Dün bütün Türkiye’de çok güzel bir önseçim heyecanı yaşandı. Bu satırlar kaleme alındığında dikkate değer tek bir huzursuzluk olmamıştı. Kolay değil; günlerce kampanya yürütüp ipi göğüsleyemeyen adaylar var. Seçim sandığının cilveleri bunlar.

Kemal Kılıçdaroğlu döneminde CHP örgütünü güçlendiren çok ciddi adımlar atıldı. Belki bazılarının beklediği hızda değil ama gemi istikrarlı biçimde örgütün güçlenmesi yönünde yol alıyor.

Kılıçdaroğlu, 2014 yerel seçim adaylarının belirlendiği dönemde, baskılardan bunaldığını belli eder şekilde, “gençler ve kadınların önünü açın” demişti. Bu önseçim öncesinde de benzer bir çağrıda bulundu.

Kılıçdaroğlu bununla da yetinmedi. Bir sonraki seçim için bir işaret fişeği çakarak, kendisi de önseçimde aday oldu. Burada verdiği mesajın net olduğunu düşünüyorum: Bundan sonra PM ve MYK üyelerinin işleri çok daha zor. Gidip önseçimde yıkanıp gelmeleri gerekecek.

Veli Ağbaba bunu yaptı ve artık çok daha güçlü bir siyasetçi. Manisa’da Özgür Özel, PM listesini delerek hak ettiği konuma gelmişti. Şimdi önseçimlerden de birinci sırada çıktı.

Yine İstanbul’a baktığımızda, Aykut Erdoğdu’nun büyük teveccüh gördüğüne şahit olduk. Mahmut Tanalda öyle. Ankara’dan Aylin Nazlıaka’nın da yüksek oy aldığı gerçeğini eklersek, Gezi süreci ve sonrasında sokakta yer alanların ödüllendirildiklerini görüyoruz. Mağdurların saflarında olmak takdir gördü.

İstanbul Birinci Bölge’de dördüncü sırada olduğunu öğrendiğimiz, seçilme şansı yüksek görünen Oğuz Kaan Salıcı da sokağı boş bırakmayanlardandı. Özellikle CHP’nin sol ve demokrat çevrelerle yeniden iyi ilişkiler geliştirmesinde yapıcı bir rol üstlendi.

Bu önseçim bana göre Halk TV’nin CHP seçmeni üzerindeki güçlü tesirini de gösterdi. Bu televizyona sıklıkla çıkanlar seçmenlerce daha olumlu algılandılar. Onlarca adayın yarıştığı bir önseçimde, Barış Yarkadaş gibi popüler ekran yüzleri, tanınırlık avantajıyla yarışa girdiler.

Açıkçası bu önseçimde kadın adayların bu kadar başarılı olacaklarını beklemiyordum. İstanbul, İzmir ve Ankara’daki toplam yedi seçim çevresinde kontenjanla belirlenen birinci sıralar kadın adaylara ayrılmıştı. Dünkü önseçimde de seçilebilecek kadın adayların beklenenden yüksek bir sayıya ulaştıkları görüldü. Sadece İstanbul’da dört kadın aday seçilebilecek sıralara yükseldi.

Önseçimde örgütün eski siyaset sınıfına da çok ciddi tırpan vurduğu görüldü. Sarıgül’ün seçilebilmesi için CHP’ye taze oylar getirmesi gerekiyor. Zor ama imkânsız değil. Önder Sav, Adnan Keskin ve Deniz Baykal’a verilen mesaj da çok açık. Yerlerinizi gençlere bırakın artık…

Yine İkinci Bölge’de Dursun Çiçek sürprizi yaşandı. Çiçek Ergenekoncu algılandığı için desteklenmiş değil. CHP’li seçmenlerce mağdur görüldüğünden seçilecek sıraya yükseldi. Önseçim sonuçlarına bütünsel olarak bakarsak, darbeciliğe prim veren isimlerin listelerde şans bulamadıklarını görürüz. Seçmenler, çalışkan vekilleri ödüllendirerek iktidar yolundaki taşları temizlemeye çabaladı.

CHP’nin önseçim uygulaması, örgüte heyecan getirdi. Seçim kampanyasına hızla başlamış oldular. Bundan sonra CHP’de önseçimin kapsamı genişleyerek devam eder. Buna karşı duranlar, sele kapılır, gider.

Burada ilginç bir gelişme Trabzon CHP örgütünde yaşandı. Bu örgüt, Genel Merkez kontenjanına karşı kazan kaldırarak kendi adaylarına sahip çıktı. Artık örgütün kazanımlarından taviz vereceğini ummak hatalı olacaktır.

Nasıl HDP’lilerin Eşbaşkanlık gibi kurumlar geliştirmeleri, kadın adayları öne çıkarmaları CHP’de olumlu bir tesir yaratmışsa; önseçim uygulaması da diğer demokrat çevrelerde talep hâline gelecektir. Tam da bu nedenle bu önseçimin kazananları sadece CHP’liler değil; tüm Türkiye’dir.

Darısı sağ partilerin başına diyelim…

ytaskin@marmara.edu.tr