Başkanlık sistemine hayır!

  • 26.04.2014 00:00

AKP kurmayları, yerel seçimlerden istedikleri sonucu aldıkları tespitinden yola çıkarak, ülkeye çok ciddi istikrarsızlık getirebilecek sistem değişikliklerini gündeme taşımaya başladılar. “Erdoğan’ın icracı ve partili bir cumhurbaşkanı olabileceği” üzerinden kamuoyu oluşturularak, başbakanlığı fiilen uhdesine alan, bakanlar kuruluna da başkanlık edebilecek bir Erdoğan resmi ısıtılmaya çalışılıyor.

 

Mevcut yasalar ve anayasa bu arayışın önüne engeller koyabilir mi? AKP kurmayları elbette bunu da dikkate alarak kendilerince bir çözüm üretmişler. Daraltılmış bölge esasına dayalı bir seçim sistemiyle ve bölgeleri de işlerine gelen bir biçimde belirleyerek, anayasa değiştirecek çoğunluğa ulaşmayı hedefliyorlar.

 

Önce gidişatın adını net biçimde koyalım: Bu, tek adamlığa gidiştir. Böyle bir Türkiye’de tek bir kişi siyaset yapabilecektir: Erdoğan. Sözkonusu olan, 12 Eylül Anayasası’ndan dahi istifade etmeyi rahatlıkla telaffuz edebilen bir siyasi fırsatçılıktır.

 

Bugün tek başına iktidar olmuş güçlü bir partinin mevcut sistem içerisinde yapamayacağı ne vardır? AKP, mevcut sistemde hangi yasaları çıkarmak istemiş de çıkaramamıştır? Başkanlık sistemine geçildiğinde, bugün yapılamayan ne yapılabilecektir?

 

Bugünkü Yargı, Yürütme ve Yasama erkleri arasında AKP’nin şimdilik “dişini geçiremediği” bir tek Anayasa Mahkemesi kalmış görünüyor. Peki, ama bu durum bir zaaf mı? İlke olarak bu üç kuvvetin birbirlerinden ayrı olmaları ve birbirlerini fren ve denge mekanizmalarıyla denetlemeleri gerekmiyor muydu? Kuvvetler ayrılığını dahi mesele olarak yorumlayan bir iktidarın, Başkanlık Sistemi’ne geçtiğinde bu ilkeye saygı duyması beklenebilir mi? Temel hedef açıktır: Erdoğan’ın her istediğini istediği hızda yapmasının önünü açmak.

 

Parlamenter sistemdeki mevcut fren ve denge mekanizmalarından dahi rahatsız olan, Yargıyı Yürütmenin uzantısı hâline getirmek isteyenlerin, Başkanlık Sistemi’ni, “Kuvvetler ayrılığı ilkesi daha etkin işleyecek” diye savunmaları ne kadar inandırıcıdır?

 

Siyasetçilerimiz, 1908’den beri siyasi gücü maksimize etme arayışlarının daha fazla kriz demek olduğunu öğrenemediler. 1908’den beri, siyasi güç ve yetki paylaşımını öğrenemeyen; bunun anayasal altyapısını oluşturamayanlar yüzünden büyük acılar yaşandı. Tamamen Erdoğan’ın ihtiyaçlarına göre tasarlanan değişikliklerin ülkemizin en temel siyasi meselesi olan güç ve yetki paylaşamama alışkanlığını aşmak bir yana, daha da derinleştireceği açıktır.

 

Oysa yapılması gereken bu değildi. Yeni bir sivil anayasa yapmamız ve ülkemizin kangren hâline gelmiş meselelerini, etkin tüm siyasi güçlerin katılımıyla çözme yoluna gitmemiz gerekirdi. Bu doğrultuda asıl çözüm, merkeziyetçi zihniyet ve yapının aşılmasına elverişli çok ciddi bir yerel yönetim reformu gerçekleştirmekte aranmalıydı.

 

2012 sonunda getirilen Büyükşehir Yasası, AKP’lilerin merkeziyetçi zihniyeti ne kadar içselleştirdiklerini net biçimde göstermiştir. Aslında AKP’liler yerel yönetimlerde başkanlık sistemini çoktan yerleştirdiler. Yerel yönetimlerdeki “güçlü başkan, zayıf meclis” anlayışı, AKP’nin Başkanlık Sistemi’nin nasıl olacağının da açık bir işaretidir. BDP’lilerin bu merkeziyetçi arayışa destek olacaklarına ihtimal vermiyorum. Bugün demokratların asıl gündemi, bu gidişata hayır demek olmalıdır.

 

ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums