- 17.02.2014 00:00
Önce CHP'den bir sol kanat çıkartmak için uğraştılar. Sol kanat bir türlü çıkmak bilmedi. Solcuya benzeyen CHP'lilerde ise bir terslik vardı.
Yine de buna çok fazla aldırış etmediler ve sonra CHP'nin bütününü sol ilan ettiler. Tüm siyasi kredilerini CHP üzerine yatırdılar.
Ama içinde sol bir kanada izin vermeyen CHP'nin bütününün solcu ilan edilmesinde bir mantıksal tutarsızlık görmedilerse bile, CHP Ankara'da bir faşisti aday gösterdiğinde, tutarsızlık pratik bir biçim kazandı.
CHP'nin İstanbul belediye başkanlarını açıklama süreci, bu partinin paramparça bir bürokratik yapılanma olduğunu ortaya serdiğindeyse, utanma duygusuna sahip olanların sesleri biraz olsun kesildi. Utanma duygusuna sahip olmayanlar ise, CHP propagandası yapmaya devam ediyor.
CHP bile CHP propagandası yapamaz durumdayken, solu CHP'yi desteklemeye çağıranlara ne dense az!
Bu yüzden şaşkınlar deyip geçelim.
Şundan şaşkınlar: DSİP'in 1990'larda Kürdistan'da HADEP'e, batıda, Türkiye'de CHP'ye oy çağrısı yapmasını diline dolayanlar, bugün, Ergenekon'un, cuntacıların, askeri vesayetin avukatlığını yapan, Kürt halkının en temel haklarını kazanmasına karşı olan CHP'ye oy çağrısı yapıyorlar.
Şundan şaşkınlar: "Oyları bölmeyin" diyorlar! Şaşkınlar çünkü, bu seçimlerde bölünmeden kategorik olarak, birbirine benzeyen iki şey oylansaydı söz edilebileceğini göremiyorlar. Siyasal anlayışı ve belediyeciliği kavrayışı benzer olanlar, bu seçimlerde, AKP'li adaylarla CHP'li adaylar. Sarıgül, Topbaş'a benziyor. Ankara'nın faşist CHP'li adayı ise en çok Melih Gökçek'e benziyor. CHP'nin şaşkınları, oyları bölmeyin çağrılarını AKP seçmenine yapmalılar. Topbaş ya da Sarıgül. Benzerler. İstanbul'da Sırrı Süreyya Önder'in, Beyoğlu'nda Korhan Gümüş ve Seyhan Alma Ürek'in, ne Sarıgül'le, ne Topbaş'la, ne Aylin Kotil'le ne de Ahmet Misbah Demircan'la bir alakaları var! Ankara'da, gerçekten de Salman Kaya'nın karşısında üç faşizan aday var: MHP, AKP ve CHP adayları.
CHP'yi cilalamakla uğraşanlar, oylarının bölünmemesini istiyorlarsa, MHP ve AKP'ye seslensinler. HDK'ya seslenmenin alemi yok!
Aynı siyasi atmosferi solumuyoruz!
İşçi Partisi'ne seslenebilirler. Ümit Zileli, Şişli'de "CHP oylarını bölmeyin" diyecekleri bir aday. Derin bir aday, devletin derinlerinden geliyor. Ayşe Berktay ise anti-militarist, barış ve kadın hakları mücadelesinin aktivistlerinden.
CHP'ye oy çağrısı yapanların kafası da karışık: Bir yandan bu seçimlerin tarihi önemde olduğunu söyleyip, AKP'ye çelme takmak için tarihi bir milli ittifak öneriyorlar. Ama esasında, belediyecilik açısından değil, politik açıdan önemli görüyorlar seçimleri ve politik olarak Öcalan'a özgürlük diyenlerle, Öcalan'a etmedikleri hakaret kalmayanları, AKP karşıtlığı temelinde birleştirmek istiyorlar.
Biz "kendimizi de kentimizi de kendimiz yöneteceğiz" diyoruz. Onlar "AKP yönetmesin, biz yönetelim, Sarıgül yönetsin, biraz da bir nemalanalım" diyorlar.
Sonra, utanmadan, "oyları bölmeyin" çağrısı yapıyorlar.
"Oyları bölmeyin" çağrısı yapanlara hep beraber seslenmekte fayda var: Utanma duygusuna sahip olmak çok da kötü bir şey değildir.
Yıldız Önen
Yorum Yap