BUGÜN GÜNLERDEN ROBOSKÊDİR

  • 26.12.2013 00:00

 Bir topluma yaşatılan trajedilerin hafızalarda yer ederek güncelliğini koruması travmayı yaşatanlara karşı sürdürülen varlık mücadelesinin yansımasıdır.  Fakat yaşanan trajedilerin hafızalarda güncelliğini koruması,toplumun benzer trajedilerle her an yeniden karşılaşma ihtimaline yönelikduyduğu kaygının göstergesidir.

Toplumlar yaşadıkları trajediler aracılığıylavaroluşlarına ait dinamiğe süreklilikkazandırarak varoluşu gerçekleştirirler.Ancak hiçbir toplum yaşadığı trajediye ait travmatikacılarını başkalarıyla yarıştırmaktan haz almaz. Yaşadığıbu travmatikacıyı diri tutma derdine düşmez. Bilakis acılarının kabuk bağlayarak hafiflemesi için azami gayret sarf eder.

Toplumun tüm çabalarına rağmen yaşanan acılar kabuk bağlayarak hafiflemesürecine girmiyorsa ortada duran sorun, trajedi mağdurlarının geleceğe dair beklentilerindeki umutsuzluklarına dayanıyor olmasıdır. Yaşanan umutsuzluğun sebebi ise karşılaşılansoruna yönelik kamuoyunda oluşturulan algının mağduriyeti giderme yerine daha çok mağduriyetoluşturmasıdır.

Roboskê’de35masum ve gencecik bedene yönelik gerçekleştirilen katliamKürtlere yönelik yakın zamanda yaşanan en acı trajedilerinden biridir. Roboskê katliamızihinlerde son yüzyıldır yaşananları canlandırarak yeniden güncelleştirmesi Kürtlerin geleceğe yönelik kaygı durumunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Yıllarca süren kargaşa ortamında sınır ticaretiyle geçinen bu insanların nispi rahatlamanın olduğu bir zaman diliminde savaş uçaklarıyla katledilmeleri işin asıl vahametini oluşturmaktadır. Çünkü aynı insanlar kargaşanın en yoğun olduğu dönemlerde bile bu ticareti yapmaktaydılar. O dönemlerde böyle bir eylemin gerçekleşmemiş olması (sınır ticareti yapanlara karşı) Roboskê katliamının bilinçli olduğunu ifade etmektedir.

Bunun en önemli göstergesi Şükrü UYSAL adlı köylünün şu ifadeleridir.

“Ben Ortasu köyünde yaşarım. Ben olay gün köydeydim. Bizim köyde birçok insan geçimini sınır ticaretinden sağlamaktadır. Sınır ticareti uzun yıllardır devam etmektedir. Uzun zamandan beri yapıldığından köyümüzdeki karakolun bilgisi dâhilinde yapılırdı. 28.12.2011 tarihinde gündüz saat 2’de benim kardeşimin de içinde bulunduğu grup köyden çıkıp Irak sınırına doğru yol aldılar. Akşam saat 9 gibi geri dönerken sınırda askerlerin ileride yolu kestiklerini görünce iki gruba ayrılmışlar öndeki gurup sınırda bekleyip askerleri gözetlemiş ve gerideki gruba askerlerin pusuda olduklarını bildirirken saldırıya uğramışlar onların gerisinde kalan gurup kayalık bir alana sığınmışlar. Birinci grubun öldürüldüğü yer düz bir yerdir ve hala yerde kar vardır. Askerler tarafından atılan aydınlatma fişeği ortalığı gündüz gibi aydınlatır. Bu aydınlatma sayesinde askerler herkesi rahatlıkla seçebilirdi. Kullanılan güzergâh sürekli kullanılan bir güzergâhtır. Yolu vardır. Yol üzerinde maden ocakları vardır. Olayda 35 köylü yaşamını yitirdi ve 3 kişi de yaralandı.”

Bu bilinçli eylem aslında Kürt varlığının kabulüne yönelik tahammülsüzlüğün de göstergesidir.Kürd varlığına yöneltilen bu katliam saldırısı Kürdler açısından geleceğe yönelik devlet tutumunun oluşturduğu umutsuzluğun temel belirleyicisidir. Savaş uçaklarından atılan bombalarla parçalanan körpe bedenler bundan başka neyin göstergesi olabilirdi ki?

Katliamdan sonra katliam alanına uygulanan giriş yasağının ancak Dünya kamuoyunda katliam haberinin duyulmasıyla aşıldığı herkesin malumudur. Katledilenlere ait cenazelerinin taşınma biçimi bu halka duyulan öfke ve kinin açık göstergesiydi.

Devlet erkânının gerçekleştirilen katliam yerine katliamdan dolayı köyde yaşanan acıdan kaynaklanarak meydana gelen teferruat niteliğindeki olaya yönelik vurgu yapmaları da nerede durduklarının da göstergesiydi.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin aynı zamanda Kürdlere yönelik gerçekleştirilen katliamların tarihi olduğu unutulmamalıdır. Hafızalarda hala taze olarak duran Koçgiri, Şeyh Said ve Dersim kıyamlarıaçık kanıtlar olarak ortada durmaktadır. Buralarda katledilen ve her birinde on binlerle ifade edilen ölümler devletin Kürdlerebakışının en açık göstergesidir.

1927 Pêçar (Bingöl-Lice) ve 1930 Gele Zilan (Ağrı) da sivil halka karşı kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan gerçekleştirilen katliamlar Kürd varlığına yönelik devlet tahammülünün göstergesi olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.

İnsanların diri diri yakılarak yok edilmeye çalışılmasına başka nasıl anlam yüklenilebilir. Hem de fiili savaş anında bile masum kabul edilen kesime bu katliamların yöneltilmiş olmasını nasıl anlayalım ki.

Kürdistan da yüzyıldır yanan ateşte devlet eliyle yerlerinden yurtlarından edilen masum insanların varlığı hangi tahammülün göstergesi olarak alınabilir.

Eğer 33 kurşun olayını gerçekleştiren katilin ismi orada bir kışlaya veriliyorsa, bu Kürdlereaklınızı başınıza alın yoksa her an bunu size yaşatarak tekrarlayabilirim demekten başka hangi anlama gelir ki.

Evet, iki sene geçti Roboskê Katliamının üzerinden.

Her gün adalet umuduyla uyandık. Olur ya!

Ama nafile, kim katlettiğine adalet sunmuş ki!

Biz o adalet umalım.

O insanlar ne yapmışlardı ki bu kadar öfkelendiniz ve savaş uçaklarınızı yüklü bombalarıyla havalandırdınız.

Doğru ya! sizin onlarla amcaları, halaları dayıları ve akrabaları arasına çizdiğiniz sınırı ihlal etmişlerdi. Daha ne olsun! gibilerinden sesler duymaktayım sanki.

Roboskê seni unutmadık ama sana bunu yaşatanları da zelil edemedik. UmudumRabulAlemin onları zelil etsin. Kalbimizin kurumaması için çabaladık ama onu da kurumaktan alıkoyamadık.

Allah şahiddir ki; Roboskê, kendisine Müslümanım diyenin vicdanlarının cetvel testine alındığı bir sahnedir. Eğer Müslüman olarak bu katliama karşı dik duramıyorsak kalbimiz çoktan kurumuştur.

Evet, hafızamız gayet diri.

Bireysel çabalar dışında Müslümanların katliama karşı duruşunu görmeye nail olamadık. Bu ülkedekiinsanlarda konu Kürdler olunca insani vicdanın nasıl d tökezlediğini bir kez daha görme durumunda kalmanın acısını hissettik ve hissediyoruz.

Artık iyi biliyoruz ki senin varlığına tahammül edemeyenin vicdanının kuruduğunu. Buna rağmen olur ya bir gün Roboskê katliamı karşısında sızlayanvicdanlar çıkar mı diye umuda devam ediyoruz.

Evet, bugün günlerden Roboskêdir. Var mısınız birlikte kalplerimizi ve vicdanlarımızı cetvel testine tabi tutmaya.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums