- 15.01.2013 00:00
“Hiçbir Türk milliyetçisi, kardeşlerinin kendi yerel dillerinde şarkı söylemesine, birbirleriyle iletişim kurmasına karşı çıkmamıştır.”
MHP’nin Hasan Cemal’e verdiği “Allahsız gomunistler” edebiyatının bile beşinci sınıf bir örneği olabilecek hamasetten çok hamakata yakın cevaptan bir cümle bu.
İnsanda ilk okuduğunda “lütuf buyurdunuz, ne büyük cömertlik” diye dalga geçme hissi uyandıran bu cümlenin bir benzerini bundan 10 yıl önce Ahmet Kaya söylediğinde başına gelenleri düşünce insan sarsılıp bir duruyor.
Kültürel zenginliğimiz şifresiyle televizyondan bir saat Kürtçe şarkı, çiçek böcek belgeseli için fırtınalar kopalı, “Milli güvenlik sendromu, ne yaparsın” diye söylenen zamanın başbakanı bu adımları engelleyenleri tarif için uçaklarda gazetecilere el kol hareketleriyle general tarifleri yapalı öyle çok olmadı çünkü.
MHP bile yıllardır dağlarda gezdirdiği dağ Türklerini bir afla düz ovaya indirdi indirecek. Kürtlerin (tabii ki Kürtçe değil) “Kendi yerel dillerinde” iletişim kurmalarına ancak 2012 yılında aklı yatan MHP’nin 2100 yılında da sorunun çözümü için eğer halen yaşıyorsa Öcalan’la görüşmeye aklının yatacağını tahmin etmek zor değil.
Allah herkese aynı miktarda Zeitgeist (Zamanın ruhu) nasip etmiyor demek ki. İmparatorluk’tan herkesi kovan Türk milliyetçilerinin, inatla gitmeyip kalan Kürtlere 100 yıl gecikmeyle gösterdikleri bu engin hoşgörünün kıymetini bilmek lazım. Azcık daha geç kalsalardı, böle böle küçücük hâle getirdikleri Türkiye’den geriye Söğüt’te birkaç kıl çadırdan başka bir şey kalmayacaktı. “Bize Anadolu’yu yeniden fethettirmesinler” iddiasındaki bir partinin herhalde bu çok sevdikleri ülkenin bekasıyla ilgili bu sorunun çözümü için Şeyh Edebali, Dede Korkut, Mete Han gibi âkil adamlara yazdırdığı çözüm raporları vardır.
Herhalde dünya üzerinde ülkesinin bölünmesi için bu kadar kararlılıkla mücadele eden başka bir milliyetçilik de yoktur. Çakıl taşlarını vermedikleri memleketten dev kayaların kopup gitmesiyle pek ilgilenmeyen MHP’nin ruhen Orta Asya’dan Anadolu’ya dönüşü için herhalde büyük bir kuraklık daha yaşanması gerekiyor.
Bu yüzyılın başında Türkleri terk eden halklara gösterdikleri saygının yüzde birini, Türkleri bırakmayıp kalan Kürtlere gösterme basiretini gösterecek bir milliyetçiliğe utanmasam hasretiz diyeceğim. Sahiden emperyal kaygıları, milliyetçi dertleri olan bir partimiz olsa herhalde önce onlar Kürtleri Türkiye’de mutlu edip tutmak için seferber olurdu. Hani bunu akıl etmek için tarih bilgisine falan da gerek yok, her çarşamba akşamı Muhteşem Yüzyıl izlenerek bile elde edilebilecek bir emperyal vizyon bu: Büyük devletler, çok milletli olur. Milliyetçilik yapılacaksa onu da biz yaparız noktasının sınırlarına gelip dayandığımın farkındayım. Ama insan milliyetçiliğin bile bu kadar kötü yapılmasına tahammül edemiyor, böyle bir milliyetçiliğe bu büyük millet layık değil. (Buraya artık gülücük işareti lütfen.)
Ne diyelim: Allah ülkemizin birlik ve beraberliğini Türk milliyetçilerinin bölücü ve yıkıcı faaliyetlerinden muhafaza etsin. Allah birlik ve beraberliğimize kast eden bu Türk milliyetçilerine aman vermesin. Amin.
yildirayogur@gmail.com
Yorum Yap