Medya toplumun gerisine düşerken ‘bize’ düşenler...

  • 29.06.2013 00:00

 25 mayısta yayımlanan “Ulusalcılık neden yükseliyor” başlıklı yazımda, ana akım medyayı muhalif isimleri tasfiye etmekle ve toplumu bilgilendirme görevini yerine getirmemekle eleştirmiştim. Burada ortaya çıkan öz sansürcü tavrın, ulusalcı medyadaki tiraj ve izlenme patlamasının en önemli sebeplerinden birisi olduğu gözlemimi de paylaşmıştım. Gezi olayları, toplum vicdanının bu tavrı kabul etmediğini açıkça ortaya koydu. Çarpıcı olan, toplumun biriktirdiği öfkeyi kimi kurum ve şahıslara birdenbire boşaltıvermesiydi. Bu tepkiler yer yer ölçüsüz olabiliyor ve kurunun yanında yaşa da yönelebiliyor. Öte yandan sadece dik durmaya çalıştıkları için işlerini kaybeden “gazi gazetecilerin” toplumun hiç de beklenmeyen bir patlama ânında kendilerine destek vermesini hayatları boyunca unutacaklarını da sanmıyorum...

Aslında ana akım medyanın da, toplumun “kendinize çeki düzen verin” mesajını dikkate alarak dik durma cesareti gösterebileceği bir imkân ortaya çıkmıştı. Bu dalgaya oturarak siyasal muhalefet yürütmelerini bekleyen yok. Son tahlilde ana akım medyanın iktidar ilişkilerinden bütünüyle bağımsız olduğunu düşünen de yok. Yine de medya kurumlarının asıl sermayesinin saygınlık olduğunu ve bu saygınlığın da iktidar odaklarından nispeten mesafeli olmakla elde edilebileceğini söyleyebiliriz.

Medya saygınlığının algıya dayandığı, algının da tirajın en önemli kaynağı olduğu herkesin malumu. Tiraj veya izlenme oranı, okurun veya TV izleyicisinin her gün medyaya verdiği veya vermediği bir onay olarak görülürse, medyanın saygınlık ve gücünün ne denli kırılgan olduğu da anlaşılır. Medya saygınlığını “her gün tekrarlanan bir savaşta” aslanın ağzından çekip çıkarmak zorunda.

Bu bir sınavsa eğer, ana akım medyanın Gezi süreci durulur durulmaz, başını kaldırmaktan ürktüğü eski siperlerine geri döndüğünü ve sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Bırakın kamu yararını, kendi yararları adına mücadele etmeleri gereken bir tarihsel kırılma ânında suskunluklarına devam ediyorlar.

Böyle giderse yakın zamanın yazılı ve görsel medyasında çok ilginç depremler yaşanabilir. Laik-Batıcı yönelimleri olan ama hükümete çıkar ilişkileri veya “zoraki konformizm” nedeniyle biat eden medya sektörü erime sürecine girdi. Bu sektör, ulusalcı medya tarafından kuşatma altına alındı. İki gurubun içerisinde de sınıflandırılamayacak Taraf Gazetesi, Gezi sürecinin hemen öncesine rastlayan dönemde sağlıklı bir ayrışma yaşadığı için bu fırtınalı havada doğru bir rotaya oturdu. Taraf tiraj yitirmedi, hatta artırdı...

Gelelim “yandaş medyaya”. Burada da muhafazakâr eğilimli olmanın doğrudan “yandaş” olmak anlamına gelmediğini vurgulamalıyız. Buna göre AKP öncesinde de belirli bir geleneği olan muhafazakâr basın organları tiraj ve saygınlıklarını koruyorlar, hatta artırıyorlar. Fakat kimi operasyonlarla “yetim malının” yandaşlara peşkeş çekilmesiyle yaratılan “türedi” medya tiraj komasını aşamıyor. Toplum vicdanı bu medya kurumlarını da benimsemiyor.


Star
 Gazetesi’nin hangi koşullarda hükümet yanlısı bir gazete hâline geldiğini biliyoruz. Star’ın bugün yerlerde sürünen tirajının taşıma suyla nereye kadar döndürülebileceğiyse belirsiz. Bir de hükümetin ve dolayısıyla desteğinin gittiğini düşünün. O zaman bu gazete büyük ihtimalle tarih olacaktır. Tarih Dede bizimle dalga geçerek bu gazeteyi TMSF’nin eline de düşürebilir! AKP’nin ipine tutunarak “türedi medya” olanların hükümet düşmesin diye topyekûn propaganda makineleri hâline gelmelerini başka nasıl izah edebiliriz?


Star
’da kariyerini Erdoğan’ın “en ateşli silahşoru olmak üzerine bina ederek, rüştünü ispat eden” Mehmet Ocaktan, yakın zamanda Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliğine getirildi.SabahStar ve şimdi de Akşam. Güneş sisteminden mülhem isim kullanan tüm gazeteler birer birer el değiştiriyor. Aman dikkat!

Bu “türedi medya”nın “AKP’nin kravatlıları” dediğim jöleli gazetecileri, bir gelenek yaratabilecekler mi? Hiç sanmıyorum. Bu tesbit, muhafazakâr medyanın geleneği olan kesimlerinin bu uzun maratonda ayakta kalmayacakları anlamına gelmiyor. Tam tersi, bir tarikat, cemaat veya siyasi iddianın sürükleyicisi, sahibi olan muhafazakâr medya guruplarının, “türedi” medyayı geride bırakacağı öngörüsünde bulunuluyor.

İçerisine girdiğimiz yeni dönemde, kamu yararı gözeterek gazetecilik veya televizyonculuk yapmak isteyenleri bekleyen ciddi riskler ve olanaklar olduğunu görmeliyiz. Sadece cesaretle alınabilecek yol sınırlı. Cesaretin yanına tarihi okuyan bir aklı da koyabilenler, bu uzun soluklu maratonda ayakta kalabilecektir...


ytaskin@marmara.edu.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums