EĞİTİMDE EN BAŞARILI İL NEDEN TUNCELİ?

  • 6.02.2015 00:00

 Nihayet gecikmeli de olsa TEOG sürecinde puanlar açıklandı. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız olay bu yıl da yinelendi, Gayrimüslim öğrenciler görmedikleri Din Dersinden (0) almış muamelesi gördüler. Sonra bu öğrencilerin (519 öğrenci) puanları yeniden hesaplandı. Ama ne hikmetse bu hesaplama geriye kalan 1 Milyon 287 Bin 428 öğrencinin sıralamasında bir değişiklik yaratmadı. Burası Türkiye!

Mazeret olarak MEB, E-okul sisteminin Din dersinin zorunlu tutulması uygulamasına göre yapılandırılmış olmasını gösterdi. Bu uygulamanın insan hakları ve vatandaşlık hukuku bakımından, eğitimde fırsat eşitliği ilkesi bakımından olduğu kadar değerlendirmenin geçerliliği ve güvenirliliği bakımından da ne kadar sorunlu olduğu, nasıl güven bunalımı yarattığı bir kez daha gözler önüne serildi.

Tam bir “şecaat arz ederken sirkatin söyler” durumu! Resmi gayri resmi kendini Müslüman görmeyen bir sürü vatandaşın var; ayrıca Müslüman’ım diyenler içinde de farklı mezhepten, inançtan olanlar var; peki bu durumda sen neden ilahiyat çıkışlı Sünni hocalar eliyle verdiğin bu dersi her öğrenci için zorunlu hale getiriyorsun? Bunun neresi ahlaki. Diğer yandan MEB, TEOG sürecinin sayısal verilerini, ayrıntılı dökümünü de (kaç kişi birinci oldu, kaç kişi (0) aldı vs.) vermedi; yani açıklık ve şeffaflık bakımından da süreç sorunlu.

Okulunda başarılı olan pek çok öğrenci TEOG sürecinde başarısız oldu, TEOG sürecinde başarılı olan pek çok öğrenci de okulunda başarısız. Çünkü süreç her okulda aynı ölçütlere göre işletilemiyor? MEB bu yılda TEOG sürecini doğru dürüst yönetmedi; sürecin geçerliliği ve güvenilirliği hakkında eğitim camiasında ve kamuoyunda ciddi kaygılar oluştu. Yerleştirme sonuçlarının pek çok aile ve öğrenci de hayal kırıklığı yaratacağı ortada. MEB ise yarattığı bu tahribatı nasıl gidereceğine kafa yoracağına öğrencilerin attıkları, atacakları tweetlerle, paylaşacakları resimlerle uğraşıyor. İktidarın politikalarına ters tweet atan öğrencileri okuldan atmakla tehdit ediyor.

Başarısız olan öğrencileri istekleri dışında Meslek Okullarına, İmam Hatip Liselerine ya da Açık öğretim lisesine kaydedince bunun adı yönlendirme mi oluyor? Nerede kaldı yönlendirmenin gönüllüğü ilkesi ile yönlendirmenin ilgi ve yeteneğe göre yapılması ilkesi? 

Öğrenci kişilik hizmetlerinin, rehberlik hizmetlerinin verilmediği Açık öğretim MEB’in nezdinde örgün eğitim gibi işlem görüyor. Orta öğretimi zorunlu hale getirme inadı, eğitim sürecini rasyonel ve uygulanabilir olmaktan çıkarıyor; sistemde karışıklığa yol açıyor. Bunun farkına varmak için daha ne kadar süre geçmesi gerekiyor? Böyle bir yerleştirme, ortaöğretimde böyle bir okullaşma hangi ülkede var?

Önce özel okullara sonra devlet okullarına yerleştirme ile TEOG süreci eğitimde özelleştirmenin aracı haline getirildi. Eğitim hizmeti için vergi mükelleflerinden topladığınız kaynakları eğitimde özelleştirme için kullanıyorsunuz; vicdanınız sızlamıyor mu?

Bir yandan dershaneler hızla okula dönüşüyor diğer yandan özelleşen eğitim içinde yer alan kurumlar iktidar tarafından “yandaş” hale getiriliyor. Özelleştirme içinde “özelleştirme” yaşıyoruz. Bu sürecin koçbaşı da TÜRGEV; kamu kaynakları kullandırılan TÜRGEV eğitim alanında yetki devralıyor.

Dört yıldır Tunceli TEOG sürecinden en başarılı il olarak çıkıyor. Sınava giren Tuncelili 900 öğrenciden 250’si çok iyi okullara yerleşmiş. Bunun bir anlamı olmalı.  Bakıyorsunuz Tunceli’de sınıflar 15- 20 kişilik. İlkokullarla ortaokullar tamamen bir birinden ayrılmış ve tekli öğretim yapılıyor; yani ikili öğretim yapan okul yok. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı 3-5 yaş arasında %53 (Türkiye ort. %27); 5 yaşta %71 (Türkiye ort.%41) olmuş. Türkiye ortalamasına göre okul öncesinde okullaşma neredeyse Tunceli’de iki kat yüksek. Buna karşın İmam Hatiplerde en az öğrenci istihdam eden illerinde başında geliyor. Tunceli aynı zamanda öğretmenlerin en uzun süre görev yaptıkları il. Hiçbir branşta öğretmen açığı bulunmuyor. Ücretli öğretmen uygulamasının en az olduğu illerden biri. Tunceli aynı zamanda ailelerin eğitime verdikleri önemin en yüksek olduğu illerden de biri!

Demek ki eğitimde başarının ortaya çıkması için koşullar belli: Kaliteli eğitim için gerekli alt yapı (derslik başına düşen öğrenci sayısı, tekli öğretim, öğretmen açığı olmaması) olacak. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüksek olacak. Öğretmen, gerçekten öğretmen; idareci, gerçekten idareci olacak. Aile ile öğretmen işbirliği içinde ve bu işbirliğinin sürekliliği sağlanmış olacak.  

Eğitimde başarının yolu buysa MEB bu koşulları bütün Türkiye’de sağlamak için neden elinden geleni yapmıyor? Okul öncesi eğitimde okullaşma oranını yükselteceği yerde neden düşürüyor? Ortaöğretimi mesleki eğitim temelinde neden yeniden yapılandırmıyor? Orta öğretim öğrencisini imam hatiplere ve açık liseye niye mahkûm ediyor? Eğitimde kaliteyi arttıracak önlemleri alacağına eğitimi özelleştirmeye neden çalışıyor? Bunun bir nedeni bir de vebali olmalı!

CHP’nin başında kendinden biri olmasına rağmen Tunceli 2015 seçimlerinde iki milletvekilini meclise HDP’den yolladı. Kendisine geçmişte yapılanların hesabını bugün çocuklarına en iyi eğitimi vererek soruyor. Alkışlıyorum.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums