CHP ve siyasi aldatma

  • 17.01.2014 00:00

 Bu CHP iflah olmaz bir görüntü veriyor.

Gel yeni anayasa yapalım... “Olmaz”...

Gel anayasa uzlaşma komisyonunun uzlaştığı maddeleri geçirelim... “Olmaz”...

Gel HSYK’yla ilgili anayasa değişikliği yapalım... “Olmaz”...

Kanunu değiştirelim... “Olmaz”...

Sürekli ‘olmaz’ diyen, ‘yok’ diyen, her şeye karşı çıkan bir siyaset tarzı olabilir mi?

Kamuoyu baskısı sebebiyle doğrudan yok demek yerine şartlar öne sürerek her adımı engellemeye çalışmak CHP’nin huyu haline geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu ortaya koyduğu muğlak ve ikircikli tavırlarla tüm siyasi ağırlığını tüketmiştir. Kılıçdaroğlu bir de hükümetin paralel yapıyla mücadelede ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemelere destek verebileceğini söylüyor.

Kılıçdaroğlu ‘anayasa değişikliği’ne sıcak baktıklarını söylemesine rağmen ortak çalışmayı reddederek sadece AK Parti’yi değil, toplumu da aldatmıştır.

AK Parti’nin teklifi HSYK konusunda uzlaşı sağlayarak bir anayasa değişikliği yapılmasıdır. Bunun muhtevası, şekli ve yöntemi tamamen partiler arasındaki heyetlerin görüşeceği konulardı. RTÜK benzeri düzenleme sadece örnek olarak gündeme getirilmiştir.

Bekir Bozdağ başkanlığındaki AK Parti heyeti CHP’ye somut bir muhteva götürmemiştir ki, hemencecik reddedilsin... Bu konuda çok farklı görüşler bulunuyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda partilerin üzerinde çalıştıkları taslaklar bir mutabakat zemini olabileceği gibi, Avrupa örnekleri de incelenebilir... Ama ‘uzlaşabiliriz’ deyip ardından ‘gelin çalışalım’ teklifini reddetmek siyasi aldatmacadan başka bir şey değildir.

***

HSYK türü kurulların Avrupa Birliği üyesi ülkelerde çok farklı örnekleri bulunuyor. Doğrudan hükümetin atadığı üyeler de var, Meclis’in atadığı üyeler de var. Avrupa’da Meclis’in, Devlet Başkanı’nın veya Hükümetin atama yapması kesinlikle yargıya müdahale veya siyasallaşmaolarak algılanmıyor. Avrupa’da Meclis’ler atama yapınca ‘demokratik’ oluyor, Türkiye’de Meclis üye belirlesin denince ‘siyasallaşma’ oluyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.

AB çevrelerinden gelen ‘yargıya müdahale’ lafları da son derece boş ve tutarsızdır. Bunun adı açıkça çifte standarttır. AB sözcüleri Türk milletinin aklıyla alay etmemelidir!

Türkiye’de kendi meclisine, hükümetine, devlet başkanına güvenmeyen, milli iradenin temsilcilerinin irade beyanını demokratik nüve değil de, siyasal otoriterleşme eğilimi gibi gören anlayış tam anlamıyla sakat bir anlayıştır.

***

Avrupa ülkelerindeki örnekler bugüne kadar çok sıralandı. Hatırlamayanlar için tekrar edelim:

Fransa’da Cumhurbaşkanı (HSYK) Kurul başkanı, Cumhurbaşkanı, Senato ve Meclis Başkanları birer vatandaşı üye olarak seçebiliyor.

İtalya’da da Devlet Başkanı Kurul başkanı, Parlamento 8 üye seçiyor.

İspanya’da Yargıtay Başkanı Kurul Başkanı, Senato ve Kongre’nin belirlediği isimlerden 12 hakimi, 8 avukat ve hukukçuyu Kral atıyor.

Polonya’da Parlamento 4 parlamenteri, Senato 2 senatörü üye olarak seçiyor. Yani siyasi irade isim belirlemenin ötesinde kendisi kurulda yer alıyor.

Portekiz’de Cumhurbaşkanı 2, Parlamento 8 yargı dışı kişiyi üye olarak atıyor.

İsveç’te tüm üyeleri hükümet atıyor. Bir genel müdür kurul başkanı oluyor, 4 hakim, 2 parlamenter, 1 avukat, 2 sendika temsilcisi, 1 valilik temsilcisi üye olarak atanıyor.

Hollanda’da Adalet Bakanı’nın önerdiği 3 hakim, 2 işletme mezunu, Kral tarafından üye olarak atanıyor.

Diğer birçok AB ülkesinde tablo Türkiye’de yapılmak istenenden çok daha Meclis ve hükümet odaklı... Dünyanın belki de hiçbir ülkesinde Adalet Bakanı bu kadar yargı sisteminin dışında bırakılmamıştır.

AK Parti Türkiye’nin ihtiyacı olan düzenlemeleri tek başına da kalsa yapmak durumundadır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums