Benim annem bir devrimciydi

  • 9.02.2016 00:00

 Yok, hayır, ne Marks’ı tanıdı benim güzel annem, ne de miting meydanlarının aktörleri arasında yer aldı… Böylesi yerlere katılan kadınlara kızardı bile hatta… Konuşma aralarında duyduğu sosyalizm sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmediği gibi, haz da etmezdi… Kötü bir şey olduğu öğretilmişti çünkü… En çok da dini ortadan kaldırmaya yönelik bir şeydi ona göre… Yok, hayır, yoksulluktan bezmiş, şu alçak düzenin her türlü gadrine uğramış da olsa, haksızlığa, adaletsizliğe beddualar düzebildi yalnızca… Karşı çıkacak büyük mücadele gücü olsa da kitabında isyan, başkaldırı sözcükleri hiç olmadı… Ne cumartesi annelerinin arasına katıldı, ne çocuklarına yapılan işkencelerin acısını dile getiren annelerin sesine kattı sesini… Ama o bir devrimciydi; sözcüğün tam anlamıyla hem de…

Kastamonu’nun bir dağ köyünde, çok çocuklu bir evin büyük kızı olarak doğmuştu… Ekip biçecek bir parça tarlası olan şanslı ailelerden birinin çocuğuydu. Bir Kurtuluş Savaşı gazisi olan dedem, pek çok becerisine karşın çok mülayim bir insandı. Ancak büyükannem, tanıdığım en otoriter kadınlardan biriydi.  Onun çelik disiplini sayesinde elbiselerini kendi dokudukları kumaştan dikecek kadar beceri sahibi olmuştu tüm aile… Bir yanda fukaralık, diğer yanda tarlada, dağlarda, ahırda bekleyen tonlarca iş yüzsünden yeni başladığı okuldan alındı. Okumayı, yazmayı bile öğrenmemişti daha…  İnat etti, arkadaşlarının defterlerine baktı, ağabeylerine sordu, kendi öğretmeni kendisi oldu. Ve okumayı yazmayı öğrendi. Dedim ya, hiç farkında olmasa da, künyesi çoktan kazınmış has bir devrimciydi o…

ONURUNU KORUMAYI, HER ŞEYDEN DEĞERLİ SAYDI

Memleketin bir karanlıktan diğer karanlığa yuvarlandığı İkinci Dünya Savaşı yıllarında âdete uyuldu,  evlendirildi köyünden biriyle... Yaşı çok küçüktü ama aile meclisi karar vermişti bir kere; ne kadar itiraz etse de sözü para etmedi, boynunu bükük gitti yeni evine… Doğal olarak da mutlu olamadı… İstemediği biriyle yaşamak zorunda kalmasının yanına bir de yoksulluk eklenince, her günü bir başka azap olmaya başladı… Dayanmaya çalıştı tüm gücüyle… Yaşamı tümden çekilmez hale gelince, daha fazla katlanmadı, terk etti evini... Ailenin tüm ısralarına karşın kararından dönmedi… O yılların bir dağ köyünde 20’li yaşlarını henüz sürmüş bir kadın olarak, dul yaşamaktan hiç çekinmedi. O bir devrimciydi ve onurunu korumak, toplumdan dışlanmaktan çok daha değerli bir şeydi…

Büyük ablamın doğumu sırasında ilk karısı öldüğü için dul kalan babamla evlendirildi daha sonra. O sırada da devrimci bir tavır sergiledi, tek başına imam nikâhını kabul etmeyerek, önce resmi nikah kıydırdı, sonra gitti babamın kendilerine komşu olan köyüne… Babam, iyi insanlığı, içten davranışlarıyla her şeyi unuttursa da yoksulluk unutturmadı kendini… Yeni köyünde tarlalar daha az, olanaklar daha kısıtlıydı. Aile nüfusu da çok kalabalık olmayınca, karın doyurmakta bile zorlanılıyordu. Karar alındı, babam, daha önce de birkaç yıl kaldığı Zonguldak’a gitti. İlçenin son derece kötü bir karayolu bağlantısı olsa da otobüsle ulaşım mümkün değildi henüz… Maden diyarına haftada bir gelen vapurlarla gidip geliniyordu bu yüzden…

DÖRT ÇOCUĞU GÜLLER GİBİ BÜYÜTTÜ

İletişimin sıfır olduğu, banka havalesinin adının bile duyulmadığı o yıllarda, babamın, gelip gidenle, arada bir gönderdiği üç kuruşla yaşamayacağını anlayan annem, devrimci bir karar aldı, beşikteki ablamı sırtına, büyük ablamı eline taktı, köylülerin şaşkın bakışları arasında, hiç bilmediği bir kente doğru yola çıktı. Araya sora vapur acentesini buldu, günler sonra gelen vapura bindi, Zonguldak’a geldi… İki katlı kentin Liman Atölyesi denen yerinde çalışan babamı kolayca buldu… Hayretten ne yapacağını şaşıran babam, ilk önce bir akrabamızın yanına yerleştirdi aileyi… Annemin ısrarlarıyla, Soğuksu’nun tepesinde, soluksuz bir tırmanışla ulaşılan iki gözden ibaret bir ev bulundu daha sonra... O ev, tüm kardeşlerin çocuk düşlerine mekan duracaktı aynı zamanda…

Dört çocuğu, orada, “Güller gibi büyüttü” kendi deyimiyle. Evin akla gelecek her işi üzerindeydi. Saç bir leğende, elleri yara olana kadar kar gibi yıkadı çamaşırları, çarşı-pazar koşturdu… Okul sorunlarımızdan, kıyafetlerimizin alımına; ufak tefek bahçe işlerinden yemeğe, bulaşığa, oduna, kömüre, sobaya, küle yetişmeye çalıştı.  Mutluydu, bütün aileyi bir araya toplayacak çözümü üretmişti çünkü… Her birimiz için savaştı… Beni önce  kaydetmek istemeyen, sonra da bunu astronomik bir rakam karşısında yapabileceğini söyleyen okul müdürünü, bir hışımla odasına daldığı milli eğitim müdürüne şikayet etti mesela. Daha sonra atandığı kentte öğrencilerine sarkıntılık yaptığı iddiasıyla tutuklanacak olan o müdür, bin türlü pişkinlik yaparak, paşa paşa yapmak zorunda kaldı kaydımı… Annemin devrimci iradesine o da, teslim olmuştu

 Sayılmayacak kadar örnek var daha… Benim annem hiç kimselere sezdirmeden, bir büyük devrimci olarak yaşadı hayatın en namuslusunu; tüm gösterişten uzak, naif, kendi halinde… Şairin dediği gibi topraktan öğrenip, kitapsız bilendi; aklımın almayacağı kadar çok şey biliyordu o yüzden… Bize de en iyi bildiği şeyi, insan olmayı öğretti; helalin haramın ne olduğunu nakşetti adeta beynimize… Başkasının malına göz dikmemeyi, yoksula, yetime sahip çıkmayı hayat düsturu olarak belletti… O, babamla yan yana, Ontemmuz’un tepesinde, üzerinde kır çiçekleri açan bir gömütlükte yatıyor şimdi… Haksızlığa tahammülü olmayan devrimci ruhu, hiç sönmeyen bir ateş gibi dolaşıyor damarlarımda… Yokluğu bir cehennem gibi içimde yanan o büyük devrimciyi nasıl da özlüyorum…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • hamdi şahin
    hamdi şahin
    19.12.2014 13:04

    Sayın yazar, Yazınızı içerik olarak değerlendirmek isterdim ancak bu çok zor. Çünkü önce okunurluk gibi bazı temel biçim sorunlarını çözmeniz gerekecek. Yazınız ilgi çekici bir buluşla başlıyor ama oku oku bitmek bilmiyor. Bir yazıya her şeyi doldurma hırsı ve alışkanlığından vazgeçip, konuyu sınırlamayı gözetirseniz daha faydalı olabilirsiniz.En iyi yazı derdini en kısa yoldan anlatan yazıdır. Selam ve sevgiyle...

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums