AK Parti’nin yanlış teşhisleri

  • 29.09.2015 00:00

 7 Haziran seçimlerine HDP damgasını vurdu. İktidar HDP’yi baraj altında tutmak adına çok sert bir kampanya yürüttü.

Kutsallar siyaset uğruna istismar edildi. HDP’lilere karşı, “komünistlikten bölücülüğe, oradan Zerdüştlüğe ve dinsizliğe” kadar, sağın bel altına vurmak için devreye soktuğu tüm silahlar kullanıldı.

Mütedeyyin Kürtlerin HDP’ye yönelmelerini engellemek adınaydı tüm bunlar. Bu kesimler yapılan istismarı anlamakla kalmadılar, boşa da çıkardılar.

Sadece AK Partililer değil, Devlet içindeki bazı kesimler ve MHP’liler, HDP’nin seçim başarısını hazmedemediler.

AK Parti’nin hazımsızlığı, tek başına iktidar olmalarının engellenmesinden kaynaklandı. Seçime damgasını vuran “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı da Erdoğanistlerde ciddi rahatsızlık yarattı.

AK Partililer, yüzde on barajının yarattığı adaletsizlik hissini anlamamakta inat ediyorlar. Benzer şekilde, AK Parti’nin 7 Haziran öncesindeki tek parti iktidarının toplumda yarattığı endişelerle stratejik oy kullanılmasını da anlamak istemiyorlar.

Seçmenleri tercihleri yüzünden acımasızca yargılama kibrine kapılmış durumdalar.

Eğer bunu anlayabilselerdi, seçim sonrasında söylem ve politikalarını değiştirme yoluna giderlerdi. Davutoğlu’nun böyle bir niyeti var mıydı bilinmez ama dört bakanla ilgili Yüce Divan oylaması sırasındaki tutumuyla bu şansını heba etti.

Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun Kurban Bayramı’nda televizyonlara verdikleri bayram mesajlarına baktığınızda meseleyi anlayabilirsiniz: Davutoğlu, bayram mesajında “demokrasimize kasteden şer güçlerden” bahsederek çatışmacı dile prim verirken, Kılıçdaroğlu, “Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur bize” diyerek sükûnet çağrısında bulunuyor.

İşin ilginç tarafı Davutoğlu’nun psikolojisinde otorite eksikliğinin şiddetli biçimde hissedilmesi. Davutoğlu “ipler bende” mesajını vermek adına sert ifadeler kullanıyor ama bu ifadeler vücut diliyle uyumsuz kaçtığından inandırıcı olamıyor.

Bu da çok normal çünkü kendisi bir öğretim üyesi ve onun otoritesi rasyonellik iddiasına dayanıyor.

Ama burada eleştirdiğimiz ve Davutoğlu’nun da hayır diyemediği mevzu şu: Seçimlerden sonra da AK Parti, HDP’yi baraj altına düşürme stratejisine sarılma hatasına düşmüş görünüyor.

PKK’nın da Çatışmasızlık Süreci’nin sona ermesiyle silahlara sarılması, AK Parti’nin stratejisi sanki haklıymış izlenimi yaratabilir. Ama yanılıyorlar.

Kürtlerin büyük çoğunluğu, son süreçte AK Parti’yi hatalı buluyor. PKK’nın AK Parti’nin tuzağına düştüğünü de kabul ediyorlar. Ama buna rağmen asıl fatura AK Parti’ye çıkarılıyor.

Kürtler elbette savaş istemiyorlar ve bunun için en fazla güvendikleri aktör HDP. AK Parti artık çözümün değil sorunun bir parçası olarak algılanıyor.

Yani onlar son derece rasyonel bir sonuca varmışlar: “Düz ovada siyaset” mümkün olursa çocukları ölmeyecek. Düz ovada siyaset için de HDP’nin güçlü bir aktör olarak oyunda kalması gerek.

Milliyetçi hamasete teslim olmayanların durup düşünmeleri gereken nokta tam da burası: HDP zayıflarsa meydan kimlere kalacak? Savaş kimin yararına? Bana göre savaş, bu toplumun büyük çoğunluğunun zararınadır.

Dolayısıyla HDP’yi güçlü bir aktör olarak oyunda tutma iradesi gösteren Kürt seçmenlerle, Türkiye toplumunun çoğunluğunun ortak bir çıkarları var: Barış ve ülkemizin en ciddi meselesinin siyaset yoluyla çözümü.

AK Partililer HDP’yi baraj altına itme inatlarıyla, hepimizin bindiği dalı kesmeye kalkıyorlar. Bu bayat istismar siyaseti karşısında, barış iradesinin kazanacağına inanıyorum.

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums