Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair

  • 7.06.2014 00:00

 ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinin bir yılı aşan kampanyası anımsandığında, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çok dar bir zaman dilimine sıkıştırılmış olduğu gözleniyor. Oysa cumhurbaşkanlığı seçimleri, Türkiye’de sistem tartışmaları bakımından hayati bir önem kazanmış durumda. Aslında tam bir Türkiye klasiği yaşanıyor. Üzerinde çokça tartışmamız gereken bir meseleyi sadece seçim ve aday meselesine indirgemiş durumdayız. Yerel seçimlerden önce de yerinden yönetim meselemizi tartışmayı becerememiştik.

Muhtemel adaylardan Erdoğan’ın kurmayları, “Kenan Evren’in kullanmadığı yetkiler dahi kullanılır” diyerek, sistemi fiili başkanlığa doğru zorlamak istiyorlar. Bu hesaba göre, 2015 genel seçimleri sonucunda anayasal yapıda ek değişiklikler yapılarak, Erdoğan’a göre bir elbise biçilmiş olacak. AKP kurmayları aslında büyük bir kumar oynuyorlar. Ülkeyi uzun süre içerisinde debeleneceğimiz bir belirsizliğin içine atmayı göze alabilecek denli iradelerini bir şahsa devretmiş durumdalar.

AKP kurmaylarının tasarladıkları “Türk tipi başkanlık sisteminde”, sadece bir kişi siyaset yapabilecek. Diğerleri, ona göre pozisyon almakla yetinmek durumunda kalacaklar. Kurumsal zeminde siyaset yapmak anlamsızlaştıkça öfkeli kalabalıklar sokaklara yönelecekler. Sokağın denetimi zorlaştıkça, her şeyi denetleyebileceğine inananların tipik refleksleri, daha da olağanüstü yetkiler aramak olacak. Böylece fiili başkanlıktan diktatörlüğe doğru kayan bir zemine düşmüş olacağız.

Bu ülkenin mevcut sorunlarının çözülmesinde Başkanlık Sistemi’nin fazladan sunabileceği bir katkı yok. Bu, yapısal ihtiyaçlardan doğan bir zaruret değil; keyfî bir arayış. Türkiye’nin asıl meselesi, güç ve yetki paylaşımını merkezden yerele doğru yayacak bir yerinden yönetim reformudur. Yani, bütün yetkileri bir şahsın elinde toplamayı değil, tam tersine dağıtmayı tartışabilmeliyiz.

Tam da bu noktada muhalefetin önemli bir stratejik hata yaptığını düşünüyorum. En basit ifadesiyle muhalefet, kampanyayı temmuz ayına sıkıştırma hatasına düştü. Muhalefet, kutuplaştırıcı olmayan bir tarzda böyle bir sistem değişikliğine ihtiyaç olmadığını, demokrasinin şahıslara göre değil, kural ve kurumlara göre işleyebileceğini anlatmayı deneyebilirdi. Hukukun üstünlüğünün oturtulamadığı, yerel ve ulusal temsilcilerimizin parti liderlerine karşı bir özerkliklerinin olmadığı; adeta kurşun askerlere dönüştürüldükleri bir ortamda, Başkanlık Sistemi’nin kriz yaratmaktan öteye gidemeyeceğini topluma anlatmaya çalışabilirlerdi. Böyle bir cumhurbaşkanına, kim, hangi hukuki güvencelerle karşı çıkabilir?

Cumhurbaşkanlarının, başbakan ve özellikle dışişleri bakanlarının yetkilerini kullanmaya yönelmelerinin yaratabileceği muhtemel sıkıntılar şimdiden anlatılabilirdi. Yukarıda vurgulandığı gibi, etkisizleşmiş bir TBMM’nin ve siyasi partilerin, siyasetin sokaklara sıkışmasına yol açacağı, insanların birbirlerinin yüzlerine bakamayacağı bir güvensizlik ve kutuplaşma ortamına daha da sürüklenebilecekleri vurgulanabilirdi.

Bir defa daha, “aday kim olacak” meselesine kilitlendik. Muhalefet, “kanaat önderlerini” ziyaret etmekle yetinmek yerine, milyonların taleplerini dillendirmesine vesile olabilecek, dijital demokrasi uygulamalarına başvurabilirdi. Düşünün bir muhalefet partisi, her ilçede dijital bir altyapı oluşturarak, tüm yurttaşlara bu soruları direkt soruyor ve bu bildirimlerden istifade edeceğini taahhüt ediyor. Bir gün bunlar da olacak.

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums