Solculuk ateşi

  • 14.06.2016 00:00

 Mütedeyyin bir ailenin en küçük çocuğu olmama karşın kendimi bildi bileli solcuyum; tüm kardeşler, Kuran kurslarında gözümüzü açıp, tarikat ayinlerinde yetiştik oysa… Rahmetli babamın “Anarşitleri dam edildi” sözünü duyduğum andan itibaren aşığıyım örneğin Deniz Gezmişlerin… Bu söz yüreğime asıldığında okula yeni başlamış bir çocuktum daha… Çalışkanım diye yüz bulduğumdan olacak, sınıftaki ilk sorularımdan biri, “İnsanların iyiliğini istediği halde Denizler neden asıldığı” olacak, ne diyeceğini bilemeyen öğretmenim de bir şekilde geçiştirmek zorunda kalacaktı… Televizyon zaten kimsede yoktu, bizim gariban eveyse bırakın radyoyu, günlük gazete bile girmiyordu daha. Nasıl beceriyorduk bilmiyorum, her şeyden haberdardık yine de… Ya da öyle zannediyorduk…

 Çocukluk işte, solculuğun, yalnızca haksızlıklara karşı çıkmaktan ibaret bir edim olduğunu düşünüyordum ilkin…Aklım bir şeyleri kesmeye başladığında, bir de sınıfsal boyutu olduğunu öğrendim… Daha iyiydi, yalnızca haksızlıklara karşı çıkmakla kalmayacak, hep mazlumun, mağdurun, hakkı yenmişin, canı yanmışın yanında olacaktımbir de… Babamın oğlu da olsa zalime bir kuruşluk da olsun prim vermeyecektim. İyi bir solcu olarak hep öyle yaptım… Daha da ileri gittim,  kim zulme uğramışsa, fikriyatına, şahsım ya da içinde bulunduğum camiayla ilişkisine bakmadan yanında oldum, kim haksızlık yapmışsadikildimkarşısına. Hiç çifte standardım olmadıbu konuda,“ama” ya da “fakat” ile başlayan cümleler kurmadım…

 BAŞAÖRTÜSÜ KONUSUNDA KAÇAK SARAY MUKİMİNDEN DAHA SAMİMİYİM

Bir kadının kendine neden reva gördüğünü hâlâ anlamasam da, başörtüsünün özgürlüğünü savundum örneğin sonuna kadar…Yalnızca 28 Şubat’ta değil, öncesinde de yapılanın zulüm olduğunu söyledim. Cenahımdakiler tarafından eleştirilmek pahasınabaşörtüsü mağdurlarına sahip çıktım. Bunun üzerinden yürüyerek, iktidar kapılarını sonuna kadar açan kaçak saray mukimi ve şürekâsındançok daha samimi olduğumu düşünüyorum bu konuda… Bedel ödemek gerekiyorsa, hayatın bana verdiği bir armağan olarak kabul ettim ve payıma düşen neysehiç çekinmeden ödedimbedelini… Dünyanın dört bir yanında dilini bilmediğim dostlarım oluştu bu sayede… Pek çok insan da nefret etti benden… Zaman zaman öfkelensem de kin tutmadım onlara… Anlamaya çalıştım ve üzüldüm yalnızca…

 Solculuk başka şeyler de kazandırdı bana, empati duygum en yüksekte oldu her zaman, hep karşımdakinin yerine koydum kendimi… Başka türlü davrandığımı fark ettiğim zamanlardaysa utandım halimden… Beni var eden değerlere sonuna kadar sahip çıkarken, olaylar karşısında tüm kimliklerimden sıyrılmayı da becerdim, insan hakları konusunda hiç çifte standardım olmadı bu yüzden… İsrail’in Siyonist vahşetine karşı Filistinli oldum, işgal altında kalan Irak halklarıyla birlikte attı kalbim, Hrant öldürüldüğünde Ermeni’ydim…İnsanı sevdim, ötekinin ya da benim ölülerim olmadı hiçbir zaman, hepsine aynı gözyaşını döktüm.Milliyetçiliğindar penceresindendeğil, insanlığın geniş ufkundan baktımtarihteki büyük acılara...

 TÜM CANLILARLA EŞİTLEDİM KENDİMİ

Paranın padişahlığına olduğu kadar savaşlara da karşı çıktım… Hiçbir amacı insandan yüce kılmadım yüreğimde… Hakikat ve hakkaniyet en değerli duygum oldu, hiçbir şeyi geçirmedim önlerine… Nazi döneminde Yahudi soykırımı yapan Almanlara öfkelendiğim kadar, kendisiyle yüzleşmeyi becerebildikleriiçin saygı duydum da... Yahudi anıtı önünde diz çöken WillyBrandt’ın fotoğrafı, bir insanlık abidesi olarak çiçeklendiiçimde… Dünyayı kavramaya başladığımdan beri, bilimsel bilgi dışında, basmakalıp sözlere, toptancı yaklaşımlara yer vermedimhayatımda. Bir halkı toptan zalim, diğerini toptan masum sayan fikirlerden hep uzak durdum. Dinimiz, dilimiz, milliyetimiz, ten rengimiz ne olursa olsun hepimiz aynı çamurdan yapılmış insanlardık sonuçta…

 Doğayı kendimden aziz bildim. İnsanın eşrefi mahlûkat olmadığını bilince çıkardığımdan beri, tüm canlılarla eşitledim kendimi… Yaşadığım topraklara sevgi ile yaklaştım… Bana ve savunduğum fikriyata hiç yüz vermeseler de başka türlü sevdim yeraltı insanlarını… Haklarını savunmaktan bir an geri durmadım… Cebimde tırnak çakısı bile taşımadığım, hiçbir canlıya kıyamadığım halde “terör” suçlusu olarak da yargılandım. Egemenlerin adaleti, muhalif olan görüşlere bu yaftayı kolayca asıyordu çünkü… Usanmadım yine de… Yüreğim mazlumlarla birlikte atmaya devam etti… Yerle bir olan Nusaybin’de, Cizre’de, Sur’da, Silvan’da benim de evim yıkıldı başıma… Dağ başlarına, şehirlere tuzaklanan bombalarla ben de şehit düştüm… Ölen herkesle bin kez öldüm.Velhasıl insan olmanın bedelinin zaten ağır olduğu coğrafyada bir de solculuğun ateşinde piştim… Yandım mı piştim mi bilemeden hem de…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums