Toplu sözleşmenin tek ilacı Özgür Eğitim-Sen’in çağrısı

  • 19.08.2015 00:00

 2016-2017 yıllarını kapsaya toplu sözleşme süreci devam ediyor. 4688 Sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” kapsamında yürütülen çalışmalar, hükümet tarafından sunulan teklifin komikliği yanında kanun kapsamında sözleşme masasında yer alan sendikaların birbirlerini itibarsızlaştıran tutumları ile ibretlik bir görüntü oluşturuyor. Yaklaşık olarak 5 milyon kişiyi ilgilendiren sözleşme sürecine ilişkin bir takım değerlendirmeler yapmak zarureti söz konusu.

Birinci husus, siyasal literatürdeki karşılığı saklı kalmak kaydıyla 4688 sayılı kanunun 3. maddesinin f bendinde “Sendika: Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişilikler” olarak tanımlanmaktadır. Sendikaların ilgili oldukları hizmet kollarına ilişkin her tür değerlendirmesi ideolojik-politik okumalarına yaslanmaktadır ve nihayetinde farklı sendikaların var olmasını mümkün ve makul kılan da bu durumdur. Ancak aynı hizmet kolunda farklı ideolojik-politik okumadan beslenen farklı sendikaların olmasından, ortak çalışma sürdüremeyecekleri anlamı çıkmaz, çıkmamalıdır. Zira bütün bu farklı okumaların yanında ilgili oldukları alanlarla ilgili mali ve özlük konuları geniş bir birliktelik alanını oluşturmaktadır ve özellikle“sözleşme süreci” tam da bu birliktelik alanında yapılacak iyileştirmeleri içermektedir. Bu birlikteliğe vurgu yapmak, ‘kamu işveren heyeti’ne karşı kamu çalışanlarının talep ve beklentilerinin karşılanması da ancak bu birliktelik alanındaki dayanışma ve ortak hareket etme bilinciyle etkili bir güce kavuşturulabilir.

Bilindiği gibi 3.toplu Sözleşme 2016-2017 yıllarını kapsamaktadır.Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının bu iki yıl için enflasyon hedefi %5’tir. Hükümetin orta vadeli programında enflasyon beklentisi yine iki yıl için %5’tir. Bu iki yıl için Dünya Bankası’nın enflasyon tahmini %6,5’tir.2.Toplu Sözleşme, yetkili sendikanın büyük kabahatinin yanı sıra hükümetin yoksayan-dışlayan yaklaşımı nedeniyle kamu çalışanları için kayıp yıllar olmuştur. Yaşananlardan ders alması gereken sendikaların başlayan 3.sözleşme sürecinde tavır, tutum ve söylemleri ikinci bir sözleşme faciası ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürtüyor. Çünkü sendikalar ideolojik-politik farklılıklarını en çok askıya almaları gereken zaman dilimi olan “sözleşme sürecini” birbirleriyle karşıtlıklarını derinleştirmek, gerginliklerini kamuoyuna sergileyerek heba ediyorlar. Elbirliğiyle hükümet karşısında cephe siyaseti yürüteceklerine sözleşme masasında güçlerini birbirlerine yöneltiyorlar. Oysa 4688 sayılı kanununun 28 maddesinde toplu sözleşme;“kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsar” şeklinde tanımlanmaktadır.Yani çalışanların mali ve özlük durumlarında yapılacak iyileştirmelerin neler olacağına ilişkin hükümet tarafıyla yapılacak pazarlığa vurgu yapar. Akıl ve mantık bu masaya güçlerini birleştirerek ortak bir ses, ortak bir irade yansıtmalarını icbar ederken konfederasyonlar birbirlerini güçsüz kılmak, itibarsızlaştırmak için hükümet cenahının elini güçlendirmek için yarışıyorlar. Sendikacılık, başlayacak toplu sözleşme öncesinde gönlünden geçeni 8+8, 12+12 vs. gibi keyfe keder talepleri dile getirerek değil birlikte hareket ederek kamu çalışanlarının talep ve beklentilerine cevap verebilecek bir ortamı yaratabilmekle olur. Mahalle kavgasına indirgenmiş şekilde araziyi parsellemeye çalışanların, bir taraf olduklarını unutarak güçlerini buharlaştırdıkları bu akıl tutulması durumunu tüm kamu çalışanları başta olmak üzere tüm kamuoyu ibretle seyrediyor.

Her toplu sözleşme öncesindeÖzgür Eğitim-Sen, kamu çalışanlarının haklarını kamu işveren heyeti karşısında savunmakla mükellef olan sendikalara bir çağrı yapıyor. Çağrının özü şu:

“Toplu sözleşme masasını sendikal rekabet yeri yapmayı bırakın! Toplu sözleşme masasını sendikal dayanışma masası yapalım. Sendikal rekabetin yapılmayacağı tek yer toplu sözleşme masasıdır! Tekliflerimizi birleştirerek kamu işveren heyetinin karşısına tek bir teklifle çıkalım.”

Şimdi anlaşılıyor ki bugüne kadarki toplu sözleşmeler dikkate alındığında; gerek kâbusa dönen 2.toplu sözleşme gerek şu an hâlihazırda trajikomik bir hâl almaya başlayan 3.toplu sözleşme olsun, kamu çalışanlarının özlük ve mali haklarda yaşadıkları dramatik kayıpları önlemenin tek yolu ve sözleşme sürecinin tek ilacı Özgür Eğitim-Sen’in çağrısında saklı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Müfit Günal
    Müfit Günal
    29.07.2013 23:34

    Darbeden başka hiç umutları kalmayan gurupların 5 ağustozda Silivride yapacakları, son çırpınışları.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums