Türkiye ne yapmalı

  • 14.06.2014 00:00

Türkiye gibi ulus-devlet parametreleri içerisinde yetişenler için, IŞİD’in bir devletin içini kemirerek kurtarılmış alanlar yaratması anlaşılır gibi değil. İlk tepkiler, bunun savaş koşulları tarafından beslenen bir anormallik olduğu yönünde. Bu bir yere kadar doğru olsa da, aktörler kendi gerçekliklerini de yaratabilirler. IŞİD etkisizleşse bile, bölgede etnik ve dinî aidiyetlere sıkışmış siyasal ve toplumsal aktörler arasında güven tesis etmek çok uzun yıllar alacak.

 

Türkiye, uzun yıllar istikrarsız bir bölgeye komşuluk etmek zorunda kalacağı için dış politikasını gözden geçirmeli. Bu noktada pek de hazzetmediğim güvenlik ve istikrar söyleminden hareketle, Türkiye’nin neden Kürtlerle beraber hareket etmesi gerektiğini ortaya koymaya çalışayım:

 

En uzun sınırımızın öte yanında Kürtler yaşıyor ve IŞİD gibi “paraşütle indirilen” ve saman alevi gibi parlayıp sönen yapılara rağmen, Kürtler bu coğrafyada tutunmaya devam edecekler. Daha da önemlisi, bölgede rasyonel siyasi tepkiler verme yeteneği olan aktörler sınırlı ve Kürtler bu konuda istisnai bir esnekliğe sahipler. Rasyonellik, en kestirme ifadesiyle, ideolojinize rağmen hareket edebilme kabiliyetidir.

 

Suriye ve Irak’taki Kürtlerle beraber hareket etmemiz zaruretinin ilkesel bir nedeni de var: Azımsanamaz sayıdaki Kürt yurttaşımız, sınırın öte yanındaki akrabalarıyla iyi ilişkiler kurmamızı istiyorlar. Nasıl bölgedeki Türkmenlere dair hassasiyetler varsa, milyonlarca Kürt yurttaşımızın da böylesi meşru hassasiyetleri var. Mesele basit: Bu akrabalıkları demokratik bir siyaset ortamı için imkâna çevirebilmek.

 

Demek ki, iç ve dış siyaset ayrımının ortadan kalktığı bilinciyle hareket etmeliyiz. Bu da içeride devletin Alevilerle barışması, Alevileri birinci sınıf yurttaş hissettirmesi zorunluluğunun bir başka nedeni. Bölgedeki mezhepçi ateşin bizi yakmaması için, Alevilerin gönüllerini ferahlatmalıyız. AKP bugüne kadar Alevilerle tam yedi çalıştay yaptı, bazı vaatlerde bulundu ama bunların hepsi “Derin AKP’nin” Sünni direncine çarptı. Bir tarafınız “dinde zorlama yoktur” derken, diğer tarafınız zorunlu din derslerini savunmamalı. Ülkemizin bölgedeki mezhep gerilimlerinden çok da uzak kalamayacağının bilinciyle artık net adımlar atmalıyız.

 

Bölgede rasyonel davranabilen nadir aktörlerden birisi de İran’dır. Türkiye’nin ideolojik gerekçelerini bir yana bırakarak İran’la ciddi işbirliğine yönelmesi lazım. Suriye krizinin yerel dinamiklerle çözülebilmesinin yolu bile buradan geçmektedir. İran, bölgede hissettiği tehditler nedeniyle Batı’ya ve Türkiye’ye yönelmek zorundadır. Şiiler için sert ideolojik kutuplaşma ve ideolojik eksenli dış siyaset asla çıkar yol değildir.

 

İran’daki Reformcular, Batı’yla işbirliğini stratejik zaruret diliyle parlatmaya çalışıp, ciddi mesafe alırlarken, onlara destek vermemiz en doğrusudur. Barışçıl yollardan değişebilen bir İran, Türkiye için ciddi bir kazanımdır.

 

Bölgede yaşanan köktencileşmede en önemli etkenlerden birisi İslamcılara demokratik sistem içerisinde şans tanınmamasıdır. Mısır ve Suriye örnekleri, köktencilerin ekmeklerine yağ sürdü. AKP’nin, demokratik İslam açısından yakalanmış tarihsel bir imkânı bugün kendi elleriyle dinamitlemesi talihsizliktir.

 

Bizim bölge halklarıyla eşit ilişkiler kurabilmemiz için, çok inançlı ve çok kültürlü bir hayatın yeşermesine imkân tanıyacak sahici bir laiklik ve demokrasi iklimi oluşturabilmemiz gerekiyor. İnançlara saygılı bir laiklik, bölgede her aktöre eşit mesafede durabilme avantajı demektir.

 

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums