Yoran siyaset

  • 27.10.2015 00:00

 Yıllardır pek çok seçime “Bu seçim çok önemli, çok kritik” uyarılarıyla girdik. 1 Kasım seçimleri için de benzer ifadeler kullanılmakta. Seçimler hakikaten çok önemli.

Peki, böyle mi olmalı veya olmalıydı? İktidar el değiştirdiğinde, devlet dairesindeki çaycının dahi değiştiği bir ülkede seçimlerin bu kadar önem kazanması anlaşılırdır.

Demek ki olayın bir yapısal boyutu var: On yıllardır sivil bir anayasa yapamadığımız için sadece devlet dairesindeki çaycı değil; üniversitede rektörlük seçiminde en yüksek oyu alan ama mevcut iktidardan olmayan birisi de kendisini güvende hissetmiyor.

Bugün ülkemizde iktidara yakın olmayanların tedirginlik içerisinde oldukları açık.

Çünkü “kazanan hepsini alır” bencilliğini “siyaset” sanıyoruz.

Bu sivil beceriksizliğimizin yanında ve galiba bununla da ilişkili bir başka sorunumuz var: Seçimler bir değer sisteminin veya ideolojinin diğerine galip geleceği bir gladyatör arenasına dönüşmüş durumda. Başka bir ifadeyle söylersek, seçimi kazanan bir parti, sandıktan “devrim” çıkarmaya kalkabiliyor.

Seçimi kazandığı için tüm toplumun değer sistemini değiştirmek gibi bir hamle yapmayı kendi hakkı görebiliyor.

Bu noktada bizde “siyaset” diye anlaşılan olgu ile bugün Ortadoğu’da yaşanan süreçler arasında bir benzerlik olduğu da söylenebilir.

Bizde sandıktan çıkanlar diğerlerinin hayat alanlarını yok etmeye, dönüştürmeye çalışırken; Ortadoğu’da aynı şey silahlarla veya silahların gölgesiyle yapılmaya çalışılıyor. İnanın ikisi de siyaset değil.

Üstelik mevcut siyaset anlayışımızın toplumu birbirine düşman ederek, Ortadoğu’da içerisine yuvarlanılan çukurun içerisine bizi de yuvarlaması, hiç de hafife alınmaması gereken bir olasılık.

O zaman seçimlere asılmamız gayet anlaşılırdır ama bu bizi feci hâlde mutsuz ediyor. Geriyor ve yoruyor.

Bugün bencilliğin iktidarını bize dayatanlara, bizi yenemeyeceklerini göstermemiz gerekiyor.

Son yıllarda demokratikleşmenin, üstün ahlaklı insanlar tarafından değil, birbirlerini yenemeyen, yenişemeyenler tarafından inşa edilebildiğini kavradım. Elbette ilkeli, ahlaklı insanlar bu sürecin daha rahat ilerlemesine olumlu tesir ediyorlar.

Yine bencilliğin iktidarına karşı bizzat o cenahta itiraz edilmesini dilemeye de devam etmeliyiz ama bu konuda ümitler o kadar azaldı ki, iş tamamen başa düştü.

Bizi “yenemeyeceklerini” göstermemiz lazım. Elbette sandık yoluyla ve meşru siyasetin alanlarında.

Ancak ondan sonra ve derhal sivil bir anayasa için kolları sıvamalıyız. Bu öyle bir anayasa olmalı ki, sandıktan çıkan parti, çocuklarımızı, eğitim dedikleri bir cehennemde hamur gibi yoğurmayı kendine hak görememeli. Veya bunu yapacak yetkilerden uzak tutulmalı.

Bekir Ağırdır’ın isabetle vurguladığı gibi, böyle bir sivil anayasada iki kilit düğüm olacaktır: Kürtler ve kadınlara sağlanacak haklar ve özgürlükler. Elbette bunların da ötesi var ama kilit buralarda.

İşte o zaman gönül rahatlığıyla bizi yoran, mecburen yaptığımız “siyaset” sona erecek. Belki o zaman siyaset severek yaptığımız, insanların mutluluğuna katkıda bulunan somut ve pratik bir uğraş olur.

O zaman siyaset “kurtarıcılarımızın bizleri kurtarmaya soyundukları değil”, ama bizlerin “kurtarıcılarımızdan kurtulduğumuz” özgürleştirici bir faaliyete dönüşebilir.

Evet ama önce seçimlerde oy kullanmalı ve oyumuza sahip çıkmalıyız. Bir maraton koşuyoruz. Yorgun demokratlar, enseyi karartmayın. Özgür Türkiye, sizin eseriniz olacak.

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums