Söylemlerdeki değişim ve çelişkiler…

  • 24.04.2013 00:00

 Çözüm sürecinin dönüştürücü bir etki yaptığını veya yapması gerektiğini söylüyoruz. Bu dönüşüm bir yönüyle de demokratik siyaset dönemine hazır hale gelmeyi ifade ediyor. Sorunun parçası olan aktörler, zihniyetler, politikalar, üsluplar değişmeden çözümün ortaya çıkması elbette mümkün değildir. Herşey aynı kalsın ama daha farklı ve ideal bir sonuca ulaşalım. Böyle bir şey olamaz.

Çözüm sürecini başlatan ve genel bir demokratikleşmeyle kronik meseleleri çözmeye çalışan AK Parti iktidarı temel siyasi paradigmayı ve bakış açısını değiştirerek bu inisiyatifi başlattı. Sorunlu algıları, kabulleri ve bakış açılarını değiştirmeden yani yapısal ve zihinsel bir dönüşüm gerçekleştirmeden yeni ve daha ileri bir noktaya ulaşılamaz.

AK Parti'nin milliyetçilik algısına yönelik cesur müdahalesi ve yeni kodlamalarla kavramların sorunlu boyutlarını törpülemeye çalışması bu açıdan önemli…

BDP'lilerin bir süredir daha sorumlu bir üslup ve dil kullanmaya gayret ettiğini görüyoruz. BDP'lilerden ve Kandil'den sudur eden bir kısım sorunlu çıkışlar olmasına rağmen genel olarak bir farklılaşmadan bahsedilebilir.

Bu dönüşüm süreci kafa karışıklıklarını, söylem düzeyinde bir kısım ikilem ve paradoksları da yansıtmıyor değil…

Örneğin Gültan Kışanak sürecin bir pazarlıkla yürümediğini, asıl olanın ikinci aşamadaki 'toplumsal müzakere' süreci olması gerektiğini söylerken 'ne aldınız, ne verdiniz' gibi sıkıştırmaları başarılı bir şekilde ekarte ediyordu.

Gültan Hanım'ın 'Öcalan, Kürt gençlerini demokratik sürece uygun olarak örgütlenmeye, bilinçlenmeye ve öncülük yapmaya davet ediyor' şeklindeki sözleri de yeni dönemin ruhuna uygun olarak demokratik çalışmaların öne çıkarılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak Kışanak'ın Öcalan'ın elinin güçlenmesi için daha büyük 'serhildan'lar (başkaldırılar) yapılması için çağrıda bulunması yanlış anlaşılabilecek ve eleştirilecek boyutlar taşıyor.

Örgütün Kandil'deki elebaşılarından Cemil Bayık'ın önceki gün basına yansıyan bir röportajı da kafa karışıklığına sebep olacak cinsten… Bir ay önceki 'çekilme için yasal zemin hazırlanmalı' bayat söylemini tekrar etmesi, bir sorun ve kriz görüntüsü veriyor. Özellikle Duran Kalkan'ın Ruşen Çakır'a söyledikleriyle yan yana konulduğunda ortaya büyük bir tenakuz çıkıyor. Sanırız Karayılan'ın yapacağı açıklama bu konuda örgütsel duruşu belirginleştirecektir.

Kalkan, artık silahla değil demokratik siyaset yöntemiyle mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.

Bayık'ın röportajında ise dikkat çeken iki husus var. Birincisi, arabuluculuk için ABD'nin rol üstlenmesi gerektiğini söylüyor, ikincisi de 'Milli Kongre' yapılabilmesi için Barzani'nin katkıda bulunmasını talep ediyor.

Yine dün kamuoyuna yansıyan DTK bildirisi de süreç açısından not düşülmesi gereken hususlar içeriyor. Süreci kendileri açısından 'Demokratik Kurtuluş Hamlesi' olarak niteleyen DTK, her alanda büyük mitingler, gösteriler ve toplantılar yapılması gerektiğini, yeni Anayasada yer almasını istedikleri konular için zorlayıcı bir faktör olarak kitlesel desteğin öne çıkarılması gerektiğini vurguluyor.

Selahattin Demirtaş'ın Taraf'taki röportajında ve DTK bildirisinde yeni anayasadan ziyade bir geçiş düzenlemesine veya 'demokratikleşme paketi'ne vurgu yapılması da ilginç bir ayrıntıdır.

Bugünlerde Akil İnsanlar Heyeti'nin Güneydoğu ve Doğu programlarında örgütün organize söylemlerinden birisi olan koruculuk meselesi sıklıkla gündeme getiriliyor. Son günlerde yeni koruculuk kadroları oluşturulduğu ve hızla bu kadroların doldurulduğuna dair iddialar, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Gidenler-gelenler olsa da koruculuk kadrosu sabit durumda ve bu konuda yeni bir gelişme yaşanmıyor. DTK bildirisinde de bu konu bir sorun olarak gündeme taşınmış.

Örgüt, özellikle Türkiye dışına çıkıştan sonra alanda kendi aleyhine bir boşluk oluşmasından endişe ediyor ve bunun başka gruplar, cemaatler, sivil toplum örgütleri veya korucular tarafından doldurulacağı kaygısını taşıyor. Farklı gruplara yönelik sindirme girişimlerinin temelinde de bu endişe yatıyor.

Kandil'in sınır dışına çıkma ile ilgili açıklamayı ayrı bir şova çevirmemesi ve 'ama'lı, fakat'lı' söylemlerle sürecin gidişatına gölge düşürmemesi önem taşıyor.

 

YASİN DOĞAN

Yeni Şafak

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums