının arttığını gösteriyor. Halk mültecilere ilişkin sorunların konuşulmasını istemiyor. Mültecilere sağlanan haklara da bu çerçevede pek hoş bakılmıyor. Hatay’da bindiğim taksi şoförü onlara verilen paradan sağlık hizmetine kadar her şeyi eleştiriyordu. Antep’te de buna dair pek çok şikayet duydum. Uzun vadede mültecilerin yoğun yaşadığı şehirler toplumsal çatışmalar için risk unsuru taşıyor.
* Bölgede uyuşturucu kullanımı artmış durumda. Bonzai gibi çok ucuza elde edilen sentetik öldürücüler dışında plastik sanayi atıklarından elde edilen uyuşturucular da kullanılıyor. Kullanım yaşı çok düşmüş! Uyuşturucuyla mücadele için polisiye tedbirler yetersiz ve sonuçsuz kalıyor. Hatta tam tersi hırsızlık gibi başka suçları körüklüyor. Bölgenin tek rehabilitasyon merkezi de Antep’te faaliyet gösteriyor. Ancak sorun büyük ve bölgenin geleceğini tehdit ediyor. Okullarda uyuşturucu kullanımını erkenden tespit edebilecek, bu alanda yetişmiş rehber öğretmenlere ihtiyaç var. Çocuk iki yıl kullandıktan sonra onu geri döndürmek çok zor oluyor.
* Afrin uyuşturucunun merkezi! Şehirde 400 bin nüfus var. Uyuşturucu baronlarının orada oturduğu söyleniyor. Diğer taraftan da Afrin Kandil’dekiler için bir sayfiye yeri. Yaşlılıklarında yerleşip çoluk çocuk sahibi oldukları bir bölge olarak biliniyor. Bölgede çok eşlilik yaygın. Teröristler sivil halka karışmış durumda. Sivil hayatın içindeki herkesin silahla yakın ilişkisi var. Yakalanan Işid militanları da bu bölgeye yakın hapishanelerde tutuluyor.
* Afrin’de Kürtlerin dışında Arap ve Türkmen nüfus da var. Bölge petrol ve doğalgaz açısından da zengin. Suriye’nin en önemli doğalgaz kaynaklarından birisi de bölgeye çok yakın bir yerde, YPG’nin kontrolünde. Bu, Kürtlerin Suriye ile ilişkisinde önemli bir koz oluşturuyor. Suriye rejim hükümeti Zeytin Dalı Harekatı başladığından bu yana Afrin’e kendi sınırları içinde bir koridor açmış durumda.
* Bölgede herkesin birbiriyle çıkarı da var çatışması da. Türkiye-İran-Rusya müttefik. İran-Suriye Rusya müttefik ama? Rusya, İsrail ve Amerika ile Ürdün’de bir ittifak daha yaptı ama? Amerika Rusya’ya alan açtı ama? Rusya Suriye rejimine alan açtı ama? Türkiye Amerika ile müttefik ama? İran Suriye rejiminin içinde, kuzey Suriye’deki Kürtlere karşı ama PKK-YPG’ye destek veriyor. Suriye kuzeyinde hem Türkleri istemiyor hem Kürtleri ama? İsrail’in görünür en büyük hedefi İran’ın bölgeden gitmesi. İran’ın bölgedeki askeri gücü 110 bin civarında. Amerika’nın 6 bin askeri 10 bin paralı askeri var. Rusya’nın paralı askerleri Suriye Rejimi için savaşıyor. Petrol bölgelerini onlar koruyor. Doğrusu baş döndürücü bir matematik var bölgede. Bu karışık matematiğin içinde ise bizim duruşumuz sabit, isteğimiz net. Sınırlarımızın 30 km ötesinde güvenli bir bölge oluşturmak istiyoruz. Türkiye’yi düşman gören 40 yıldır terör saldırıları düzenleyerek binlerce kişinin ölümüne sebep olan terörist bir oluşumun başka ülkelerin vekaletinde devlet haline gelip sınırımıza dayanmasını istemiyoruz.
Yorum Yap