Siyasi tarafgirlik ve dini eleştiri...

  • 1.08.2012 00:00

 Son günlerde belki de çok önemsenmemesi gereken bazı siyasetçilerin kıymetsiz bazı söylemleri beni çok rahatsız ediyor, 'aman sende, aldırma geç' diyemiyorum. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, bir süredir, AK Parti'yi eleştirmek için 'Habil-Kabil' benzetmesi yapıyor, kendilerinin yüzünü İslam âlemine AK Parti'nin ise Batı'ya çevirdiğini söylüyor. Bu değerlendirmenin ne kadar gerçekdışı ve anlamsız olduğunu Türkiye'nin İslam dünyasındaki artan önemini gözlemleyen herkes söyleyebilir. Benim takıldığım kısım dışpolitika yorumu değil, Habil-Kabil üzerinden AK Parti'yi 'kötü, bozguncu, din karşıtı' gösteren imalar... Rahmetli Erbakan hoca, zaman zaman siyasi partileri din üzerinden konumlandıran ve muhalifleri dindışı gösteren sözler sarfederdi, ama hocanın sempatik hali, çok ciddi mahzurlar içeren bu yakıştırmaları örterdi. Ancak Kamalak'ın benzer argümanlarla büyük bir kitleyi aşağılaması yenilir yutulur cinsten değildir. İnananlar-inanmayanlar ayrımı yapmak, siyasi tarafgirliği dini tarafgirlik olarak görmek, partiler arasındaki rekabeti inanç kavgası gibi lanse etmek büyük bir yanlıştır ve ciddi bir vebaldir. Kendisini dinin temsilcisi ve sözcüsü, diğer partileri ise dinden sapmanın adresi gibi gösteren anlayışın kendisi dini açıdan özürlüdür.

Din jandarmalığına soyunarak, AK Parti'yi veya herhangi bir insanı yargısız infaza tâbi tutmak, alaycı ifadelerle küçümsemek aklı başında olan kimsenin yapacağı bir iş değildir.

Yeri gelmişken daha önemsediğim ve değer verdiğim Ali Bulaç'ın bazı eleştirilerine de değinmek istiyorum. Ali Bulaç, Türkiye'de dini düşüncede önemsenmesi gereken birkaç kişiden biridir ve İslam üzerinde felsefi derinliğe sahiptir. Doğrusu ben bu tür şahsiyetleri eleştirmek ve polemik konusu yapmak istemem ama birkaç hususa değinmek durumundayım. Ali ağabeyin dini değerlendirmeleri, siyasi öngörüleri ve değerlendirmelerinin çok ilerisindedir. Nitekim isabetsiz çıkan siyasi yorumlarına geçmiş dönemde sıkça şahit olduk. Bulaç, "İslamcıların dini, muhafazakarların diyaneti" başlıklı yazısında AK Parti'yi zehir zemberek eleştiriyor.

AK Parti'ye karşı hasmane duygular beslemek elbette bir tercihtir ve her türlü siyasi eleştiride de herkes özgürdür, ama bunu AK Partililerin dini anlayışını tahfif ederek, dini değerlere bağlılığını sorgulayarak yapmak hiç hoş değildir.

Ali Bulaç, "Dinini ciddiye alıp dünyaya İslam bakış açısından bakanların (İslamcıların) AK Parti kurucularına ve teorisyenlerine şükran borcu var. Kuruluşta yetkililer 'Biz gömlek değiştirdik, İslamcı değiliz, dini referans alarak siyaset yapmayacağız ..' diyorlar" şeklinde sözler sarfederek, AK Parti'nin dini ciddiye almadığını, İslami bakışa sahip olmadığını ve İslami referansları önemsemediğini söylemeye getiriyor. Doğrusu bu kadar büyük bir bühtan hiçbir din alimine yakışmaz.

AK Parti'nin siyaset anlayışı, devlet aygıtı marifetiyle toplumu zorla dönüştürmeyi ve İslamlaştırmayı esas alan İslamcılık anlayışlarına karşı eleştiriler getirmiştir (İslamcılık elbette çok boyutlu değerlendirmeyi gerektiren uzun bir meseledir). 'Yeni İslamcılık' bağlamında geçmiş dönemlerde yaptığımız tartışmalarda toplumu değil devleti merkeze alan İslamcılığın nasıl bir değişim geçirdiğini, tekrar eğitime, öze ve ahlaki hassasiyetlere yönelerek toplumsal bir duyarlılık geliştirmeyi amaçladığını konuşuyorduk. Benim de büyük önem atfettiğim İslamcılık, 20'nci yüzyılda büyük bir dinamizm ortaya koymuş ve önemli toplumsal hareketler üretmiştir. İslamcılık geçen on yıllarda ise ciddi sorgulamalara tâbi tutulmuş, yöntem, üslup, tarz eleştirilerine maruz kalmıştır. Türkiye'deki AK Parti iktidarının geliştirdiği siyaset tarzı da bu büyük dönüşümlerin ve sorgulamaların bir tezahürü olarak görülebilir. İslamcılığın içinde çok farklı hareketler ve anlayışlar olduğu gibi AK Parti'nin muhafazakarlığı ile İslamcılık arasında da önemli farklar vardır. Yüzde 50 oy alarak kitleselleşen bir hareket ne olursa olsun daha yumuşak bir ideolojiye dayanır. Ama bu dini hassasiyetleri kaybetmek, değer dünyasından kopmak, reel politikaya teslim olmak anlamına gelmez.

Parti ve siyaseti yöntem olarak olumlamakta isteksiz olan İslamcıların bugün İslamcılığın hedeflerini parti ve siyasetin gerçekleştirmemesini eleştirmesi çok ilginçtir. Bazı İslamcılar Diyanet'e de hep soğuk bakmışlardır, siyaset ve demokrasiye de... Bugün için ise Diyanet de dönüşüm geçirmektedir, siyaset ve demokrasi de...

AK Parti'yi sevenler de sevmeyenler de her türlü eleştiriyi getirmekte, uyarı ve ikazlarda bulunmakta elbette serbesttirler. Ama iyiniyetle bakanlar yapıcı eleştiri getirirler, nefretle bakanlar tahkir ve tezyif ile eleştiriyi birbirine karıştırarak hata ederler.

AK Parti elbette tüm eleştirileri nazara alıp muhasebe yapmaktan kaçınmaz ve büyük bir hareket olarak içindeki yanlış yapanları temizleyerek, hatalarını düzelterek yol yürümeye gayret eder.

Mübarek Ramazan'da birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye edelim; ama kaş yaparken göz çıkarmamaya, dostluk ve kardeşlik iklimini zedeleme-meye dikkat edelim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums