Tarihi adımı küçümseyen zihniyet...

  • 13.06.2012 00:00

 aşbakan Erdoğan, dün tarihi nitelikte bir açıklama yaparak, Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulacağını duyurdu. Onlarca yıla uzanan Kürt meselesinin tarihinde iki önemli adım bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Kürtçe televizyon kurulması, ikincisi ise eğitim sistemi içine Kürtçe'nin girmesidir. Devrim niteliğinde olan bu ve benzeri düzenlemeler, inkarcı anlayışı yerle bir etmiş, yurttaşlık temelinde demokratik hakların önünü açmıştır.

Kürt meselesinin çözümünde en cesur adımları atan, en büyük riskleri alan AK Parti hükümeti, Kürtçülük çizgisindeki hareketlere ve terör örgütüne rağmen bu kazanımları hayata geçirmiştir. Kürtler şunu çok iyi görüyor: Bugüne kadar Kürtlerle ilgili her türlü hak-özgürlük düzenlemesini bu hükümet yapmıştır ve tek başına yapmıştır. Hatta BDP'nin tepkisine, PKK'nın sabotaj ve her türlü engelleme çabalarına karşı yapmıştır. AK Parti hükümeti halkın beklentileri doğrultusunda hangi adımı atsa PKK çevresinden hazımsızlık, hakaret, aşağılama görmüş; yok sayan, küçümseyen, kötüleyen bir tavırla karşılaşmıştır. Kürtçe ile ilgili düzenlemelere ilk tepki MHP'den önce BDP'den gelmiştir. İstismar siyaseti, halkın memnuniyetini değil, sorunun derinleşmesini arzu etmiş, Kürtlerin meselelerinin hallini PKK'nın hedeflerinin boşa çıkarılması olarak algılamıştır.

Beşir Atalay'ın seçmeli eğitim mesajına ilk tepkinin BDP Grup başkanvekilinden gelmesi, PKK elebaşlarının bu adımı küçümseyen beyanlarda bulunması hiç şaşırtıcı değildir. Nitekim dünkü grup konuşmasında Gülten Kışanak, Bakanların bu dersi alabileceğini ama Kürtlere bu 'zulmün' yapılamayacağını söyledi. İşte tam da CHP zihniyeti dediğimiz durum budur. Takdir etmesini bilmeyen, olumlu gelişmeleri bile yerden yere vuran bir anlayış, sadece samimiyetsizdir, istismarcıdır. Anadilde eğitim isteyenler bu adımı kendilerince yetersiz görebilirler, daha fazlasına yönelik siyasi söylemlerde bulunabilirler. Ama atılan olumlu bir adımı takdir edememek, aksine kötülemek adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir tavırdır. Kürtçe'nin eğitim sistemine girmesini, isteyenlerin böyle bir ders alabilmesini önemsememek hakkaniyetle bağdaşır mı? Yıllardır bu konuda dert yanan, rapor hazırlayan, beyanat veren herkes bu gelişmeye parmak basmış ama kimse hayata geçirememiştir.

Çarpık bakış açısı, çarpık algılama tarzı, kötü niyetli tavırlar... BDP'nin Kürtlere sevinme imkanı tanımaması, her adımı boğmaya çalışması büyük bir yanlıştır. Kışanak bir de Başbakan'ın 'benim Kürt kökenli vatandaşım' ifadesine takılmış, biz de 'Türk kökenli Başbakan mı diyelim' diye soruyor. Sanki başbakan ayrımcı, dışlayıcı bir ifade olarak Kürtlüğü kullanmış gibi takdim ediyor. El insaf... Telaffuz edilmekten bile çekinilen bir etnik kökeni Başbakan'ın kullanması, sahiplenmesi nasıl bir ayrımcılık olur? Bu konuda ayrımcılığı yapan yıllardır BDP ve PKK'dır. Her olumsuz konuda Türk askeri, Türk devleti, Türk hükümeti, Türk yargısı ifadelerini kullanan, Türklüğü bir karşıtlık ve aşağılama vurgusu olarak yapan bir partinin bugün böyle bir değerlendirmede bulunması en hafif tabiriyle ayıptır. Yıllarca ayrımcılık ve bölücülük kokan ifadeler bu kesimden sudur etmiştir.

Terör örgütü elebaşları da seçmeli eğitim konusunda her zamanki gibi küçümseyen ifadelerde bulunuyor, 'Seçmeli Kürtçe öğretim Kürt kimliğinin tanınmasını ve asimilasyonun durdurulmasını ifade etmiyor. Olsa olsa kültürel soykırımın sürdürülmesini örtme aracı olabilir' diyor. Cemil Bayık, Hükümetin kandırmaca yaptığı gibi boş laflar ederek, asıl PKK'nın taleplerinin boşa düşürülmesinden duydukları rahatsızlığı dile getiriyor.

Halkı umutlandıracak, moral verecek, mutlu edecek ne yapılırsa, PKK hemen felaket tellallığına başlıyor, millete hayatı zehir edecek reddiyelerde bulunuyor. CHP AK Parti görüşmesinin ürettiği olumlu havayı kırmanın gayreti içine giriyor, bunu oyalama taktiği olarak lanse edip, siyasi diyalog ve işbirliğini gaflet olarak niteliyor, BDP'nin de önüne set çekiyor.

Farklı dil ve lehçelerde seçmeli ders konulması takdirle karşılanacak bir adımdır ve bu konudaki duyarlılığı sebebiyle Milli Eğitim Bakanı Dinçer'i kutlamak gerekir.

Marifet iltifata tabidir. Takdir duygusu körelenler, hakkaniyet ve adalet duygusunu kaybetmiş olurlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    18.03.2015 19:36

    Vicdana dair bir yazi yazmissin. Aferim. Yalniz, bu olayda tum sucu cemaatin savcisina atman akla zarar. AK Parti kendi cikardigi yasayi uygulamamis. Silahi birakip teslim olana maksimum 9 sene ceza verilecek diye soz vermis, yasa cikarmis sonra da bu yasadan faydalanmak isteyip teslim olan bir insani muebbete mahkum etmis. Kurtleri, AK Partiye guvenmedikleri icin suclayabilir misin? Bak gecen gun ne dedi Erdogan: Kurt sorunu yokmus, Kurtlerin nesi eksikmis. Bir calim daha. Kurt sorunu yoksa, cozume neden ihtiyac var ki? Guven olmaz bunlara...Bu arada basdanismanlik gorevin nasil gidiyor? Bugune kadar ne katkin oldu basbakana? Basbakanligin gostermelik bir makam oldugu bu gunlerde basbakana danisman olarak atanman sence gostermelik bir olay mi, yoksa zamanlamasinda bir yanlislik mi var?

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums