Bu çığlığa kulak verin!

  • 16.06.2016 00:00

 İlk, orta ve liselerde ders programlarında MEB yine değişikliğe gidiyor. En eski program zaten on yıllık değil mi,  bu değişikliğe neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Değişiklikte çıkış noktanız programlara yapılan eleştiriler mi,  yoksa programların dini içerikle yeniden tanımlanması talebi mi olacak?

Okullaşmayı 3+3+3+4 şeklinde yeniden düzenlenecekmiş. Çalışma niye MEB bünyesinde değil de Cumhurbaşkanlığı katında yapılıyor?  Daha 2012’de geçmedik mi 4+4+4’de yazboz tahtası mı bu? İr ülkenin kaderi ile böylesine fütursuzca oynanır mı? Dört yıl içinde yeni vahiy mi geldi, bu değişikliğe neden ihtiyaç duydunuz?

Meclis bu hafta Maarif vakfı kurmak için fazladan mesai harcayacakmış. Yurt dışı eğitim faaliyetlerimiz MEB’den alınıp Cumhurbaşkanının atanmasında doğrudan ya da dolaylı belirleyici olacağı 12 kişilik Maarif Vakfı mütevelli heyetinin sorumluluğuna bırakılacakmış. MEB, TÜBİTAK, DPT, İŞ Bankası, Ziraat Bankasının kurucusu olduğu Milli Eğitim Vakfı ne güne duruyor, niye ona devretmiyorsunuz?

Kurulacak yeni vakfa kendi öğretmenini yetiştirme yetkisi de verilecekmiş. Ayrıca YÖK yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi üzerinde de kapalı kapılar arkasında bir çalışma yapıyormuş. Bu anlayış her halde eğitim fakültelerini de öğretmen yetiştirmede bay pas etmenin hazırlığını yapıyor. Bir MEB müsteşarı bu niyeti zaten açıkça dillendirdi, eğitim fakültelerinin hizmet içi eğitimde kullanılmasını önerdi.

Bütün bunlar eğitimde bir reform arayışını mı gösteriyor? Elbette hayır, bunlar eğitim sistemini ideolojik müdahale ile hallaç pamuğu gibi dağıtmanın göstergeleri.

Ülkenin Galatasaray, Vefa, Pertevnihal gibi en köklü liselerini, Fen liseleri gibi en nitelikli eğitim kurumlarını “proje okul” diye yeniden tanımlayıp gelenek, teamül, liyakat, mevzuat demeden eski yöneticilerin yerine yandaşları getiren, böylece eğitim kurumların içini boşaltan bir zihniyetin eğitimde kalite, fırsat eşitliği, mesleki eğitim gibi öncelikleri, dertleri olabilir mi?

Okul demek kültür demek, asıl derdiniz eğitimde kalite ise, o kültürün içinden yetişmiş, o kurumu temsil edebilecek örgütleme ve etkileme gücüne sahip liderleri bulur okulu onlara emanet edersiniz?

Reform, erken çocukluk eğitimini zorunlu eğitim kapsamı içine alıp fırsat eşitliği yönünde kararlı adım atmakla olur.

Reform, üniversiteye geçiş sınavından eli boş dönen bir milyonu aşkın öğrenciyi sokağa bırakmak yerine alternatif öğrenme yollarına yöneltmekle yani ortaöğretimi mesleki eğitim temelinde yeniden yapılandırmakla olur.

Reform, okul programlarının içeriğini Türkiye’nin çok kültürlü yapısına uygun biçimde hoşgörü, farklı düşüncelere ve inançlara saygı temelinde laik ve demokratik temelde yeniden belirlemekle olur.

Reform, program geliştirmeyi işin içine öğretmen sendikalarını da katarak aşağıdan yukarıya demokratik bir biçimde örgütleyebilmekle olur.

Reform, eğitimi gerçekten okula o köy, o semt, o bölge insanına dayandıracak şekilde yapılandırmakla, bölgeler ve okullar arası eşitsizliği giderecek önlemleri alabilmekle, rehberlik ile denetimi bir birinden ayrı kulvarlarda sürecek yollar geliştirmekle olur.

Siz ne yapıyorsunuz?

Özel yasa çıkararak bütün okulların yöneticilerini kurumların başından atıp okulların başına yandaşlarınızı getiriyorsunuz? Okul denetimini müfettişlerden alıp yandaş müdürlerin eline bırakıyorsunuz.

Okullarda okutulacak ders programlarını dini içeriklerle yeniden belirlemek için çalışma başlatıyorsunuz.

Erken çocukluk eğitimini cemaatlere, ortaöğretimi özel eğitime, yurt dışı eğitimi yöneticilerini doğrudan Cumhurbaşkanının belirleyeceği bir vakfın eline terk etmenin hazırlıklarını yapıyorsunuz.

Eğitim fakültelerinde biriken öğretmen yetiştirme deneyimini bir çırpıda sıfırlayıp eğitim fakültelerini öğretmen yetiştirme dışına çıkarmaya çalışıyorsunuz.

Bunun adı “reform” değil, ideolojik müdahaledir.

Bu müdahaleye karşı en ciddi başkaldırı üniversiteden, kurumların içinden, bürokrasiden değil ideolojik müdahalenin asıl hedefi olan” kindar ve dindar yetiştirilmek istenen gençlikten geldi.

Bugün lise öğrencileri bunun için ayakta. İyi de halkımız, eğitimciler, akademisyenler bunun acaba ne kadar farkında?

Başlarına getirilen müdüre, okul yöneticilerine bunun için isyan ediyorlar gençler, hem de en demokratik biçimde.

İstanbul erkek Lisesi öğrencilerinin yaktığı kıvılcım bütün yurda yayıldı. Türkiye Liseliler Birliğinin yayınladığı bildiriye 136 lisede öğrenciler destek veriyor. Gençler iktidarın ülke eğitimine verdiği tahribatı görüyor ve buna karşı çıkıyorlar.

Peki ya biz, bu çığlığı duyacak mıyız?

Baskı, gözdağı, tehdit ile bu çocuklar yine susturulacak mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums