Siyaset, sınırlarını aşabilecek mi

  • 4.11.2014 00:00

 Türkiye’de farklı siyasi aktörler mevcut olmasına rağmen etkili dört küme tespit edilebilir: Kürt hareketiyle ilişkili aktörler, CHP ve doğal tabanı, AKP etrafında kümelenmiş İslamcılar, MHP ve milliyetçi cenah.

Bu dört küme de ülkemizin siyasi kültürünün olumsuz yönlerini yeniden üretmekte benzeşiyorlar. Her küme aynı zamanda bu siyaset kültürünü ve siyasetin önündeki yapısal sınırları aşma yönünde kısmi irade ve duruşlara sahip.

AKP, Türkiye’nin her tarafından oy alabilme avantajına sahip ama farklı toplum bileşenlerini milletin eşdeğer üyeleri olarak gören bir kamu algısına sahip değil. AKP, toplumu açık veya örtük biçimde “milli ve gayrı milli” unsurlar diye bölüyor ve eleştiregeldiği “zümrevi siyaset” anlayışını yeniden üretiyor.

Sözgelimi yakında 3500 yeni hâkim alınacağını duyuran Bakan Bozdağ’ın bu hâkimleri hangi fidanlıklardan devşireceğini tahmin edemeyen yok. Partisinin gençlik kollarına eleman devşirmekle, bakanlığa hâkim devşirmek arasındaki farkı göremeyenlerden bütün toplumu eşdeğer algılayan bir kamusal ahlak beklemek beyhude.

MHPve milliyetçilerin krizi çok daha derin. Sık sık Ziya Gökalp’in milliyetçiliği etnisite ile özdeşleştirilemeyen geleneğine referans verseler de herkes biliyor ki MHP, Türkleri ve Kürtleri etnik zaviyeden birbirlerinin karşısına koyuyor. Sanki Türkiye’de Kürt olmasaydı bugün MHP’nin siyaset yapacağı alan da kalmazmış gibi bir algı var.

Parti tuzu kurulardan oy almadığı hâlde sözgelimi ikna edici toplumcu siyasetler savunamıyor. Sanki spesifik bir konuya odaklı bir parti MHP. Üstelik kültürel olarak CHP’ye yakın MHP’lilerle; AKP’ye yakın MHP’lileri nasıl birarada tutacağını bilemiyor. Gençlerden ciddi destek alıyor ama onları meşru siyaset alanının aktif özneleri hâline getiremiyor. Bürokratik ve hantal bir görüntü veriyor.

HDPçizgisi de, Kürt hareketindeki farklı aktörler ve bunlar arasındaki açık ve örtük güç mücadelelerinden mustarip. Üstelik bu örgütlenmeler fazlasıyla hiyerarşik. Özgürlükçü söylemleri sahiplenen, başarıyla siyasi hayatta pratikleştiren partinin en büyük handikaplarından birisi, “Kemalizm’i eleştirebilirken önderliği eleştiremeyen, yücelten tavrı”. Tarih bazen bizleri çok tuhaf ikilimler içerisine atabiliyor.

Tüm bunlara rağmen HDP çizgisi Demirtaş’ın son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiği gibi, zaman zaman geleceğin Türkiye’sinden seslenebilme yeteneğine de sahip.

CHPde, devlet üzerinden cumhuriyet değerlerini muhafaza etme alışkanlığından uzaklaşarak sivil alanda diri bir parti olma mücadelesi veriyor. Parti içinde ve dışında “devletten çoktan düştüklerini” kavrayamayanlar halen mevcut. Devletten çoktan düşen CHP’lilerin etraflarında beraber hareket edebilecekleri işçi veya öğrenci hareketleri gibi güçlü toplumsal hareketler de mevcut değil.

CHP’nin Türkiye partisi olabilmesi için, “yüzde 30 sol yüzde 70 sağ seçmen” tarzı bölünmelere dayalı her türlü analiz ve tavırdan uzak durması gerekiyor. Türkiye’nin koşullarına uygun bir sosyal demokrasi, etnik ve dinî kimliklere saygılı; ama eşdeğer vatandaşlık ve kamu ahlakı bilinciyle bu kimliklere dayalı her türlü hiyerarşiyi reddeden bir duruşa sahip olmalı. Bu duruş sadece CHP’ye değil, tüm Türkiye’ye kazandırır.

Bana göre mevcut siyasi kümelerin hepsi evrenseli yakalamak ve bununla ilişkili bir kamu ahlakı inşa etmek bakımından ciddi eksikliklere sahipler. Bugün HDP ve CHP’nin böyle bir duruşu yakalamaya diğer siyasi aktörlerden daha yakın oldukları söylenebilir.

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums