Başkan bizi unuttu!

  • 15.02.2014 00:00

 Bir süredir belediye başkan adaylarıyla ilgili heyecanlı haberler izliyoruz. Önce aday adaylığından sıyrılıp aday olmanız, ardından da zorlu bir sınavı geçip başkan seçilmeniz gerekiyor. Daha sonra başkan, kendi partisinin meclis üyeleriyle veya ilçe yönetimiyle kavgalı hâle geliyor. Başkanın, partisinin ilçe örgütüyle kavgalı olmaması neredeyse bir mucize.

Belediye başkanlarının genellikle aşırı özgüvenli kişilerden çıkmaları ve kendilerini sınırlandırmaya çalışan heyetleri önemsememeleri, bu yapının kaçınılmaz sonucu. Mevcut mevzuat, “Güçlü Başkan Zayıf Meclis” anlayışına dayalı olduğu için, tüm gözler “süper başkanda” oluyor. Başkan, sürekli olarak karşılanması imkânsız talepleri dinlemek zorunda. Bir süre sonra yoruluyor ve bildiğini okumaya başlıyor. Başkanın, sözgelimi, yarım milyonluk bir ilçede seçmenlerin ve partililerin “şahsi taleplerini” yerine getirmesi zaten mümkün değil. Kendi partisi vasıtasıyla gelen taleplerin de genellikle “kamu yararını” gözetmediğini söylemeye gerek yok.

Buraya kadar bir şeylerin yanlış gittiğinde hemfikirsek, o zaman bunları değiştirmenin yollarını aramalıyız. Ama böyle olmuyor. Onyıllarca aynı sistemin sorunlu taraflarıyla yaşamayı, “mevzuatı” delmeyi öğreniyoruz, ama sistem değiştirmeyi beceremiyoruz. Bütüne odaklanıp, sistem oluşturucu veya dönüştürücü öneriler getirme alışkanlığımız yok. Bu aslında kendimizi siyasi özne olarak göremememizle de alakalı.

Sözgelimi, Devlet bir ilçe belediyesine “öğrenci yurdu açamazsın” diyor. O belediye de düşünüyor, taşınıyor ve bir “öğrenci konukevi” açıyor. Yani mevzuatı deliyor. Aynı icracı belediye başkanına, “belediyelerin yurt açmaktan tutun eğitimin her alanına girebilmeleri konusunda ne düşündüğünü” sorduğunuzda, ya bir fikri olmuyor ya da kendisini mağdur eden devletin yasakçı diliyle konuşabiliyor.

Belediye başkanlarının, kamusal niteliği olmayan şahsi taleplerle bunaldıklarını söylemiştik. Bunu aşmanın yolları da belli: Belediye meclisleri ve kent konseylerini etkin hâle getirmek. Mevcut belediye meclislerinin hem nitelik hem de nicelik bakımından geliştirilmeleri gerekiyor. Nicelik derken, meclis üyelerinin sayılarını kastediyorum. Yarım milyon nüfusu olan Kadıköy Belediye Meclisi’nin üye sayısı 50’yi aşmıyor. Yaklaşık 10 bin kişiye bir meclis üyesi düşüyor. Meclis üyelerinin sayısını en az 100’e çıkarmak gerekiyor. Meclislerin karar alma ve denetim yetkilerini artırmak da şart.

Belediye meclis üyelerinin seçimlerinde eşi benzeri olmayan bir sistem uygulanıyor. Bütün partilerden yüzde 10 oy eksiltilerek, en güçlü iki partinin lehine bir yapı oluşturuluyor. Bağımsız bir yurttaşın meclise girmesi neredeyse mucizeyken, sadece iki güçlü partinin meclise girebildiği, statükocu bir yapı kuruluyor. Burada da gerçek bir nispi temsil sistemine ihtiyaç var. Bir partinin blok listesine oy vermek yerine, oradaki şahıslara oy vermeyi kolaylaştıran bir yapı olmalı.

Belediye meclis üyelikleri belirlenirken, seçim çevresi olarak bütün bir ilçe alınıyor ve mahalle temelli, yüz yüze ilişkilere dayalı tercihler yapılamıyor. Oysa mahalleler seçim çevresi olmalı ve kendi mahallemizden tanıdığımız isimleri hem meclise hem de kent konseyine gönderebilmeliyiz. Böylece aşağıdan yukarıya sahici bir katılım-iletişim mekanizması oluşabilir. Her meselemiz için başkanın kapısını aşındırmak zorunda kalmayız...


ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums