Sadece kasetler mi

  • 4.03.2014 00:00

 AKP seçkinlerinin bağlı olduklarını iddia ettikleri misyonla, gerçek hayatta savruldukları yozlaşma arasındaki büyük fark nedeniyle, şok yaşadıklarını ve şimdilik inkâr yolunu tuttuklarını gözlediğim bazı AKP’liler, bana kimi sorular yöneltiyorlar. En sık sordukları soru şu: “Ya medyaya sızdırılan dinlemeler gerçek değilse?” Bu soruyu soranların hemen ardından kendilerine sormaları gereken soru şu aslında: “Ya gerçeklerse!


İşte bu, insan aklı ve vicdanının kolayca kaçamayacağı bir sorudur. Yaygın bir kabullenememe ve inkâr durumu yaşayanlar, bu sorunun etrafından dolanmaya beyhude bir çaba harcıyorlar. Yüzleşmeyi ötelemenin yolu olarak muktedir ve şeytani bir öteki bulmak, insanlığın en eski “çarelerindendir”. Bu defa göze kestirilen “şeytani öteki” de Paralel Yapı.


Ne var ki bu yapının tam da “paralel” olmasından kaynaklanan, ötelenmesi zor bir mesele var. “Aynı davaya farklı yollarla hizmet ettiğine” inanılan ve bu nedenle müttefik kılınan Paralel Yapı, “şeytani” yollara sapmışsa, diğer paralel yapı, yani AKP’nin de bu yollara sapmış olması o kadar muhtemeldir. Bugünkü ötekiniz dünkü müttefikinizse, siz biraz da ona dönüşmüşsünüzdür. Bana yol arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim...


AKP’ye itirazlar yöneltmek için bu kasetlere çok da ihtiyacımız yok. AKP’nin, her devrin muktedirleri olan müteahhitlerle kurduğu ilişkileri anlamak için etrafımıza bakmamız yeterli. Son yıllarda AKP’lilerin, hep iktidarda kalacaklara özgü bir korkusuzlukla, kentlerin yağmalanmasına önayak olduklarını görmek ve bundan derin kaygı duymak için de kasetleri bilmemize gerek yok. Bazıları için Erdoğan Bayraktar istifa ettiğinde söylediği sözler sürpriz olabilir. Ama kentine saldırıldığı için Gezi Parkı’nın yolunu tutanlar, zaten bunu bildikleri için mücadeleye soyunmuşlardı.


AKP’lilerin yol açtıkları mağduriyetleri bilenlerin kasetlere ihtiyacı yok. Yoksul bir Alevi ailesini gözünüzün önüne getirin. Her çocuğunu üniversiteye göndermek için birden fazla işte çalışan bir babayı ve diğer komşularının tarlalarında yarıcı olarak çalışarak çocuklarına harçlık gönderen bir anneyi. Böyle ailelerin üniversite mezunu Alevi çocuğunu, hak ettiği bir devlet kadrosuna “sakıncalı” diye atamayanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu acımasızlığı bilmek için de kasetlere ihtiyaç yok.


Devletin her biriminde, “bizden olsun, niteliksiz olsun” diye kadrolaşanlar, sadece Cemaatçiler miydi? AKP’liler buna bir itiraz getirmişler miydi? “Henüz yeterli kadrolarımız yok” diye bizzat Cemaat kadrolarından istifade edenler, AKP’liler değil miydi? “Bizden olmayanları” kesip biçerek, inciterek nasıl birarada yaşayacağız? Adaleti sadece kendi zümremizin çıkarı olarak görürsek olacak olan budur.


Bir devlet veya hükümet, sıradan bir yurttaşının hayatında bu kadar belirleyici olmamalıdır. AKP’lilerin ve İslamcıların önemli bir gövdesi, benim gibileri, “hizaya getirilmeleri gereken laik, solcu marjinaller” olarak görüyor. Onlara göre bizler, “Batılılaşma sürecinin güçlendirdiği gayrı-milli unsurlarız ve geçiciyiz”, Tam da bu nedenle Devlet, meşru görülen İslami nesillerin yetiştirilmesi için bir araç olarak kutsanıyor.


Buradaki örtük mesaj şu: “Biz kendi neslimizi yetiştirdiğimizde, sizler olmayacaksınız.” Bu açıkça söylenmiyor ama devlet eliyle İslamcı nesil yetiştirmenin başka bir izahını bulmak kolay değil. Her kesimin yüzleşmesi gereken temel sorulardan birisi şu: Laikleri bir türlü meşru göremeyen, hatta onlardan devşirilen servetlerle “İslami Robin Hood’çuluk” yaptıklarını ima eden ve bunu adilce bulanlarla aynı ülkede nasıl yaşayacağız?



ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums