Krizlere değil, fırsatlara odaklanmak...

  • 23.06.2011 00:00

Hatip Dicle'nin aldığı ceza sebebiyle milletvekili seçilme vasfını kaybettiğine yönelik YSK kararı, bir kez daha demokrasi ile hukuk arasındaki ilişkiyi gündeme getirdi.

Siyasi partiler demokrasi mücadelesi verirken hukuk sistemini, anayasa ve yasaları da demokratik bir dönüşümden geçirmeye çalışırlar. Hukuk sisteminin her dediği, mutlak doğru olmadığı gibi verili hukuk yapısı da değiştirilemez değildir. Demokratikleşme her alanı kapsayarak devam eden bir süreçtir. Bu yüzden siyasi partiler hukuk sistemindeki sorunlara eleştirel yaklaşıp, reforma tabi tutmak için de gayret gösterirler. Bu mücadele, anayasal sisteme uymamak, kanunları çiğnemek şeklinde değil, mevzuata uygun hareket ederek mevzuatı reforma tabi tutmak şeklinde cereyan eder. Çünkü ayağını bastığınız zemin hukuki meşruiyete sahip olmalıdır. Meşruiyetini tartışmaya açtığınız, değiştirmeye çalıştığınız mevzuatı bile kuralına uygun bir şekilde değiştirmeye çalışabilirsiniz.

İktidar, bugüne kadar Anayasa Mahkemesi kararlarıyla çok engellendi, yüksek yargı tarafından adeta kuşatma altına alındı. AK Parti, bu durumu eleştirdi, tepki gösterdi ama her zaman hukuk sistemine uygun hareket etti, evrensel hukuk normlarına ulaşmak ve ileri demokrasi standartlarına kavuşmak için reformları hayata geçirmeye çalıştı. Beğenmediği kararlar olduğunda savaş ilan etmedi, terör havası estirmedi, anayasal sistemi yok sayarak hareket etmedi.

Partilerin seçilme yeterliliği tartışmalı adaylar çıkarmaları veya tutuklu bulunan ve seçilme vasfını ortadan kaldıran cezalarla yargılanan kişileri aday göstermeleri krize davetiye çıkarmaktan başka bir anlam taşımıyordu.

Oldu bitti yaparak netice almaya çalışmak ya da yasalara uygun olmayan fiili durumlar yapılmasını zorlamak hukuk-demokrasi ilişkisine zarar verir.

BDP'lilerin 'Meclisi tanımama', 'Meclisi boykot etme' gibi söylemleri veya 'yasaları delerek netice alma' gibi taktikleri demokratik mücadelenin doğasına uygun düşmüyor.

BDP ciddi bir milletvekili sayısına ulaşarak parlamenter sistem içinde önemli bir aktör haline gelmiştir. Meclis'i tanımama çıkışı, kendi varlık zeminini ve siyaset alanını küçümseyen, anlamsızlaştıran bir ifadedir, demokratik mücadeleyi hazmetmemenin göstergesidir.

'Dediğimiz olmazsa kriz çıkarırız, sistemi kilitleriz' yaklaşımı, BDP'nin bugüne kadar izlediği stratejinin parçasıdır. BDP çizgisindeki partilerin maruz kaldıkları olumsuzluklarda sistemden kaynaklanan sorunlar hep oldu ama, partinin yaptıkları yanlışlar da oldu. BDP, oyunu bozmanın, oyunu sabote etmenin gayreti içindeymiş gibi bir görüntü verdi. BDP'nin siyasi sistem içinde tutulması için diğer partiler samimi bir duruş sergilediler, ancak bu sadece diğer partilerin kabulüyle alakalı bir durum değildir, BDP de oyunun kurallarını kabullenen, sistemi hazmeden bir anlayışla hareket etmelidir.

Her sıkıntıda tehditler yağdıran, her engelde sistemin meşruiyetini tartışmaya açan bir yaklaşım demokrasiyi içselleştirememeyi ifade eder.

İlk YSK kararından sonra savaş naraları atan BDP'liler, kararın düzeltilmesini, bu tehditlerine bağladılar. Oysa ortada farklı yorumlar vardı ve YSK bunlardan birine göre hareket edecekti. Süreçte toplumun her kesimi siyasete dışarıdan müdahale edilmemesi, BDP'lilerin dışlanmaması yönünde toplumsal baskı oluşturdular. Alınan kararda BDP'lilerin savaş çığlıklarının değil, farklı kesimlerin verdiği toplumsal tepkinin etkisi vardı.

Toplumsal baskı, anayasayı ve yasaları ortadan kaldıran, görmezden gelinmesini sağlayan bir etki yapmaz. Bunların değişmesi için bir destek oluşturabilir.

BDP'lilerin her olayda tehditten medet umması, yanlış bir siyaset tarzıdır. Ahmet Türk, direne direne haklarını aldıklarını söylüyor. Kriz veya kavga çıkarmak doğru ve sürdürülebilir bir siyaset tarzı değildir. Dayatmayla netice almaya çalışmak BDP'nin klasik yöntemi olmamalıdır. Beğenmediğiniz, sorun olarak algıladığınız mevzuatın değişmesi için mücadele edebilirsiniz, kararları eleştirebilirsiniz. Ama bunları tanımamak, bilerek çiğnemeye çalışmak, sisteme meydan okumak bir çıkış yolu olamaz.

Seçimlerden sonra 'umut' hakimdir, partiler yeni bir sayfa açmakta, diyalog ve uzlaşı mesajları vermektedir. Yeni dönemde her parti Meclis'te önemli bir misyon yüklenecektir. Artık, krizlere değil, fırsatlara odaklanmalıyız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums