Türkiye'nin Suriye'deki seçenekleri azalıyor

  • 29.12.2015 00:00

 Türkiye'nin başlangıçta Suriye'de etkili rol oynama imkânları varken, bu imkânlar birer birer azaldı.  Şimdi belki tükendi demek de mümkün. Buraya nasıl gelindi?

Cumhurbaşkanı Beşşar Esed, 2011 Mart ayında sokağa dökülen gençlere karşı nispetsiz askerî güç kullandığı zaman, Türkiye doğru olanı yaptı ve o tarihteki Dışişleri Bakanı'mız Sayın Davutoğlu Şam'a giderek Cumhurbaşkanı Esed'le uzun bir görüşme yaptı. Yapıcı telkinlerde bulundu. Esed bu telkinlere uyacağını da vaad etti. Ama çeşitli nedenlerle verdiği o sözü tutamadı. Bunun üzerine Türkiye ilk yanlış adımını attı ve Suriye ile tüm iletişim kanallarını kapattı. Türkiye'nin Suriye'de etkili rol oynama imkânları bundan sonra yavaş yavaş eksilmeye başladı.

Halbuki iki ülkenin fikir ayrılığına düşmeleri, tüm iletişim kanallarını kapatmayı gerektirmez. Türkiye, Şam'daki büyükelçiliğini ve Halep'teki başkonsolosluğunu kapatmamış olsa idi, krizin daha sonraki aşamalarında Esed üzerinde daha etkili olabilirdi.

İkinci yanlış Suriye'deki rejim muhaliflerine sağlanan askerî malzemenin yanlış ellere gittiğinin farkına varılmasından sonra ortaya çıktı. Birlikte hareket ettiğimiz birçok ülke rejim muhalifi bazı örgütlere yardımı durdurduğu halde Türkiye, o seyyaliyeti gösteremedi. Hangi muhalif grupların ılımlı, hangilerinin aşırı olduğu konusunda Türkiye'nin kriterlerinin Batılı ülkelerden farklı olduğu ortaya çıktı. Bu tanım farkı, Türkiye ile Batı ülkeleri arasında bir güven eksikliğinin doğmasına sebep oldu ve bazı örgütleri destekleme konusunda Türkiye'yi Batı ülkeleriyle karşı karşıya getirdi.

Üçüncü yanlış, Türkiye'nin Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) konusundaki tutumunda ortaya çıktı. Türkiye, kendi ülkesinin IŞİD tarafından, insan ve mühimmat tedariki için kullanılmasına karşı önlem almada yavaş davrandı. Aynı yavaşlığı bu örgütün İstanbul Ömerli'de bayram namazı sırasında açıkça IŞİD'in propagandasını yapması karşısında da gösterdi.

Dördüncü yanlış Kuzey Suriye'de Cerablus ile Marea arasında 92 km uzunluğunda ve 30-40 km genişliğinde bir uçuşa kapalı bölge veya güvenlikli bölge ilan edilmesi konusundaki ısrarı oldu. Türkiye'nin bu önerisinin makul gerekçeleri olduğu kuşkusuzdur. Ama gerekçenin makul olması bir iştir, projenin gerçekçi olması başka bir iştir. Böyle bir bölge ihdas etmek uluslararası meşruiyet gerektirir. Bu da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) bu yönde karar alması demektir. BMGK'da veto yetkisi olan Rusya'nın buna karşı olduğu bilinirken, bunda ısrar edilmesi Türkiye'yi imkânsızın peşinden koşar duruma düşürdü. Nitekim BMGK'nın 2254 sayılı kararı, “Suriye topraklarının her türlü güvenlikli bölgelerden arındırılmasını” öngörmektedir.   

Beşinci yanlış, Hatay'da hava sahamızı ihlal eden bir Rus uçağını düşürmek oldu. Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer onun Rus uçağı olduğu bilinse idi farklı şekilde hareket ederdik.” demek suretiyle bu eylemin bir hata olduğunu zımnen kabul etti ama Türk-Rus ilişkileri, bu eylem nedeniyle, ciddi bir hasara uğradı. Rusya Cumhurbaşkanı Putin'in, Türkiye'ye, ağır bir fatura ödettirmeye kararlı olduğu anlaşılıyor. Bu olay sadece Türk ekonomisine zarar vermekle kalmadı. Türkiye'nin Kuzey Suriye'de hareket etme imkânını da önemli ölçüde kısıtladı. Eğer uçak düşürme olayı vuku bulmasaydı, Türkiye ve Rusya, çıkarlarının ortak olduğu alanlarda Suriye'de birlikte hareket edebilirler ve çıkarlarının çatıştığı konularda da, iki dost ülke olarak, bir orta yol bulabilirlerdi. Uçak düşürme olayı bu yolları kapattı.

Şimdi bir zorluk da BMGK'nin 2254 sayılı kararının kabul edilmesiyle ortaya çıktı. Bu karar Esed'i demokrasiye geçiş döneminin önemli bir aktörü haline getiriyor ve ondan sonra da cumhurbaşkanlığına tekrar aday olmasının yolunu da kapatmıyor. Türkiye bu geçiş döneminde Esed'le işbirliğini reddederse, bu sürecin de dışında kalmış olacaktır. Bir de Esed adaylığını koyar da tekrar cumhurbaşkanı olursa, Türk-Suriye ilişkilerinin ne hale düşeceğini artık tasavvur dahi etmek istemiyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (3)

  • Rahmi Yılmaz
    Rahmi Yılmaz
    30.04.2013 14:13

    Teşekkürler Münir aktolga doğru yorum alkışlanır

  • Rahmi Yılmaz
    Rahmi Yılmaz
    30.04.2013 14:13

    Teşekkürler Münir aktolga doğru yorum alkışlanır

  • Süleyman Sırrı Dinçer
    Süleyman Sırrı Dinçer
    30.04.2013 19:47

    Enfes bir yorum. Alkışlıyorum.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums